SİYAHIN GÖLGESİ (TAMAMLANDI❣️)

"5"

Bir sen miydin yoksa bana iyi gelen hâlâ kapanmamış yaram

Bir sen miydin yoksa bana her şeyi veren, hâlâ yok beni anlayan

G.G.

***

Umut dolu okumalar...

***

Bedenim bir kalkan gibiydi silahın önünde. Oysa dikkatli bakan herkes korkudan titrediğimi çok iyi anlardı. Doğrulttuğu silah göğsümden aşağı kayarken 'Çekil' diyen sesinde ki nefretle ürperdiğimi hissettim. Söylediğini ikiletmeden bir adım yana kaymamla neredeyse on adam onunla beraber konağa girdi. Ne oluyordu? Neden bunlar gelmişti tek bilgim yoktu.

'Ne işin var burada' diyen sesle bakışlarım merdivenlerde dikilen Yusuf'a kaydı. Dikkatli bakınca dudağının kenarında ki tebessümü ancak ben görebilmiştim. Alay vardı bakışlarında. Neden öyle baktığını anlamazken gözleri beni buldu. 'Elfida gel buraya' diyen Yusuf'un sesiyle adımlarımı ona doğru yönelttim. Bedenimi nedensiz bir korku sarmıştı. Kötü şeyler olacak gibi hissediyordum. Bakışlarım ikisi arasında ilerlerken,

'Ne yaptın kardeşime' kükreyen adamla bir adım daha geriledim. Bir kaç defa sadece gördüğüm halde sesinde ki nefreti çok net hissedebiliyordum.

'Öldürdüm' dedi Yusuf. Bedenim titrerken soğuk kanlılıkla kurduğu cümle ürpermeme neden oldu. Şaşkınlıkla Yusuf'a bakarken bunun olma ihtimalinin dahi olmadığını biliyordum. O karıncaya bile zarar veremeyen biriydi. Bedirhan beyin doğrulttuğu silahla,

'Ne yaptın' diye sordu. Sesi o kadar soğuk ve acımasızdı ki sanki aksini duymak ister gibi sormuştu. Arkadan gelen Bahtiyar hala,

'Sesini alçalt oğlum abim uyanmasın. Ne oluyor' diye sordu. Bakışlarımı bedeninde gezdirdim. Elinde ki kanlı gömleği yeni fark ederken o sıkı sıkıya  tutuyordu. Hepimiz görebileceği şekilde havaya kaldırıp,

'Kardeşim nerede' diye sordu. Sesi ilk geldiğine nazaran daha kısık çıkarken,

'Kardeşin kim' diye sordu Bahtiyar hala.

'Mirza Hazer' adını son günlerde birkaç kez duyduğum adamla ne olduğunu hala anlayamadığım için sadece konuşulanları dinliyordum bir de devamlı ortada gezinen namlunun ucuna bakıyordum.

'Oğlum kardeşin burada değil' Bahtiyar hala merdivenlerden inmesiyle Bedirhan bey  onlara doğru  ilerlerken, kanlı gömleği de Yusuf'a taraf kaldırıp,

'En son seninle görüştü. Kardeşim nerede' diye tekrar sordu. Yusuf bedenini gerip,

'Kardeşimin kanına karşılık kardeşinin canını aldım' dedi. Neydi bu olan. Bir film sahnesi gibi her şey gerçekleşirken Bahtiyar hala Yusuf'un yanına gidip tokadı yüzüne indirdi. Yüzü yana doğru savrulan Yusuf ile,

'Adam akıllı konuş. Kardeşini gördün mü' diye sordu. Yusuf bakışlarını kaldırdığında yanağının kızardığını gördüm. Öfkeyle Bahtiyar halaya bakıp,

'Hala onu öldürdüm. Namusumu temizledim. O Ayşin'i kirletmişti' gözlerim şaşkınlıkla açılırken Bahtiyar tekrar tokadı yüzüne indirdi. O sırada gelen her silah onlara doğrultulmuşken titreyen ellerimle geceliğimi tutuyordum. Ellerimden birini dudaklarımın üzerine siper etmiştim. Titreyen ellerim korkudan değiş, şaşkınlıktandı.

'Ne saçmalıyorsun sen. Ne namusundan bahsediyorsun' Bahtiyar halanın sesi ilk defa bu kadar yüksek çıkarken havayı bir ateş sesi yardı. Karanlık gökyüzünden geçen kovanla yayılan ışık hüzmesi ince bir şerit çizdi. Herkes acı kehribarların sahibine bakarken bende Yusuf'un yanına yaklaştım. Bu gece zor bir gece olacaktı. Diğer gecelere nazaran daha karanlık, daha yalnız, daha acı dolu.