37. Bölüm

2.3K 211 113
                                    

Geçen bölüme neredeyse hiç yorum yapmamışsınız... Yoksa siz artık bizi sevmiyor musunuz? 🥺

Keyifli okumalar dilerim, öptüm! ❤️

💫

Bilinmezliğin içerisinde kendimi kaybettiğim, kaostan kaçmak için yıprandığım, hüzünlü anlar yaşadığım yıllar bana kendimle baş başa kalmayı öğretmişti. Sorunlarının karşısında dimdik duran Rüya'nın arka planında sessiz bir ortamda öylece duran bir Rüya vardı.

Ben o Rüya'yı aşamıyordum.

Yaşananlardan sonra ilk rotamız hastane olmuştu. Özge'nin aldığı darp raporu ile emniyete giderek şikayetçi olmuştuk. Sonrasına sonra bakacaktık. Boşanma davası açması gerekiyordu.

Maddi her türlü destekte yanında olurdum fakat ötesine içimdeki kırgın Rüya izin vermiyordu.

Onun yanında Ebru vardı. Ercüment, Azad, Remziye teyze... Hepsi yanındaydı.

Onca zaman benim yanımda maddi ya da manevi kim vardı?

Onlardan alakasız, herkesten uzak olan Utku vardı.

Odanın kapısının açılma sesini duyduğumda başımı yavaşça o tarafa çevirdim. "Gelebilir miyim?" diye sordu Azad.

Başımı aşağı yukarı sallamakla yetindim.

Kapıyı sessizce kapatıp yanıma ulaştığında bu sefer, "Oturabilir miyim?" diye sordu. Elimi yatağın üzerine iki kez vurdum, oturmasını işaret ettim.

Elini omzuma attı, beni kendine doğru çekti. "İyi misin?" dedi.

İyi miydim? Ya da desteğe ihtiyacı olan ben miydim? Azad'ın şu an yakın arkadaşının geride bıraktığı harabeyi toparlamak için çırpınması gerekmez miydi?

"İyiyim." dedim. Sesimin boğuk çıktığını fark ettiğimde boğazımı temizlemek için iki kez öksürdüm.

"Sana su getirmemi ister misin?"

Cevaplamak yerine gözlerimi kapatıp başımı omzuna yasladım. Başımın bulunduğu yer bana dertsiz tasasız bir hayat yaşıyormuşum gibi hissettiriyordu. Alt katta olan olaylar tek tek hafızamdan siliniyordu.

Mutlu ve huzurlu olmam bu kadar basitken neden senelerce bu noktadan uzak kalmıştım ki?

Aşmam gerekiyordu belki de bunu. Azad artık yanımdaydı sonuçta. Geriye bakıp yalpalamak yerine geleceğe doğru son hızla ilerlemem gerekiyordu.

İçimdeki kırgın yerler huzurlu anlarıma batıyordu.

Aşmak, devam etmek bu kadar zor muydu? Devam etmek yeterliydi aslında, devam edemiyordum.

"Özge nasıl?" diye sordum, duygularımı kenara bırakarak. Ortada benden daha büyük problemler vardı.

"İyi olacak." dedi, başımı omuzundan kaldırarak yüzünü bana doğru çevirdi. "Atlatacak,"

Başımı anladığımı belli edercesine salladım. "Çünkü yanında senin gibi güçlü bir kadın var."

Ben güçlü bir kadın değildim. Yaralarımı sarmayı dahi beceremiyordum. Etrafında tanıdığı herkesin desteğini hissetmesi gereken bir kadını kendi evimin salonunda yalnız bırakmış ve odama kaçmıştım.

Özge yalnız değil Rüya. Herkes onun yanında.

"Ne yalan söyleyeyim, şaşırdım." dedi Azad. Kaşlarımı çattım. "Neye şaşırdın?" diye sordum.

Alt dudağını öne doğru çıkarttı ve tek omuzunu kaldırıp indirdi. "Ne bileyim işte..."

Elini elimin üzerine bıraktı, baş parmağını hafifçe elimde gezdirmeye başladı. "Özge sana sırt çevirdiği için sen de ona sırt çevirirsin sanmıştım."

HİSSİZ AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin