Merhaba! Nasılsınız?
Ben yine çok heyecanlıyım. Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi okumayı da sabırsızlıkla bekliyorum.
Oy ve yorumlarınızla varlığınızı hissettirirseniz çok sevinirim❤️
"Kim bilir?" dedim gülerek. "Belki bir gün gerçekten aşık olurum."
💫
Mahalleye girdiğimde kulaklıkları kulağımdan çıkartarak ceketimin cebine koydum. Sıra sıra dizilmiş üç katlı apartmanlar, çocukluğumun geçtiği sokak gülümsememe sebep oldu. Dünyaya bir daha geleceksin ve doğduğun yeri sen seçeceksin deseler yine bu mahallede yaşamak isterdim. Bu isteği bir süre daha düşünseydim eminim ki yurt dışında bir yer söylerdim fakat şimdilik gerçekçi hayaller kuruyordum. Zihnimin içinde dönen karmaşık olaylar beni gülümsetirken önümde duran Aylin birden yerimden sıçramama sebep oldu.
Korkuyu da hissediyorsun Rüya dedim kendi kendime derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışırken. Korkuyu da hissediyorsun. En kaçınmam gereken hisler her an ensemde nefesini hissettiriyorken yaşadığım hayat gerçekten hayat mıydı?
"Okuldan mı geliyorsun Rüya abla?" dedi Aylin her kelimesinin sonunu uzatarak. Sağ elinin işaret parmağını koyu kahve saçına dolamıştı ve o şekilde gülümseyerek beni izliyordu. Gülümsedim. Bir çocuğun gözlerinde yer almış ışıltı ne kadar mutluluk verebilirse o kadar içime işlemişti o gülümseme.
"Evet bebeğim." diye cevap verdim sorusuna. Yedinci sınıfa yeni başlamıştı ama hala çocuksu ruhunu üzerinden atamamıştı. Yaşı gereği zaten genç bir kız olamamıştı ama yaşıtlarında kendini göstermeye çalışan büyüme belirtilerinin hiçbirini göstermiyordu ve asla öyle davranmıyordu. Büyümemeye yemin etmişti de bunu gerçekleştirmeye çalışıyordu sanki. Kendisinden küçük çocuklarla mahallede oyuncak bebeklerle evcilik oynarken yaşıtlarının yargılayıcı gözlerini ruhu bile duymuyor gibiydi.
"Keşke abim de okula geri dönse." dedi suratını asarak. Doğup büyüdüğüm bu mahalleye henüz onlardan iyi bir abi kardeş ikilisi gelmemişti. Aralarındaki uyum hepimize ders verecek bir niteliğe sahipti.
"Neden öyle diyorsun? Bitirdi okulunu işini yapıyor artık kötü mü?" Aylin gibi suratımı asarak cevap verişimle kahkahaları sokakta yankılandı. "Çok komik oldun." diyerek tekrar kıkırdamaya başladığında yanağından makas aldım. Bir çocuğu mutlu etmek için komik bir surat ifadesi bile yetiyordu. Belki de Aylin büyümemekte haklıydı...
"Tek misin sen?" dedim. Aylin'in annesi de abisi de çalışıyordu ve ben de bunu biliyordum. Sorumun saçmalığını fark ettiğimde dudağımı büktüm. "Teksin tabii." dedim ve gülümsedim. "Gel hadi bize, kek yapalım seninle."
"Gerçekten mi?" Aylin, dudakları birbirine yapışır yapışmaz abartılı bir sevinçle yerinde zıpladıktan sonra boynuma atladı. Düşmemek için verdiğim çabayı takdir etmesi gerekirken hala yerinde kıpırdanıyordu ve dengemi kaybetmeme sebep oluyordu. "Düşmek üzereyim!" Durması için haykırsam da asla oralı olmadı.
Tam dengemi toparladığım esnada arkamdan gelen ıslık sesiyle Aylin'i bırakarak arkamı döndüm. "Yüzünü gören cennetlik." dedi Reyhan abla.
"Yapma be Reyhan abla, okul yoğun geçiyor ondan hep."
"Öyle olur kızım öyledir tabii. Biz okumamışız nereden bilelim okul nasıl geçiyor?" Sözlerinde sitem mi vardı yoksa geçmişe duyduğu pişmanlık mı anlayamamıştım. "Yolunma vaktin gelmedi mi kız senin? Gel de seni terapiye alalım." Reyhan abla, mahallenin kuaförüydü ve şu an dosta düşmana, duyana duymayana ağda takvimimi haykırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HİSSİZ AŞIK
Teen FictionOlumsuz duygular benimle olmasaydı eğer, hissedemediğimi düşünürdüm ama hayır, o duygular içimde her zaman vardı. Dışarıdan izlediğim olumlu duygular bana çok uzak gelirken, tüm çabam öteki insanlar gibi hissetmekti. Sevgi. Özgürce sevebilmek istiyo...