Şifacı Bae Jinyoung'un söylediğine göre, şehir merkezinde olmayan ancak buraya bağlı olarak yaşamını sürdüren bir aile vardı. Ormanın uzak bir köşesinde yaptıkları evde yaşıyorlardı ve buraya uzun zaman önce uzak yerlerden gelip yerleşmişlerdi.
Çıkartılan liste ile askerlerini görevlendiren Guanlin iki saat mesafedeki bu eve kendi başına gitmeyi planlamıştı. Göç sorunu gibi olağanüstü durumlar dışında sarayda büyütülmüştü ve söyleyemezdi ki bu şekilde kuralsız yaşayan insanlar dikkatini çekmiyordu.
Yola öyle saf heyecanla çıkmıştı ki bir süre için kurt formuna dönüşmeden öylece dalgın düşünceli yürümüştü. Farkına vardığında ise siyah renkli postuna büründü ve hızlı adımlarla bahsi geçen evin tarif edilen yoluna girdi.
Guanlin ormandan hoşlanmıyordu. Koyu gövdeli yalın ağaçların arasında ruhu daralıyor, içinden bir ses yardım çağırması için çığlık atıyordu. Doğayı severdi, bitkilerle arası iyiydi ancak orman onun için hep karanlık bir parçaydı. Çocukluğundan beri kabuslarının sonu ormanda biterdi. Bir anı olduğunu bilemezdi ancak 'baba!' diye sızlanarak uyanırdı.
Evet, omega babası Jaehwan'dan ilgi görürdü. Ama bu hep belli bir seviyeyle olmuştu. Babası istemezse ona sarılamaz hatta ona dokunamazdı. Saygısını bir an bile bırakmaması gerekirdi ve her daim uyanık olmalıydı. Başı dik, her an her şeye hazır beklemeliydi. Alfalığının gereklerini yerine getirmeli, iyi askerlik yapmalı, adaletli, selim akıl sahibi bir genç olarak yetişmeliydi.
İyi hoş, Guanlin tüm bunları zaten biliyordu. Babalarına karşı temas kurallarına ne derece uyduğu tartışılmaya açık olsa da isterdi ki bulduğu ilgi yalnızca saçlarının okşanması olmasın. Alfa babasının sadece gururla ya da şevkatle attığı kaçamak bakışlar değil biraz da gözle görülür bir sıcaklığı olsun. Veliaht olsa da sert yetiştirilmenin yanında aile huzuru da olsun.
Aklı erdiğinde babalarının bu eksiğininin telafisini kardeşi Intak'ta bulmaya çalışmıştı. Aralarında iki yaş vardı ve başta gerçekten iyi anlaşıyorlardı. Ama Intak'ın da aklı ermeyegördüğünde aralarındaki farklar birbirleri için duvar örmeye başlamıştı. Guanlin söylenenleri analiz ediyor ve umursamıyor olsa da daha toy bir çocuk olan Intak kolayca alınıyor ve ağabeyine sessizce tavır alıyordu. Buna rağmen babalarının uymalarını istedikleri tüm saray kurallarına ondan iyi uyduğundan bir kez dahi saygısızlıkta bulunmamıştı.
Yine de Guanlin'in bir kardeşten beklediği bu değildi. Çocukluklarında olduğu gibi kurt formunda dövüşmek, yaramazlıklar yapmak ve tüm gün saklanarak omega babalarını sinirlendirmek istiyordu. Intak'ın tek yaptığı ise diğer alfalarla pratik yaparak güçlenmeye çalışmaktı.
Dişlerini ve yumruğunu sıktı. Savaşmak bir gram dahi ilgisini çekmiyordu.
Birkaç saatlik yolun ardından karşısına çıkan ahşap evi gördüğünde nefesini tuttu Guanlin. Ev metrelerce öteden dahi 'burası sıcak bir yuva' diye bağırıyordu. Yani kendininkinin olmadığı ve hiçbir zaman olamayacağı türden.
Mütevazi ama güzel yapılı eve adım adım yaklaşırken hayran bakışlarına engel olmadı. Yavaşça insan formuna döndü ve her bir ayrıntıyı zihnine kazımak ister gibi inceledi. Meğer masallar gerçekti, harika aileler vardı. Ayrıca burası.. burası çok güzel kokuyordu. Kokular eşsiz olurdu ama hayatında daha önce böyle anlamlı, böylesine hoş bir koku almamıştı. Birisi vardı, bu tatlı kokunun sahibiyle tanışmak zorundaydı.
Evle arasından on metre kadar vardı, öylece duruyordu ki birkaç büyülü dakikanın ardından evin kapısı açıldı ve ses geldi.
"Sen kimsin?!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beside u ¦ w1
Fanfictionguanlin, ailesini ve ait olduğu yeri bulmak istedi. wanna one omegaverse.