Medya: Ateş (Gece'nin üzerine düştüğü adam)
İyi okumalar! :*
Gözlerimi açmaya çalıştım ama onlar inatla geri kapanıyordu. Sanırım ateşim çıkmıştı çünkü vücudum alev almış gibi yanıyordu. Hasta olmaktan nefret ediyordum, hasta olunca kendimi bakıma muhtaç minik bir bebek gibi hissediyordum. Birilerine yük olduğum düşüncesi beni rahatsız ediyordu. Yastığa sarılıp birkaç dakika öylece durduktan sonra kendimi kalkmaya zorladım. Gözde ve Tunç benimle zaten fazlasıyla ilgileniyorlardı, bir de hasta halimle uğraşmalarını istemezdim. Tabii ki hasta olunca çekilmez olanlardan değildim canııım (!). Yataktan kalkmayı başardığımda ağaca tırmanmayı başarmış koala gibi sevinerek banyoya doğru yürüdüm. Yüzüme buz gibi suyu çarparak kendime geldikten sonra saçımı tepeden bir güzel topladım.
Normalde gün boyu gecelikle gezmeyi severdim ama Tunç varken rahat edemeyeceğimi bildiğimden en sevdiğim geceliğime veda ederek bordo bir kazak ve siyah dar paçamı üzerime geçirip aşağı indim. Tunç film izlerken koltukta uyuyakalmış, Gözde ise mutfakta bir şeylerle uğraşıyordu. Televizyonu kapatıp Gözde'nin yanına gittim. Bir elinde Tunç'un telefonu diğer elinde kendi telefonuyla yaptığı işe oldukça dikkat kesilmişti, beni görünce hafifçe sıçradı.
"Ne yapıyorsun böyle dikkat kesilmiş?" diye fısıldayıp karşısındaki sandalyeye oturdum. "İki gün sonra Tunç'un doğum günü, arkadaşlarının numaralarını alıyorum. Hazır Tunç uyuyorken hepsini arayıp gelip gelemeyeceklerini soracağım. Yardım etmek ister misin?"
"Tabii isterim." dediğimde numaraların yazılı olduğu kağıdı bana uzatıp "Rehberden bakıp yazdığım için harf sırasına göre yani kim yakın arkadaşı kim değil ya da kimler burada yaşıyor bilmiyorum. Baştan başlayabilirsin aramaya, ben de bu arada parti için mekan bakacağım." dedi ve bilgisayarın başına geçti.
İsimlere şöyle bir göz gezdirip ilk sıradakini aradım ama açan olmadı, yanına işaret koyup ikinciye geçtim. Gelemeyeceğini söyleyince onun da yanına işaret koyup diğerini aradım. Bu sırada Gözde internetin çekmediğinden yakınarak gelip oturdu ve Tunç'un telefonundan bakmaya başladı. Telefon çalmaya başladığında Gözde'yi izlemeyi bırakıp kağıda daire çizmeye başladım, bu arada telefon açıldı.
"İyi akşamlar Ateş Bey, ben Tunç'un arkadaşıyım. İki gün sonra doğum günü ve ona sürpriz bir doğum günü partisi hazırlıyoruz da gelip gelemeyeceğinizi sormak istiyordum.
"Tunç döndü mü?"
Karşıdan gelen sesi duyunca az kalsın telefonu düşürecektim, sesimi tanımamış olacak ki gayet normal konuşuyordu. Sesimin titremesini engellemeye çalışarak döndüğünü söyledim. O da bir aksilik çıkmazsa gelebileceğini, saati ve mekanı mesaj atabileceğimizi söyleyip kapattı. Telefon elimde öylece kaldım birkaç saniye. Neden her yerde karşıma çıkıyordu bu öküz?
***
Gözde parti için küçük bir barla anlaşmış, yiyecek ve içeceklerin hepsini ayarlamıştı. Ben de aranacakların hepsini aramış daha sonra da saat ve mekanı gelecek olanlara toplu mesaj olarak atmıştım. Tunç uyandığında çoğu şeyi hallettiğimiz için Gözde gayet mutlu görünüyordu. Birlikte yemek yapacağımızı hatırlattığında hala biraz ateşim olduğunu söyleyip kaçmayı denedim ama çoktan önüme salata malzemelerini koymuştu.
Yemekler hazır olduğunda hep birlikte masaya geçtik ve sessizce yemeklerimizi yedik. Gözde ile masayı da topladıktan sonra hiçbirimizin uykusu olmadığından televizyon izlemeye karar verdik. Bir kanalda The Vampire Diaries vardı, Gözde bunu görünce Tunç'a durmasını söyledi ve ona sarılıp televizyona dikkat kesildi. Bu arada ben de telefonumu çıkarıp mesaj atanlara geri dönüş yapmaya çalıştım.
Gözlerim ağrımaya başladığında telefonu bırakıp uyuyabilmek için sakinleştirici aldım. Sanırım artık bunlara ihtiyacım yoktu, uyku düzenimin eskiye dönme vakti gelmişti. Çifte kumrulara iyi geceler dileyip odama çıktım ve üzerimi değiştirip ısınmak için hemen yorganın altına girdim.
Uyandığımda neredeyse öğlen olmuştu. Kendime tost yapıp yedim ve hazırlanıp evden çıktım. Tunç ve Gözde birlikte bir şeyler yapmak için dışarı çıkmışlardı, ben de bunu fırsat bilip aklımdaki şeyi yapacaktım. Dün mesajlara cevap verirken birkaç kişinin neden Can'ın cenazesini gitmediğimi sorduğunu gördüm. O halde oraya gitseydim geri dönebilir miydim bilmiyordum.
Arabaya binip çalıştırdım ve tüm dikkatimin yolda olacağına dair kendime söz verdim. Ne yazık kı iç sesim ilk kez onun kabrine gideceğimi hatırlatıp bu sözü yerle bir etti. Akmak için zaman kollayan gözyaşlarını elimin tersiyle silerek derin bir nefes aldım ve bütün dikkatimi yola verdim.
Mezarlığa geldiğimde arabayı park edip indim ve derin derin nefes alarak yürümeye başladım. Birini kaybetmenin verdiği acı benim için çok yeni bir şeydi, daha önce değer verdiğim kimseyi kaybetmemiştim ki ben. İleride adının yazılı olduğu taşı görünce oraya doğru yürümeye başladım. Gözyaşlarım gözlerimi terk etmeye başlamış, boğazımda koca bir yumru oluşmuştu .
Mezarın yanına geldiğimde toprağı umursamadan yanına oturdum. O sırada mezar taşının yan tarafına oyulmuş tarihi görünce elimi onun üzerinde gezdirdim. '19.01.2010' hayatımı değiştiren, beni alt üst eden ama aynı zamanda yeniden ayağa kaldıran adamla tanıştığım tarih...
"Merhaba. Umarım beni izliyor ve dinliyorsundur çünkü buna gerçekten ihtiyacım var. Sen yokken ne kadar eksik olduğumu, bir insanın ne kadar çaresiz kalabileceğini anladım. Sırf sana kavuşabilmek için senin yaptığını yapıp intihar etmeyi bile düşündüm ya da arabayla giderken bir yerlere çarpıp ölmeyi. Bu ben değilim, kaçarak hiçbir şeyden kurtulamam. Savaşmam gerek biliyorum ama senin beni ileri doğru itip cesaretlendiren elin yokken bu o kadar imkansız gözüküyor ki. Sen yokken bir başka erkeğe bakınca bile kendimi kötü hissediyorum, sence bu doğru mu? Bana neden bunları yaşatıyorsun Can? Ben sadece seninle mutlu olmayı istemiştim, hiç sahip olmadığını söylediğin o mutlu aileyi sana vermek istemiştim. Şu geldiğimiz hale bak, Gece kafayı yemek üzere ve bir taşla konuşuyor, Can ise o taşın altında öylece yatıyor. Biz bu değiliz, sahi sen ve ben artık biz miyiz?"
Ayağa kalkıp gözyaşlarımı sildim ve üzerimdeki tozu silkeleyerek devam ettim.
"İstediğini yapacağım Can. Senin için sensiz mutlu olmaya çalışacağım, yapmak istediğimiz her şeyi bir başkasıyla yapacağım. Sadece hazır değilim, her şey çok yeni ve sen... benim ilk aşkımsın nasıl hemen vazgeçebilirim ki? Her neyse daha fazla konuşmaya devam edemeyeceğim, iyi uykular yaramaz çocuk."
Oy ve yorumlar yazan kişiyi gerçekten motive eden şeyler, bu yüzden lütfen eksik etmeyin. Bölüm hakkındaki görüşlerinizi bilmek benim için çok önemli. İyi ya da kötü fark etmez, henüz yolun çok başındayım. Yorumlarınızla eksiklerimi tamamlayabilirim. Zaman ayırıp okuduğunuz için de kocaman teşekkürler :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gerçek (Ara Verildi)
Romansa"Yaralarını tek tek kapatacağım." dedi bir elini yanağıma yerleştirirken. Gözlerindeki huzara bırakırken kendimi belli belirsiz başımı salladım. "Kendi yaralarının üstünü kapatmış olman benimkileri de kapatabileceğin anlamına gelmiyor." Dudakları al...