BEŞİNCİ BÖLÜM

52.6K 2.7K 484
                                    

Merhaba...

Önce bir yıldıza dokunup, parıldayalım mı? 🌟

Keyifle okuyun ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın.

💙

Çocukluğumda o kadar yaramaz bir kızdım ki, annem hep 'olmaman gereken yerde olmadık şekilde çıkmayı nasıl başarıyorsun kızım!' diye sitem ederdi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çocukluğumda o kadar yaramaz bir kızdım ki, annem hep 'olmaman gereken yerde olmadık şekilde çıkmayı nasıl başarıyorsun kızım!' diye sitem ederdi. Bundan sıkıldığında ise babama sataşır, 'Ben bu kızını toparlayamıyorum biraz sen uğraş!' der kenara çekilirdi. Babam, annemin o sinirli haliyle de benim korkarak yerime sindiğim zamanlarda da çok eğlenir bunu belli etmekten çekinmezdi. Babamın yüzündeki o eğlenceli ifadeyi her gördüğümde korkum azalır, bende anneme takılırdım. Tabii o zamanlar çocuk haliyle ne demek istediğini anlamaz, eğlenmekten geri durmazdım ama şimdi... Asaf abi, sadece beline sardığı havlusuyla karşımda dururken yine olmamam gereken bir yerdeydim.

Ne diye adamın odasına girmiş karıştırıyordum ki sanki!

Beyaz tenimin bulunduğumuz durumdan dolayı kızarmaya başladığını, yüzüme yayılan sıcaklıktan anlayabiliyordum fakat ne odadan çıkmak için bir hamle yapıyordum ne de arkamı dönebiliyordum. Olduğum yerde donup kalmıştım. Tıpkı karşımdaki adam gibi.

Saçlarından kayıp giden su damlalar çıplak göğsüne düşüyor, oradan karnına doğru kayıyordu. Dudakları sürekli bir şey söyleyecekmiş gibi aralanıyor saniyeler içinde vazgeçip geri kapanıyordu. Bakışları bir an için üzerimdeki pijamalara kaydı ve sertçe yutkundu. "Sen," dedi zorlukla konuşuyormuş gibi. "Sen benim odamdan ne arıyorsun?"

Ne diyecektim gerçekten, nasıl bir izahı olabilirdi ki bu durumun? Adamın odasına girmiş karıştırırken yakalanmıştım, üstüne yarı çıplaktı da!

"Şey ben," dedim kekelememe engel olamadan. "Be-ben yastığın altında kitabı görünce merak etmiştim de."

Gözleri ayaklarımın dibine düşürdüğüm kitaba kaydığında parmaklarımı içeriye doğru kıvırdım. "Çok kızmadın, değil mi?" diye sorduktan sonra alt dudağımı dişlerimin arasına sıkıştırdım. Koyu kahverengi gözleri ayak parmaklarımdan başlayıp yukarıya doğru ilerlemeye başladığında bakışlarının değdiği her bir nokta utançla karıncalanmaya, yanmaya başlamıştı.

Kalbim anlam veremediğim bir şiddetle göğüs kafesime darbesini indirirken, "Ben senin evde olduğunu tahmin etmemiştim," dedi dolabına doğru yürümeye başlayıp. "Bu şekilde karşına çıktığım için kusuruma bakma."

Bu sefer bakışlarımın odak noktası geniş omuzları ve sırtı olmuştu. Su damları aşağıya doğru kayarken havlunun kapatamadığı bel gamzelerinde birleşiyordu. Zihnimde dolaşan o gamzelere bir kere dokunmak istiyorum düşüncesi anında parmak uçlarıma uyarı sinyalleri gönderirken sertçe yutkunup, sanki Asaf abi ellerime baksa, ne istediğimi anlayabilecekmiş gibi ellerimi arkama gizledim.

LEYAN -MAHALLE HİKÂYESİ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin