4. Bölüm

6K 378 68
                                    

Keyifli okumalar dilerim. ❤️

Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen. ❤️

💫

Karmaşa.

Yaşadığım hisleri tanımlayabileceğim tek kelime bu.

Karmaşa.

Büyük bir karmaşanın mı içindeyim yoksa karmaşa bizzat ben miyim bilmiyorum. Karışmış duygularım, sürekli bir yerlere dalıp hayattan soyutlanmama neden oluyordu.

Düşün Rüya. Düşün. Sadece düşün.

Düşünmenin, kendi içindeki o sese kulak vermenin bir şeylere çözüm olabilmesini istiyordum. Üç gün geçmişti ailemle yaşadığım tartışmanın üzerinden. Azad'ın takip isteği üç gündür telefonumda beklerken bu üç günde de kimseyle konuşmamıştım. Okula gitmek yerine tüm günümü odamda geçiriyordum. Yemeğimi onlar işten gelmeden yiyordum ve Sinem'in hayatındaki yoğunluk sayesinde onunla karşılaşmaktan da kurtuluyordum.

Kaçmak.

Her şeyden kaçabilirdi insan. Ailesinden, okulundan, sevgilisinden, arkadaşlarından, eşyalarından.

Kaçamadığım tek bir kişi vardı.

Rüya.

Kendi benliğinden kaçamazsın Rüya diyerek kahkaha atıyordu biri. Kalbimden gelen ses, zihnimde yankılanırken en çok da ondan kaçmak istiyordum.

Kendi düşüncelerimden kaçmazsam, hayatımdaki her şeyden kaçabilecek noktaya geleceğimi biliyordum. Sorunlarımı aşamazsam, kendimi aşmanın bir yolunu bulmam gerekecekti.

Yatağımda cenin pozisyonunu almışken günlerdir sürekli kaçtığım benliğim de yanıma kıvrılmıştı.

"Kaçma." dedi. "Bizden kaçma."

Gözlerimi kapatıp sırtımı odanın içine döndüm. Kaçmayacaktım. Eğer kaçabilseydim koşarak kaçardım ama kaçamadığım için de yenilgi saymamak adına kaçmamaya karar verdim.

Uyanalı birkaç saat olmuştu ama göz kapaklarımın ağırlığına dayanamayarak gözlerimi kapattım. Gözlerimin önünde oluşan zifiri karanlık bile bulunduğum odadan daha çok huzur veriyordu.

Uykum yoktu, gözümü açık tutmak istemiyordum. Gözümü kapattığım her an zihnimin de kapanmasını istediğim için saymaya başladım. Uyumak için ya da oyalanmak için koyun saymam gerekirken gözümün önüne önce annem geldi.

"Bir." dedim. Atlamıştım.

Arkasından gelen babamı iki diye mırıldanarak yolladığımda gelmesini beklediğim kişi Sinem'di. Azad değil.

Gözlerimi açıp sırt üstü yattım. Tavanın beyaz boyası, izlemek için ideal değildi. Çocukluğumda yaptığım gibi anılarımı zihnimde oynatmaya başladım. Tavana yansıyormuş gibi tüm dikkatimi oraya verdiğimde karşıma gelen ilk görüntü Sinem'in bardağı fırlatışı oldu.

Unutamıyordum.

Sinem'in bana hırsla, öfkeyle bakmasını unutamıyordum.

Gözümü kapatıp tekrar açtığımda karşıma Azad'ın o dağılmış hali geldi. Odamda bulunduğum üç gün içerisinde anılarımda bu kadar yer edinmeye başlamış olmasını anlamıyordum.

Unutmalıydım.

O yaşananlar hiç yaşanmamış gibi yoluma devam edip, Azad ile bir daha görüşmemeliydim ve hatta gerekirse konuşmamalıydım. Gözlerimi tekrar kapattığımda karşıma çıkan, Azad'ın Aylin'i almaya geldiğindeki sakin hareketleri oldu.

HİSSİZ AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin