10. Bölüm

4K 280 177
                                    

Selam, nasılsınız? Umarım hepinizin keyfi yerindedir.

Ve umarım bölümü beğenirsiniz.

Lütfen oy vermeyi unutmayın.

Yorumlarda hepinizi bekliyorum ❤️

Keyifli okumalar.

💫

Hafif nemli saçlarımın ensemin üşümesine sebep olduğunu fark ettiğimde vücuduma ani bir şekilde yayılan titremeyle saçlarımı sol omzumun üzerinden sarkıttım.

Eve döneli birkaç saatten fazla zaman geçmemişti. Benden izinsiz, zihnim Azad'ı düşünmeye başladığında ona engel olmaya çalışmak adına kendimi sıcak suyun altına atmıştım. Parmak uçlarım buruşana kadar su ile ne kadar vakit geçirdiğimi fark edememiştim bile. Vücudumun verdiği uyarıyı dinleyerek suyun altından uzaklaşarak odama dönmüştüm.

Geçirdiğim son yarım saatte ise dizüstü bilgisayarım kucağımda, yatakta bağdaş kurmuş, internette sayfadan sayfaya geziyordum.

Kimseyi sevemiyorum, olmuştu arattığım ilk cümle. Defalarca kez arattığım bu cümlelerin farklı kombinasyonlarını deneyip bir çözüme ulaşmayı istiyordum.

Ailemi bile sevemiyorum, yazdığımda ailesinden nefret ettiğini anlatan insanlarla karşılaşmıştım. Her şeyi itinayla 'Bunu mu demek istediniz?' diyerek düzelten arama motoru benim aradığım sevemiyorum kelimesindeki 'e' harfi yokmuş gibi davranıyordu ve karşıma sevmiyorum kelimesine ait sonuçları çıkartıyordu.

Sevdiğimi hissedemiyorum, arama motoru aklımı kaçırmamı istiyorsa bunu başarabilmek üzereydi. Yaşadığım durumla alakalı elle tutulur hiçbir bilgiye ulaşamıyordum.

Bu konularla alakalı sözlüklerde açılan başlıklarda ergenlik durumu olarak yorumlayanlar bile vardı. İnsanları tek bir kalıba sokmak için o kadar fazla uğraşıyorlardı ki eğer yaftalayabilecekleri bir durum bulabilirlerse vakit kaybetmeden üzerimize etiket yapıştırabiliyorlardı. Çocukluğumda da, ergenliğimde de aynı durumla karşı karşıya gelmemiş olsaydım hiç tanımadığım birinin ergen yaftasını üzerime giyip rahat edebilirdim.

En azından ergenlik bitecek bir dönemdi, sevgi hissinden mahrum kaldığım günlerin geçeceğine kendimi inandıramıyordum. Ümidim tükenmek üzereydi.

Ciğerlerime soluduğum hava, otomatikten manuel duruma geçmişti. Eğer ben bir hamle yapıp nefes almazsam uzun süre nefessiz kalıyordum. Göz kırparken, hakimiyeti kendi elime aldığımda da aynı şeyi yaşıyordum, tüm insanlarda olduğu gibi.

Nefes alışımı kendi düzenine dönmesi için serbest bırakmaya çalışırken farklı kelimeler ile değiştiriyordum cümlelerimi.

Arama motorunun beynini yakmaya mı çalışıyordum?

Strese girdiğim her an olduğu gibi yatağımın üzerinden kalkarak odamın camına ilerledim. Biraz temiz hava alıp zihnimi toparlamaktı tek amacım. İçten içe vücudumda, hangi uzvumdan geldiğini anlayamadığım bölgelerinden gelen bir his odamın camını kapatıp balkona geçmem gerektiği hakkında beni yönlendiriyordu.

Tanımlayamadığım hisse ayak uydurdum ve salona ilerlemeye başladım. Bunu neden yaptığımı biliyordum aslında.

Balkon mahalleye bakıyordu. Azad'ı bıraktığım yeri çok net görebilirdim. Orada olup olmadığını kontrol için gittiğimi inkar etmek istesem de etmedim.

Herkesten kaçıp, herkese karşı kendimi saklayabilirdim. Sevemediğimi bilmeyen insanlarla da bunu belli etmeden arkadaşlık kurabilirdim. Aileme ses çıkartmayabilirdim ama kendimden kaçamazdım. Beni benden iyi tanıyor diyebileceğim tek biri vardı hayatımda. O da içimdeki bendi. Onun verdiği talimatı tamamlayıp balkona ulaştığımda nefes almaktansa direkt olarak Azad'ın binasının önüne baktım.

HİSSİZ AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin