BİRİNCİ BÖLÜM

78.9K 3.8K 730
                                    

Yeniden merhabaaaağğğ...

Önce bir yıldıza dokunup, parıldayalım mı? 🌟

Keyifle okuyun ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın.

💙

☆☆☆

Yaprak olduğu yerde tepinmeye devam ederken, elimde tuttuğum börek tabağını masaya bıraktım. "Ay abim geliyor, Leyla!" dedi heyecanla. "Abim dönüyor artık, inanabiliyor musun? Bundan sonra hep bizimle." Hazırladığımız uzun masada son kez gözlerimi gezdirip, sabahtan beri heyecanını hiç kaybetmeyen arkadaşıma dönerek gülümsedim. "İnanıyorum canım benim, inanıyorum da," deyip sandalyeye yaslandım. "Azcık yardım etsen fena olmaz hani? Az buçuk canım çıktı da."

Asaf abi yıllar sonra yurt dışından dönüyordu. Çalıştığı iş gereği üç yıl boyunca yurt dışında yeni kurulacak olan havalimanının şantiyesinde şeflik yapıyor, senede bir kere ancak gelebiliyordu. Bu da ne ailesine yetiyordu ne de kendisine. Neriman teyze, oğluyla her gün görüntülü konuşsa da her seferinde özlemi bir kat daha artıyor, telefonu kapattıktan sonra da çok özledim oğlumu diyerek ağlamaya başlıyordu. Yıllar sonra eve dönecek olmasının sevinci herkesin üzerinde aynı etkiyi yaratırken, ailesinin ayakları yere basmıyordu.

Yaprak omuzlarını silkip, "Ettim ya? Böreklerin yufkasını ben açtım, sen dokunamıyorum diye hamura elini bile sürmedin. Sen oturdun ben çalıştım hanımefendi şimdi sen çalış. Bana ne." dediğinde dilimi çıkartarak, eve girdim.

Annem ve Neriman teyze dışarıya çıkartılacak son yiyecekleri hazırlamış, tezgâhın üzerine bırakmıştı. "Ah Suna, öyle özledim öyle burnumda tütüyor ki. Bir gelsin bir daha koymayacağım onu el memleketlerine. Otursun dizimin dibinde." diyen Neriman teyze sigarasından son bir kere daha çekip, zaten bitmiş olan izmariti küllükte ezdi. Geldiğimi fark etmemiş, hararetli konuşmalarına devam ediyorlardı. "Ah birde hayırlı bir kısmet bulursam, benden iyisi yok." Annem masanın üzerinden uzanıp, yıllardır en iyi dostu olan kadının eli tutup destek verircesine sıktı. "Buluruz elbet," dedi içten bir samimiyetle. "Yeter ki yanında olsun. Hasret biter, kız bulunur önemli olan sağlıkla sıhhatle yanında olsun." İki yakın arkadaşının bu hallerini sessizce izlemeye başladım. Babamın kalp krizinden oluşan ölümünden sonra annemin toparlanmasında en büyük katkı, en yakın dostu Neriman teyzedeydi. Ben on beş yaşında babamın acısıyla kendimi iyice kapatmış, gözüm kimseyi görmemişken anneme benden daha çok destek olmuştu.

Doğup büyüdüğüm bu mahalle bizim en büyük şansımızdı belki de. Güzel dostluklar edinmiş, bu çektiğimiz acıları biraz olsun dindirmişti. Babamın mahalle içinde olan kahvesini kiralamış ondan gelen gelir ile yine mahalleye küçük bir butik açmıştık. Üniversiteyi bitirene kadar annem idare etmiş, bitirdikten sonra birlikte çalışıp güzel işler çıkarmıştık. Annem arada dışarıdan sipariş alıyor, kendi diktiği elbiseleri butiğin etiketiyle satışını yapıyordu.

Konuşmalarını daha fazla dinlemeden, tezgâha bıraktıkları iki tabağı da alarak tekrar bahçeye çıktım. Mahmut amca, oğlunun gelişi şerefine bahçede iki masa kurdurmuştu. Birinde erkekler oturacak rakılarını içecek, diğerinde kadınlar çayını yudumlayacaktı. Büyük bahçenin içine kurulan masaların arasındaki mesafe epey fazlaydı ve komşularımız dışında kimsenin olacağını düşünmüyordum. Tabii birde Asaf abinin mahalleden arkadaşları olurdu.

Elimdeki tabakları masaya bıraktığımda sandalyelerden birine oturan Yaprak'ın yanına geçtim. "Annen abine kız bulmaya başlar yakında," dedim ağrıyan ayaklarımı öne doğru uzatırken. "İçeride liste yapmaya başlamış bile olabilirler." Yaprak telefona gömdüğü kafasını kaldırıp, alayla gülümsedi. "Annem çok bekler. Abim öyle kolay kolay evlenecek bir tip değil, sanki bilmiyor. Hem ona o kadar söyledi ki, geldiğim gibi bana kız bakmaya başlayacaksan hiç gelmeyeyim diye, tutamıyor işte kendini."

LEYAN -MAHALLE HİKÂYESİ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin