4

163 18 10
                                    

"Kendini nasıl hissediyorsun?"

Jaehwan ruhsuzca başını kaldırdı. Sabahtan beri yarı baygın haldeydi ve bir şeyler yemeyi reddediyordu. Tüm hizmetçileri başından kovmuştu. Bu nedenle de şimdi başında dikilen baş alfa Minhyun'du. Aslında şimdi de hali yoktu omeganın. Ancak alfadan korkuyordu. Bir şey yapacağından değildi. İnsan, bilmediği durum ve tanımadığı insanlardan korkardı.

"Nefes.. almakta zorluk çekiyorum." derken bir yandan da ayaklanmış ve yatakta oturur pozisyona gelmişti. Ayakları yatakta aşağı doğru sarkıyordu ama yere değmiyordu. Minhyun adımlarını durdurdu ve yatağın yan tarafına değen bacaklarını kırarak Jaehwan'ın göz hizasına doğru eğildi.

"Ben.. aslında onu hissediyorum, hm?" Minhyun elini kaldırdı ve omeganın dizlerinin üzerindeki elini tuttu. Jaehwan da bakışlarını, onunkine değdiğinde neredeyse uyuşan ellerine indirdi. "Planım, daha da büyümeden halka mühürlendiğimizi söylemek. yoksa saygınlığım zarar görebilir." Jaehwan bakışlarını kaçırdı bunun ardından. İçindeki bir kısmı bunun neden kendi umurunda olacağını sorguluyordu. Aklından geçirmesi bile yetti. Minhyun hafifçe tebessüm etti. "Yavaşça, tanışacağız. bana güvenmeni istiyorum, Jaehwan. İnan bana. Kötü biri değilim." Karşılığında bir tepki alamadığında eğildiği pozisyondan kalkıp ellerini ayırmadan omegasının yanına, yatağın üzerine oturdu. Derin bir nefes alarak karşıya çıkardı bakışlarını. Ayna vardı. Kendini ve Jaehwan'ı bir tablo imiş gibi izledi ve gülümsedi. Parmakları arasındaki eli ipekten bir kumaşmış gibi nazikçe okşuyordu.

Anlatmaya başladı.

"İki yıl önce tahta çıktım. Zordu. Yirmi üç yaşında olmama rağmen ciddiye alınmadım. Saygınlığımın artması için.. otuz üç yaşındaki ağabeyimi.." Jaehwan oturduğu yerde kıpırdanıp boştaki elini yatağa dayadı. Minhyun kaşlarını çatıp dudaklarını ıslattı. "O gün titriyordum. Ama insanlar bana ürkek bakışlar atıyordu ve.. hoşuma gitti. Artık tecrübesiz ve minik kral Hwang değildim. Bana büyük ve güçlü kralımız diye sesleniyorlardı." Minhyun ellerini ayırdı. "Güçlü biri olmak kötü mü.. ben.. benden korkuyor olmalarını kullandım. Hala öyleyim. Öyle sanıyorlar." Başını eğip aynadaki yansımasına baktı, sanki bir anda canavara dönüşecekmiş gibi hissetmişti.

Jaehwan başını kaldırmıştı ve o da aynaya bakıyordu.

"Benim yanımda, rol yapmana gerek yok." dedi. Sesi alçak ve tereddütlüydü ama Minhyun için yeterliydi. Başıyla onayladı ve bakışlarını Jaehwan'ın gözlerine çevirdi.

"Yanında.." dedi ağır ağır. "Rol yapmayacağım. Yalnız kaldığımızda, kendim olacağım Jaehwan. Beni tanıyacaksın. Zor olmayacak. Ama eğer konuşmazsan.." Biraz duraksadığı sırada Jaehwan başını salladı. Söylemek istediğini, o söylemese de anlıyordu ve içten içe haklı olduğunu biliyordu.

"Tanıyacaksın sen de." dedi, fısıltı şeklinde. Derin bir nefes alıp verdi. "Artık.. tanımana izin vermem gerekiyor." Neyi ima ettiğini Minhyun da fark etmişti. Göz gözelerdi.

Bir anda ikisi de aynı anda genişçe gülümsedi.

"Gelecekte neler olacak bilemiyorum Jaehwan. ama seni son nefesime kadar koruyacağım."

Jaehwan başıyla onayladı.

"Beni son nefesine kadar korumana izin vereceğim. ve.. onu." Gözleri de gülümsemesinden nasibini alırken kafasını eğip bedenine baktı. "Buna.. inanamıyorum. İki hafta oldu ama alışmak çok güç ve beni-"

"Zorladığını biliyorum, canının acıdığını da." Minhyun tereddütle birbirlerine değen ellerini ayırdı ve ileri, ona doğru uzattı. Jaehwan korksa da itiraz etmedi. Bir alfa kral ve bebeğini ayırmak kimsenin haddine olamazdı.

Minhyun uzun parmaklarını Jaehwan'ın karnına yerleştirdiğinde, Jaehwan elini Minhyun'un koluna attı ve elinde olmadan sıktı. Etkileşimleri yüzünden canı yanmıştı.

Minhyun endişeli bakışlarını Jaehwan'a döndürdü.

"O.. o alfa."

"Ve çok güçlü.." diye mırıldandı Jaehwan. "O yüzden kaldıramıyorum. Omega bedenim, güçlü bir alfayı taşımakta zorlanıyor.."

Minhyun elini yavaşça çekti ve kollarını iki yana açtı. Jaehwan hiç tereddütsüz alfasının kolları arasına girip başını omzuna yasladı. İkisi de uzun zamandır ilk defa tamamlanmış gibi rahattı. Huzur bulmuşlardı birbirlerinde.

"Bu huzuru.. her zaman bulamayacağım, değil mi"

Uzun süren sessizliğin ardından ilk çekilen Minhyun'du. Başıyla onayladı. "Ancak ilk fırsatta, hep sana koşacağım."

Jaehwan gözlerini odada gezdirdi. Anlamsız şekilde hüzünlenmişti ve kollarını çeken Minhyun yüzünden boşluğa düşmüştü sanki.

"Alışmamalıyım-"

Minhyun ani bir hareketle Jaehwan'ın çenesini tutup sözünü kesmiş ve ardından izin isteme amaçlı minik bir göz teması kurmuştu. Jaehwan teslim olurcasına gözlerini kapatmıştı bile. Minhyun dudaklarına yaklaştı bunu gördüğünde. İkisinin de ilk öpücükleri olduğu gerçeği zihinlerine dolarken, mühürlenmelerinin on beşinci gününde gerçekleşti bu kutsal olay.

Minhyun önce dudaklarını birbirine bastırmıştı. İlk şoku atlatmak istiyordu. Jaehwan'ın yumuşak dudakları öylece beklerken dilini gönderip Jaehwan'ınkileri aralamıştı. Üst dudağını ilk önce dudakları arasında ezmiş ve sonra dilini ötekinin ağzına göndermişti. Jaehwan'ın kontrolünü elini alarak elini beline attı ve bedenini kendine çekti.

Jaehwan ayaklarını yatağın üzerine çekmişti bunun ardından. Öpüşmeleri iyice derinleşirken Jaehwan dizleri üzerinde yükseldi. Minhyun da yatağa çekmişti kendini. İki kolunu da omegasının beline sararken Jaehwan da ellerini alfasının boynunda sabitlemişti. Jaehwan yukarıda kalmıştı ama hareket dahi edemiyordu. Bedeni yanıyordu. odanın sıcaklığı sanki bir anda yükselmişti.

Alfa dakikalar sonra nefes nefese öpüşmelerini bitirdiğinde, Jaehwan yorgunca alfasına verdi ağırlığını.

Minhyun derince gülümseyerek Jaehwan'ı yatağa yatırdı. Titreyen bedeni alfasının kolları arasında minicik kalmıştı. Başını büyük yastığa koyduğunda Minhyun'un boynunda olan kollarını çekmiş ve tamamen uzanmıştı.

Minhyun geri çekilmeden önce bir kez daha yumuşak bir öpücük bırakmıştı dudaklarına.

Nefes nefeseydi omega. Ancak dudakları arasından tek bir söz çıktı. "Açım, alfa."

Alfa güzel kahkahasını saldı odaya. Omega alfasının kısılan gözlerine bakarken büyülenmişti. O da gülümsedi.

"Ancak kusmak istemiyorum."

Minhyun ciddileşirken ayaklanmıştı.

"Senin için minik bir ziyafet hazırlatacağım Jaehwan. Uyuma olur mu? Kısa süreye dönerim."

Omega gözlerini kapatıp açarak onaylamıştı ama çoktan ağırlaşmıştı. Alfa odadan çıkmadan "hızlı ol" diye seslendi.

Bir süre sonra Minhyun elinde gümüş bir tepsiyle girdi içeri. Omeganın gözleri kapalıydı, tebessümle yanına ulaştı. Odada onların varlığını hissetmek yıllardır aradığı huzurdu.

"Omega." 

Yarı uykulu bedeni kaldırdı ve kendi elleriyle besledi. Tüm gün içeri girmek isteyen hizmetçileri gönderdi ve ailesiyle ilgilendi.

+×+×

beside u ¦ w1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin