16. Bölüm

3.3K 230 136
                                    

Merhaba!

Birazcık gecikmiş bir bölüm oldu ama sonunda geldik ❤️

Ne zaman bölüm gününe karar vermeye çalışsam ters giden bir şeyler kesin oluyor...

Keyifli okumalar ❤️

Lütfen bölümleri oylamayı unutmayalım, olur mu?

Yorumlarda görüşürüz. ❤️

💫

Gözlerimi araladığımda göz kapaklarım benimle savaş içindeydi. Açılmak istemiyorlardı. Öylesine güzel bir rüyanın içinden çıkıp gerçek hayata dönmek istemiyorlardı. Haklılardı.

Gece boyu defalarca kez uyanmıştım ve birçok rüya görmüştüm. Hepsinin içeriği farklı olsa da ana teması aynıydı.

Azad...

Hatırlayabildiğim kadarıyla beş farklı rüya görmüştüm ve rüyalarımda o kadar mutluyduk ki bu durum bana çok ilginç gelmişti.

Azad tek başına, ben olmadan mutlu olabilirdi. Ben onsuz mutlu olabilirdim. Parçaları birleştirip ikimizi yan yana koyduğumda mutluluk bize çok uzak gibi geliyordu.

Elime telefonumu aldığımda saati görmemle yatakta oturur pozisyona geçmem bir oldu. Avuç içimle alnıma vurdum.

Tam 14 saat uyumuştum ve dersi de kaçırmıştım.

Göz kapaklarımın neden açılmamak için uğraştığını da neden bu kadar fazla rüya gördüğümü de şimdi anlayabiliyordum.

Ne zaman çok fazla uyusam asla uyanmak istemiyordum. Dün gece huzurla uyuduğum için bu kadar rahat uyumuş olmalıydım. Ne alarmı duymuştum ne de evdekilerin her sabah yaptığı gürültüyü.

Yataktan çıkıp banyoya girdiğimde rutin sabah işlerini hallettim ve mutfağa geçtim.

Karnım açtı ama yiyecek bir şeyler hazırlamaya gücüm yoktu sanki. Dolabın kapağını açtım, geri kapattım. Uzun uzun hazırlık yapmak istemiyordum. Kahvaltıdan nefret ediyordum.

Yüzümü yıkamama rağmen esnemeye devam ettiğim için kahve yapmaya karar verdim ve tezgahın üzerinde duran kahve makinasının fişini takarak üst kapağını açtım.

Çekmeceden çıkarttığım kahve filtresini bölmeye yerleştirdikten sonra 2 kaşık filtre kahveyi de filtrenin üzerine döktüm. Su haznesine bir kupa su ekledikten sonra da düğmesine basarak salona döndüm.

Henüz iki adım atmıştım ama vücudum uykuya o kadar alışmıştı ki ayakta durmamak için direniyordu. Kendimi koltuğa attığım esnada telefonumu elime aldım ve sosyal medyada gezinmeye başladım.

İzlediğim hikayeler de okuduğum tweetler de beni sıkmaya başlamıştı. Yerimden kalkıp demlenen kahvemi almaya mutfağa geçtiğimde kapının yumruklanmaya başlamasıyla yerimden sıçradım.

"Alacaklı geldi sanki!" diye bağırıp kapıya yöneldim. Israrla yumruklamaya devam ediyordu. "Geldim!" diye tekrar bağırsam da değişen bir şey olmamıştı.

Kapıyı öfkeyle açtığımda karşımda sırıtarak duran Giray'ı gördüm. Beni görür görmez de elindeki poşetleri yukarı kaldırdı.

Biri, içinde pizza kutusu olan poşetti diğeri ise market poşetiydi. İçindekileri seçemiyordum.

"Hoş geldim!" diye bağırdı neşeyle. Aklımı çıkartmıştı, kapıyı kıracak gibi çalmıştı ama bunlar onun için problem değildi. Karşımda boş boş sırıtıyordu.

HİSSİZ AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin