HİSSİZ AŞIK

21. Bölüm

Bir gün önce, telefonum çaldığında karşımda duran Azad'a arayanın kim olduğunu söylememe sebebim ondan gizlemek istediklerim değildi. Arayan kişinin derdini öğrenip sonrasında Azad'a bahsetmek istiyordum ve tam olarak da olay öyle gerçekleşmişti.

Karşımda oturan küt saçlı, kumral, ela gözlü kız gülümsüyordu fakat aynı anda beni tehdit ediyor gibiydi. Tek eli masanın üzerindeydi, diğer elinde ise incecik kahve kokulu sigarası vardı. Geldiğimde konuşmak yerine nazikçe ne içeceğimi sormuştu ve yerinden kalkarak kasaya doğru ilerleyip siparişi verip dönmüştü.

Self servis bir mekanda olmadığımızı bildiğimden işletme sahibini tanıdığını düşündüm. Bu yüzden de bu kadar rahat davranıyordu.

"Ne için buradayım?" diye sordum Gaye'ye.

Azad'ın eski sevgilisiyle karşılıklı oturup kahve içmemizin mantıklı bir açıklaması yoktu. Zorla da getirilmemiştim. Buraya neden isteyerek gelmiştim ki?

Cevap vermeden önce gülümsedi ve kahve kokan ince sigaradan bir dal bana da uzattı. Reddetmek yerine kokusu cazip gelen sigarayı dudaklarımın arasına yerleştirdim. Tadında bir farklılık yoktu. Normal sigaraydı.

Küllüğün üzerine sigarayı bıraktım ve önüme bırakılan filtre kahveden bir yudum almadan önce dudağımı ıslattım. Dilim, dudağımdaki tada ulaştığında kaşlarımı çattım ve gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Sigaranın tadı aynı olmasına aynıydı ama filtrenin dudakta bıraktığı tat çikolata ve kahve karışımıydı.

Kız işini biliyor Rüya. Senin de bildiğin sigaralar küçükken babana aldıkların.

Şaşkınlığım Gaye'nin yüzünü güldürdü ve bitmiş sigarasını küllüğe söndürdü. Üflediği son duman tekrar ortamda farklı bir koku yayarken konuşmaya başladı.

"Düşman değiliz," dedi Gaye ve sonra güldü. "Dost da değiliz."

Gaye benim hayatımda ne dost ne de düşman olamayacak kadar gereksiz biriydi. Kendinde bu cesareti nereden bulmuştu?

Oturduğum yerde hafifçe dikleştim ve ben de onun gibi gülümsedim. Hafif gözlerimi kısarak yüzünü inceledim. "Herhangi bir şey olduğumuzu düşündüğümü nereden çıkarttın ki? Düne kadar ismini bilmiyordum ben senin."

Kendime en yakıştıramayacağım şey bir erkek uğruna hemcinsimle tartışmaktı. Fakat derdi neydi çözemiyordum. Azad ile yollarını ayıralı uzun zaman olmuşken bir akşam beni arayıp görüşmek için ikna etmesi Gaye'ye olan güvenimi sarsıyordu.

"Ben seni uyarmak istedim." dedi Gaye ve bir sigara daha yaktı.

Çok fazla sigara içiyordu. Azad'ı düşündüm. O, benim yanımda artık pek içmiyordu.

"Geçen gün mahalleler arası çıkan kavga," dedi ve güldü. Başını yavaşça iki yana salladı. 'Hiçbir şey bilmiyorsun.' der gibi davranıyordu.

"Ee?" diye sordum. Olaya müdahale edip araya girmesem Gaye uzun bir süre benimle alay etmek için çabalayacaktı.

Üstelik benden güzeldi.

Ne alakası var Rüya?

Çok alakası vardı. Gaye, porselen bebek misali karşımda oturmuş kahve kokulu sigarasını içiyordu. Elimi yanağıma attım. Şakağıma doğru giden yolda çıkan sivilceye değen parmaklarım yüzümden uzaklaştı. Gaye'nin şekil almış karamel rengi saçları benim siyah saçlarımın yanında güneş gibi parlıyordu. Kısa ve bakımlılardı, benimkilerin aksine. Saçlarıma şu an dönüp bakmasam da ne kadar kırığım olduğunu biliyordum.

Manikürlü, uzun tırnaklarına değdi gözüm. Lila rengindeki ojeleri ben burada mutluyum diye haykırıyordu. Normal uzunluğun bir adım ötesine gittiğinde tek tek kırılıp beni hayal kırıklığına uğratan tırnaklarıma baktım. Acaba onlara kırıldığımı anlamışlar mıydı?