9- Gitar

574 29 7
                                        

Medya; Gece & Bölümde Geçen Şarkı

İyi okumalar! :)

Gecenin sonunda Gözde ve Tunç eve giderlerken ben de yerimden kalkmıştım. Ateş beni bırakacağını söylediğinde sesimi çıkarmadım. Çifte kumruların benim yüzümden yollarını uzatmalarını istemezdim, özellikle de böyle bir günde. Ateş üzerindeki ceketi çıkarıp omuzlarıma bıraktığında ona garip garip baktım. Arabaya binecektik zaten, ne gerek vardı ki buna. Birkaç dakika önce oturduğu pufa tekrar oturup yanındakine oturmamı bekledi. Oflayarak oturduğumda öylece bana bakmaya başladı. Sanırım ne söyleyeceğini düşünüyordu ama bakışlarını benden ayırmaması... rahatsız ediciydi.

"Konuşmayacak mısın?" Ellerimi ısıtmak için dizlerimin arasına alıp gözlerine baktım.

"Kimse hayatta kaza yapmadan ilerlemez ve biz bu kazalardan yara alırız. Bir süre sonra yaraların geçtiğini görürüz ama her zaman bir iz bırakır. Kimisi minik bir çizik, kimisi kocaman bir yarık... Aldığın yaralar güçlü yapar seni. Ben çok küçükken öğrendim acının nasıl bir yara açtığını insanda ve nasıl başa bileneceği bununla. Senin yaran çok yeni, kabuk tutması elbette uzun sürecek ama benim amacım senin yaranı kanatmak değildi. Ben sadece onu düşünmemeni ve bu yaranın olabildiğince hızlı kapanmasını istedim. Seni anlayabiliyorum ve hala benden uzak durmakta bu kadar ısrarcıysan diyebileceğim hiçbir şeyim yok. Hayatım boyunca kullanabileceğim bütün edebi kelimeleri kullandım sanırım."

Ayağa kalktığında sessizliğimi koruyarak arabaya kadar peşinden gittim. Üzerimdeki ceketi arka koltuğa bıraktıktan sonra Ateş'in yanına oturdum ve kemerimi bağladım. Göz ucuyla bana baktıktan sonra arabayı çalıştırdı. Hızla akıp gidenleri ağaçları izlerken omzuma çöken ağırlıktan uykumun geldiğini anladım. Birkaç gündür sakinleştirici almamama rağmen güzel bir uyku çekiyordum. Ateş arabayı durduğunda kemerimi çözüp ona döndüm. Sessizliğimi bozmanın zamanı gelmişti.

"Belki de biraz yardıma ihtiyacım vardır, kimbilir... İyi geceler."

Arabadan inmeden hemen önce dudaklarımı yanağına değdirip geri çekildiğimde gülümsedi. Elimdeki çantayı ondan güç alıyormuşum gibi sımsıkı tutarak kızarmış yanaklarımla eve doğru yürüdüm. Annem kapıyı açınca hiçbir şey söylemeden odama girip kendimi yatağa attım. Buz gibi ellerimi yanaklarıma koyarken kendime bunu nasıl yaptığıma inanmadığımı söyleyip duruyordum.

***

"Gece biraz çabuk olsana! Başlıyor film, hadi!"

Elimdeki mısır dolu kaseyi düşürmemek için çabalarken gidip yanına oturdum. İlk kez birlikte film izleyecektik ve Tanrım... baş başaydık. Film başladığında kaseyi aramıza koyup tüm dikkatimi ekrana vermeye çalıştım ama Can yanımdayken bu hiç de kolay olmuyordu. Mısır alırken ellerimiz birbirine değdiğinde midemdeki kelebeklerin kanat çırptıklarını hissedebiliyordum. Birkaç gündür adını koyamadığım bir şekilde yakındık ama bazen de bir o kadar uzak. Beni hastaneden getirdikten sonra birkaç kez buluşmak istediğini söylemişti ama ben tanımadığım biriyle dışarı çıkmayı istemediğimi söyleyip reddetmiştim. Benim ne dediğim tabii ki onun umrunda olmamış, kapıma kadar gelip bana onunla gitmekten başka seçenek bırakmamıştı.

Günlerdir geçirdiğimiz her dakikayı aklımda geriye sarıp sarıp izliyordum. Uykusuzluk gözlerime bakıldığında bile belli oluyordu belki de. Ve şuan çalan müziğin de etkisiyle vücudumun uyku moduna geçtiğini biliyordum. İnatla gözlerimi açık tutup filme odaklamaya çalışsam da başım omzuma düşmüştü. Can aramızdaki kaseyi masaya bırakırken başımı da kucağına yatırmıştı. Yüzümde sıcak nefesini hissettiğimde kalbim dört nala koşar gibi atmaya başladı, sesini duyabileceğinden korkmuştum. Dudaklarımın üzerinde sıcak dudaklarını hissettiğimde bunun rüya mı gerçek mi olduğunu bilmiyordum.

Gerçek (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin