YEDİNCİ BÖLÜM

52.1K 2.6K 360
                                    

Merhaba...

Önce bir yıldıza dokunup, parıldayalım mı? 🌟

Keyifle okuyun ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın.

💙

Afiş: gulsumbilgin.hikayeleri

Avuç içimde sıktığım toprağı babamın mezarının üzerine geri bırakırken, omzumu yanına çömeldiğim mezar taşına yasladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Avuç içimde sıktığım toprağı babamın mezarının üzerine geri bırakırken, omzumu yanına çömeldiğim mezar taşına yasladım. "İşte öyle babacığım," dedim tebessüm ederek. "Her şey öyle bir hızda gelişti ki ben bile ne yapacağımı şaşırdım. Duygularını o kadar kolay dile getirmesi beni hem korkutuyor hem de ne bileyim heyecanlandırıyor."

Toprağın üstünde çıkan yabani otları sökerken sanki babam karşımdaymış da sohbet ediyormuşuz gibiyim. Her zaman ki gibi. Sorabileceği sorular zihnimde yankılanırken babamın sessizliğinin aksine ben sesli cevap veriyordum. "Neden mi korkuyorum? Şimdi ben onun büyüsüne kapılıp bu işe tamam dersem belki ilerleyen zamanlarda hiçbir şey istediğimiz gibi gitmez ve ayrılırsak? Biliyorsun annem, Neriman teyze ile kardeş gibi. Bizim ilişkimizdeki tüm olumsuzluklar onları da etkilemez mi?"

Asaf seni yarı yolda bırakmayacak kadar deli kanlı bir genç adam, kızım. Bir şeye başlamadan önce sadece olumsuzları düşüneceksen hiç başlama.

Dudaklarımdaki küçük tebessüm, zihnimde yankılanan sesiyle birlikte büyük bir gülümsemeye dönüştü. "Asaf'a olan hayranlığını kıskandığımı daha önce söylemiş miydim? Bu durumda onu kıskanman, kızman gerekmiyor muydu senin?" Gözlerimi kapatıp, bıyıklarının altındaki dudağının kıvrıldığını hayal ettim. "Kalbindeki en büyük aşkın sahibi benken, yerimi dolduramayacak birini neden kıskanayım ki, küçüğüm." Kapalı göz kapaklarımın arasından süzülen bir damla yaş yanağıma düştü. "Evet, kalbimdeki en büyük aşkın sahibi sensin baba ve hep öyle olacaksın."

Yarım saat daha babamın yanında kaldıktan sonra mezarlığın önünden geçen ilk taksiye binip mahalleye geri döndüm. Öğle vaktini gösteren saat bütün çocukları sokaklara dökerken, kadınlar evlerinin önünde klasik çay saatleri için hazırlanmaya başlamışlardı bile. Taksi butiğin önünde durduğunda, buz mavisi kot pantolonumun arka cebin sıkıştırdığım kâğıt parayı çıkartıp adama uzattım. Kolay gelsin diyerek indiğim arabadan hızlı adımlarla uzaklaşıp dükkâna girdiğimde Neriman teyze ile annemi karşılıklı oturmuş sohbet ederlerken gördüm. "Hanımlar," dedim, mezarlıktan çıkarken boynuma doladığım beyaz eşarbı güzelce katlayıp masaya bırakırken. "Nasılsınız?" Neriman teyze işlediği iğne oyasını iki sandalyenin ortasına koydukları küçük sehpaya bırakırken hüzünlü bakışlarını yüzüme çevirdi. "Hoş geldin kuzum, iyiyiz. Asıl sen nasılsın? Günlerdir hasta dedi anne."

Neriman teyzeye her baktığımda yüzüm yaşadığım utançla yanıyor her şeyden bir haber olması beni rahatsız ediyordu. Neden mi? Oğlunun bu tercihini onaylayacak mıydı, kızacak mıydı bilemiyordum. Tamam, Neriman teyze beni kızı gibi severdi ama asla bir gelin olarak düşündüğünü, düşünmüyordum. Yoksa Asaf yurt dışından döneceğini haber verdiğinden beri kız arayışına girmezdi, değil mi?

LEYAN -MAHALLE HİKÂYESİ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin