Durdurun dünyayı başım dönüyor...
***
Anladığınız gibi depresyon off :))
Nasılsınız?
Ben bana iyi gelen insanlarla mutluyum. Sormadığım kendini hayatımdan çıkarsın. Çünkü benim zamanım yok :)
Neyse sizleri seviyorum...
Umut dolu okumalar :)
***
Saklandığım beden daha fazla dik duramazken ayak sesleri odaya dolmaya başladı. Henüz kafamı kaldıramamıştım. Elinde ki silahı kenara çekip, 'Korkutmayın lan.' Ses tonu insanı ürpertirken ellerimi sıkıca karnıma sardım.
'Baybars abi sensin.' Mirza'nın kısık sesiyle bakışlarımı kaldırdığım da bana doğru hafif dönüp, 'Korkma. O abimin en güvendiği insanlardan biri.' dedi. Korku dolu bakışlarımı hala çekmemiştim.
Bebeğimden güç almak için verdiğim savaşın kazananı olmak istiyordum. 'Sikeyim böyle işi. Öldüğünü söylediler bana.' diyen adamla Mirza buruk bir tebessüm etti. Daha sonra arkada ki korumanın,
'Hemen gelin.' diye bağırmasıyla irkilip biraz daha arkaya gittim. Mavi gözlü adam çattığı kaşlarıyla hızla arkasına dönmesiyle koruma, 'Kusura bakma yenge.' dedikten sonra arkasını döndü. Sesler kulağıma ulaşırken, hala şoktan dolayı bir tepki gösterememiştim. En sonunda Mirza daha fazla dayanamayıp bedenini geriye bıraktı.
'Mirza.' Kafasını hızla tutmamla yere düşmesini son anda engelleyebilmiştim.
'Yardım edin.' diyen mavi gözlü adama bakışlarımı çevirdiğimde hızlı adımlarla yanımıza geldi. Hızla Mirza'nın nabzına bakıp bana döndü. Titreyen ellerimle bedenini zor tutarken,
'Korkma kardeşim.' diyerek bana konuşmasıyla gözlerine baktım.
'Sen kimsin?' Dudağının kenarı yukarı doğru kıvrılırken,
'Ben Baybars Erdoğu.' Hala anlamayan gözlerle bakıyordum. Neden bu adam gelmişti? 'Bedirhan'ın arkadaşıyım. Daha doğrusu abisi sayılırım.' dedi. Titreyen dudaklarım dişlerimin arasından firar ederken dolan gözlerimden yaşlar akmaya başladı.
'Bedirhan.' Tarazlı çıkan sesime inat gözlerim binlerce umuda ev sahipliği yapıyordu. Ağlamak daha fazla ağlamak istiyordum sadece. Bir yumru vardı boğazımda bir türlü inmeyen.
'Evet.' dedikten sonra arkasında duran adamlara, 'Mirza'yı alın, Gülcan'a emanet edin. Kimseye haber vermeyin ve bana telefon getirin.' dedi. Anında başını sallayan adamlar Mirza'yı kaldırırken,
'Nereye götürüyorsunuz?' diye sordum.
'Korkma kardeşim hastaneye gidecek.' demesiyle yerden doğruldum bende.
Açılan göbeğime kayan bakışlarında ellerimi karnıma sardım. Tebessümle bakan adam, 'Resmen hayatımın şokunu yaşatıyorsun bugün.' göz kırpıp, 'Kaç aylık?' diye sordu.
'Yedi buçuk olacak.' Verdiğim yanıtla kaşlarını çatıp,
'Benim eşimde hamile. Devamlı limon aşeriyor bu normal bir durum mu? Çünkü artık korkuyorum limon sevdasından.'
Biraz şaşkınlık çokça rahatlamayla, 'Ben aşermedim henüz. Bilmiyorum.' Kısık sesimle söylediğim şeyle,
'Bedirhan'a bir kavuş sonra burnundan getirirsin.' Göz kırpıp söylediği şeyle hafif tebessüm edip bakışlarımı önüme eğdim. 'Haydi şimdi gidelim.' demesiyle beraber o önden ben hemen arkasından yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN GÖLGESİ (TAMAMLANDI❣️)
Ficción General'Evet' dil bunu söylesede yüreğim başıma gelenler için yanıyordu. Neden bunları yaşamak zorunda kalmıştım ki. Ah doğru ya beni büyüten ailenin evletlarını kaybetmemesi için ve sevdiğime zarar gelmemesi için. 'Duydunuz şimdi kıyın şu nikahı' kulakl...