ON İKİNCİ BÖLÜM

35.6K 2.1K 167
                                    

Merhaba...

Önce bir yıldıza dokunup, parıldayalım mı? 🌟

Keyifle okuyun ve yorumlarınızı bırakmayı unutmayın. Oy ve yorumlarınız ilhamıma ışık... Parıldatın bizi...

💙

Zelel'e de uğramayı unutmayın, sizi orada bekliyor olacağım.

Afiş; leyan.officalpage

Gözlerim şokla açılmış, dudaklarım yaşadığım panikle açılıp kapanıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerim şokla açılmış, dudaklarım yaşadığım panikle açılıp kapanıyordu. Bakışlarımı bir saniye Asaf'ın gözlerinden çekemiyor, yardım dilenircesine kıvranıp duruyordum. Kapının önünde durmuş meraklı gözlerini üzerimizden çekmeyen Neriman teyze, "Ne oluyor yahu," diye sordu. "Leyloş iyi misin kuzum, yüzün bembeyaz oldu?"

O an Asaf hiç beklemediğim bir şey yaparak sol gözüme üflediğinde ürkerek yerimde sıçrayıp gözlerimi sımsıkı kapattım. "Gözüne kirpiği düşmüşte anne, ona bakıyordum." Sıkıca kapattığım gözlerimi hemen açıp Asaf'a baktım. "Hala bir batma var mı, annem bir baksın istersen?" Kafamı iki yana sallayıp teklifini sessizce reddederek oyalanmak için suyu açıp ellerimi yıkamaya başladım. Neriman teyze yanıma gelip elinde tuttuğu bardağı tezgâhın üzerine bıraktığında hemen onu da alıp makinaya koydum. "Leyla, Yaprak'a söyle de bardakları falan hazırlasın, dolapta tatlı da var onu da koyarsınız tabakalara. Vallahi sırtım çok ağrıyor duramıyorum ayakta, kuzum."

Saniyeler öncesinde yaşadığım korkuyu hala tüm iliklerime kadar hissederken, "Tamam Neriman teyze," dedim hızlı hızlı. "Biz hallederiz sen geç içeriye."

Asaf'ın bakışlarını sırtımda hissederken hiçbir şey dememeyi tercih ediyor, Neriman teyzenin mutfaktan uzaklaşan adım seslerini kulaklarımla takip ediyordum. Yıkamaya devam ettiğim elimi daha fazla suyun altında tutamayacağımı fark ettiğimde, suyu kapatıp bir kenara bıraktığım el havlusunu alıp ellerimi durulamaya başladım. Bu süre zarfında Asaf'ın bakışları hala üzerimde ama ikimizde tek kelime etmiyorduk.

Bu sessizlik ne kadar sürdü bilmiyorum ama Asaf en sonunda bıkkınlıkla nefesini bırakıp, "Aileme yalan söylemekten nefret ediyorum," dedi tüm ciddiyetiyle. Yüzümde bakışlarının ağırlığını hissetsem de ona bakmamakta ısrarcıydım. "Aramızdaki şeyden bir an önce emin ol lütfen, Leyla. Dışarıdaki insanlar umurumda değil ama ailemden bunu gizlemek istemiyorum."

Gözlerimi usulca gözleriyle buluşturduğumda koyu harelerindeki kırgınlığa şahit olmuştum ve bu benimde canımı sıkmıştı. "Asaf," dedim neredeyse fısıldayarak. "Amacım seni üzmek değil biliyorsun bunu." Bakışlarını kısa bir süreliğine kapıya çevirip tekrar bana döndürdüğünde, uzanıp işaret parmağının tersiyle yanağımı okşadı. "Biliyorum yavrum, biliyorum ama sende benim derdimi biliyorsun."

Başımı ağır ağır sallarken, "Biliyorum," dedim. "Haklısın da bende annemden gizlemek istemiyorum ama bizi söylediğimde alacağım ilk soruyu da biliyorum, Asaf. Emin misin diyecek, bu kadar kısa sürede buna emin misin ailesiyle dostluğumu biliyorsun diyecek. Zaman geçsin istiyorum, istiyorum ki annem bana bu soruyu sorduğunda cevabımı yüzümden okusun. Kararlılığımızı gözlerimden anlasın."

LEYAN -MAHALLE HİKÂYESİ-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin