19. Bölüm

3.2K 232 163
                                        

Hoş geldiniz, keyifli okumalar ❤️

💫

"Senin canını alırım lan canını!" diye bağıran Giray yerimden sıçramamı sağladı.

Yardım isteyen gözlerle Azad ve Metin'e baktım.

Araya girmediler.

"Azad bir şey yap." dedim fısıltıyla.

Cevap vermek yerine sadece bana baktı.

Ben ise o bakışlardan hiçbir şey anlamadım.

Giray, Ercüment'in yakasına tutturduğu ellerini kullanarak onu kendine çekiyor ardından da tekrar duvara vuruyordu. Azad ve Metin'in araya girmemesiyle çaresiz kalmıştım. Ne yapacağımı bilemez bir halde "Giray!" diyerek seslendim. Sesimi duyar duymaz Ercüment'in sırtını tekrar duvara vurdu.

Yanına ulaşıp elimi koluna sardım ve kendime doğru çekmeye çalıştım. Pencerelerden üzerimize sabitlenen bakışlar tedirginliğimi arttırıyordu. Azad ve Metin karışmıyordu fakat bu diğer insanların karışmayacağı anlamına ne yazık ki gelmiyordu.

"Derdin neyse konuşarak çözebiliriz. Bırak Ercü'yü!" dedim sert bir ses tonuyla. Giray'ın başı bana doğru çevrildiğinde gözlerindeki öfke karşısında yutkundum. Onu ilk kez böyle görüyordum.

"Giray," diye fısıldadım ve kolunu daha sıkı tuttum. "Mahallede olmaz. Lütfen."

Ellerini Ercüment'in yakasından çekti. "Gel." dedim ve onu mahallenin girişine yürütmeye başladım. Arkamızdan gelen Azad, Metin ve Ercüment'e döndüm. "Gelmeyin." dedim.

Dinlemediler.

Mahalleden çıkıp, Azad ile oturduğumuz boş araziye geldiğimizde elimi Giray'ın kolundan çektim.

"Delirdin mi sen?"

Bağırmak, haykırmak, hesap sormak istiyordum. Yapamama sebebim yanımızda bulunan üçlüydü. Giray'ın neden Ercüment'e bu kadar kinlendiğini öğrenmeden kuzenimi onların karşısında küçük düşürecek bir harekette bulunmamalıydım.

"Seni gebertirim." dedi ve tekrar Ercüment'in üzerine atladı. Art arda geçirdiği yumruklar karşısında Ercüment ellerini arkasında buluşturmuş geriye savrulan başını tekrar Giray'ın önüne getiriyordu.

"Yeter!" diye bağırdım. "Madem hepiniz ne olduğu konusunda bilgilisiniz. Bana da bir şeyler anlatın ki derdinizi bileyim!"

"Benim bir bilgim yok." dedi Ercüment.

Başımı geriye doğru attım ve dişlerimi sıktım. Onu tanıyordum. Durduk yere kendisine saldıran insan kim olursa olsun karşılık verirdi ya da onu durdurmaya çalışırdı. O ise durumu kabullenmiş, Giray'ın hıncını çıkartmasını bekliyordu.

"Biz de bir şey bilmiyoruz." dedi Azad sessizce.

Kaşlarım çatık bir şekilde ona döndüm ve ellerimi iki yana açtım. "Salak mısınız siz? Niye izliyorsunuz? Biriniz tutsanıza Giray'ı!" diye bağırdım.

Giray'a dokunulmazlık verilmişti de benim mi haberim yoktu?

Metin, başını sallayıp Giray'ı kolundan tuttu ve sertçe geriye doğru savurdu. Giray dengesini kaybedip yere düştüğünde "Sikerim belanı!" diye bağırdı. Elimi uzattım, geri çevirdi.

Artık bana da öfkeliydi. Durdurulmasını sağladığım için aynı bakışlar beni de bulmuştu.

"Düzgün konuş. Ben Ercüment de değilim Azad da. Rüya'nın kuzeni olman bana sökmez koçum."

HİSSİZ AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin