ANKARA

1.5K 103 22
                                    

Herkese selam! Ay sizi çok özlemişim...

Nasılsınızzzz? Herkesin keyfi yerindedir umarım <3

Tam 85 gün olmuş finali yapalı.. O tarihten bugüne aramıza yeni katılan çok kişi oldu, onlara da hoş geldiniz demek istiyorum...

Hoş geldiniz 🥳🥳

Neyse, umarım özel bölümü beğenirsiniz... Hiç hesapta yokken aniden yazıldı.

Sizi çok seviyorum!


Bizim iller sessiz,

Bizim iller sensiz, diyen Rüya'yı hepimiz duyuyoruz değil mi? Bana özel olmamalı...

💫

Bir süredir, kendimi tüm evrene karşı yabancı hissediyordum. Buraya geleli uzun zaman olmuştu. Seneler önce İstanbul'u terk ettiğimde kızım yanımdaydı, evet. Fakat o zaman her şey çok daha kolaydı. Çünkü geride bıraktığım insanlar, o dönem beni zaten hayatlarında istemeyen insanlardı. Oysa şimdi, beni ben yapan herkesi İstanbul'da bırakıp buraya gelmiştim.

Mutluydum.

Zaten problemim de bu değildi. Mutluluk, tek başına hayattan zevk almamı sağlayabilecek bir duygu değildi.

Utku'yu ne kadar özlesem de Deniz'in yanında bunu dile getiremiyordum ve bu çok daha fazla canımı sıkıyordu. Azad'a rahat rahat ne zaman içimi dökmek istesem Deniz bir köşeden fırlıyor ve tüm hislerimi yutmama sebep oluyordu.

Ben, hayatımın hiçbir döneminde bu kadar İstanbul'a dönmek istememiştim.

"Hayatım?" sesiyle gözümün boşluğa dalması da kesildi. Başımı hafifçe sağıma çevirdiğimde Azad'ın "İyi misin sen?" dediğini duydum. Hafif bir tebessümle başımı salladım. "Kireç gibi olmuş suratın." dedi.

Vücudumun bir özlemi bu kadar abartması da hoş değildi gerçekten.

"Yok bir şeyim." dedim ve oturduğum sandalyeden ağır hareketlerle kalktım. "Biraz dalmışım."

"Utku'yu mu özledin?" diye sorduğunda yüzünde biraz da olsa hayal kırıklığı görmeyi bekliyordum açıkçası. Ben olsam, ben de hayal kırıklığına uğrardım çünkü. Yanında seni çok seven ailen var ama sen yine başkalarını özlüyorsun, diye içten içe ağlardım.

Ama mesele sadece Utku değildi. Azad bunu anlayacak kadar tanımıştı beni.

"Sadece Utku olsa yine iyi." dedim, sesimi neşeli tutmaya çalışarak.

"Ben de herkesi çok özledim." dedi.

Ve ekledi, "Utku'yu da."

Kahkahama engel olamama sebebim içten içe taşıdığı Utku kıskançlığını hala çok komik buluyor oluşumdu. Aşmıştık biz o günleri de bu cümledeki biz kısmına Azad'ı asla dahil edememiştim.

"İyi bari," dedim, buzdolabını açarken. "Senin bile Utku'yu özlemen bizim İstanbul biletimizin önünü açar." Hemen ardından maden suyunu dolaptan çıkartarak havaya kaldırdım. "İster misin?"

"Olur." dediğinde yüzüne hüzün çöken taraf değişmişti. "Ne oldu Azad?" dedim şok içerisinde.

Bir anda böylesine duygu geçişi yaşamayalı aylar olmuş olmalıydı. Sonuçta herkes bir Rüya Gümüşay değildi. Soyadımın Gümüşay olmasını dillendirmek hala tuhaf geliyor olsa da bana ait olmayan bir soyadı taşımaktan çok daha iyiydi.

Hem Rüya Gümüşay ismi Rüya Yavuz isminden çok daha havalı duruyordu.

Ne anlatıyorsun yine Rüya ya?

HİSSİZ AŞIKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin