Umudum yarına sevgili...
***
Hoş geldiniz:)
Geçen bölüm kısa olduğu için bu bölüm uzun fazlasıyla :)
Umut dolu okumalar...
***
Üzerime giydiğim tişörtten dolayı üşüyen kollarıma sardığım ellerimi çözmeden, karanlık gök yüzüne bakıyordum.
İstanbul karanlık bütün bulutlarını şehre indirmişti. Ayazının ne kadar sert olduğunu bildiğim memlekete bakıyordum. Nedeni bilinmez bir şekilde karanlık bulutların arasına gizlenmiş birkaç renk vardı.
Gökkuşağı bile kararsız kalmış gibiydi. Kapıdan gelen anahtar sesiyle beraber ağır bir şekilde oraya doğru döndüm. Uyandığım da Bedirhan yoktu.
Küçük bir nota ekmek almaya gittiğini yazmıştı. Bu kadar normalliğin neden tuhaf geldiğini anlamıyordum. Bir huzursuzluk çökmüştü içime. Kıvrılmak isteyen dudaklarımda güç yok gibiydi. Ters giden bir şeyler var gibiydi fakat ne olduğu hakkında bilgim yoktu.
Bakış açıma ilk olarak elinde tuttuğu poşetler girdi. Daha sonra ise bedenini eve sokmasıyla beraber bakışlarını etrafta gezdirdi. Parmağında ki alyans ne olursa olsun asla olduğu yeri terk etmedi. Bakınca önemsiz gelen her şeyin aslında ne kadar önemli olduğunu göstermek ister gibiydi.
Bundan haftalar önce bize yapılan tuzağı bozmak için boşanmıştık. Fakat bir an olsun o yüzük parmağından çıkmamıştı.
Etrafta gezdirdiği bakışlarının bende son bulmasıyla beraber, 'Uyandın mı?' diye sordu.
Aramızda birkaç adım vardı. Sadece en fazla beş adım. Sonrasının mutluluk olduğunu bildiğim için adımlarımı ona doğru atmaya başladım.
'Sensiz uyanmayı sevmedim.' İki, bir... tam tamına beş adım uzağımdaydı. Tahminlerim doğruydu. Adımlarım bitmiş, şimdi karşımda sevdiğim adam duruyordu. Kollarım boynuna uzanırken sırtıma sardığı eli bedenimi kendine doğru çekti.
Göğüslerim, göğsüne temas ederken sıcak nefesi önce perçemlerimi havalandırdı. 'Bir daha sen uyanmadan gitmem.' Verdiği yanıtın akabinde gelen dolgun dudakları son noktayı koyar gibiydi.
Dolgun dudaklarını hapsettiğim dudaklarımla dilimi usulca bitiş çizgisinde gezdirmeye başladım. Bana yaptığının aynısını ona yapmaya karar vermem saniyeler içinde gerçekleşmişti. Tuhaf bir şekilde özlemiştim. Hem de çok fazla. İçimde ki sıkıntıyı belki bu şekilde dindire bilirdim.
Dilimin geçişine izin vermesiyle beraber, ellerim ait olduğu yere ilerledi. Yumuşacık saçları parmaklarımın arasından kayarken, ısırdığı dilimle derin bir inleme dudaklarımdan firar etti.
Kapattığım gözlerimi ağır bir şekilde açarken, 'Ben en iyisi hep gidiyim.' Tebessümle söylediği şeye kaşlarımı çatıp,
'Asla. Gitme.' dedim. Gözlerime bir süre baktıktan sonra,
'İyi misin?' diye sordu. Başımı olumlu anlamda sallayıp,
'İyiyim.' dedim. Gözlerimin en derinini görebilirmiş gibi bir süre baktı. Daha sonra,
'İyi olduğuna emin misin?' diye sordu. Aldığım derin nefesle yükseldiğim parmak uçlarımdan inip,
'Bilmiyorum.' dedim. Uyandığımdan bu yana nasıl olduğum hakkında en ufak fikrim yoktu. Yüreğimde ters giden bir şeyler var diye bağırıyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/238018694-288-k14471.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİYAHIN GÖLGESİ (TAMAMLANDI❣️)
Ficção Geral'Evet' dil bunu söylesede yüreğim başıma gelenler için yanıyordu. Neden bunları yaşamak zorunda kalmıştım ki. Ah doğru ya beni büyüten ailenin evletlarını kaybetmemesi için ve sevdiğime zarar gelmemesi için. 'Duydunuz şimdi kıyın şu nikahı' kulakl...