"Efendim, özellikle şehir merkezine çok fazla yerleşim var ve insanlar endişeli, söylediklerine göre gelenler çevreye çok sayıda gecekondu dikmiş. Asıl belirttikleri ise yerel halka karşı iyi niyetli olmadıkları. İlk göç dalgası geldiği gün iki alfa bölgelerini korumaya çalışırken yaralanmış. Göçle gelenler artık ticaret yapmaya çalışıyorlar, gördüğümüz kadarıyla bazı tarlaları talan etmişler, durum gerçekten vahim. En kısa zamanda müdahale etmezsek düzen tamamıyla bozulacak."
Hwang Minhyun sert yüz ifadesiyle rütbeli askeri onayladı. Eliyle odadan çıkmasını işaret etmişti ki asker bir kez daha söze girdi.
"Göç edenler içerisinde birinci veliahtımızla ilgilenmiş omegalardan bir tanesi de bulunuyor. Anladık ki dokuz yıl önce yerleştirildiği kasabadan kaçmış. Göç edenlerden bir çoğunun da oradan geldiğini tahmin ediyoruz. Önerim şu ki terk edilen kasabaya da bir grup alfa gönderilmesi." Krala saygısını gösterdikten sonra kapıya yöneldi.
Ancak bu sefer de kral tarafından durdurulmuştu. Asker krala döndü. Artık orta yaşlarında olan kral, Hwang Minhyun'un gölgeli bakışları büyük pencereden içeri giren akşam güneşine meydan okur gibiydi. Yan profili efsanevi görünüyordu, asil kıyafetiyle birleşen bedeni günlerce izlenmeye değerdi. Alfa asker dinlediğini onayladı. Kral boğazını temizlemiş ve yavaşça ona dönmüştü.
"Birinci veliaht şehir merkezinde görevlendirilecek, en kısa zamanda yanıma gelmesi gerektiğini ona ilet Hyunwoo. İkinci veliaht ise kasabaya gönderilecek alfaların içinde olacak. Ona da haber ver, en kısa zamanda bir grup hazırlayarak yola çıkmasını istiyorum." Asker tekrar onaylayarak kralın yanından ayrıldı. Veliahtları bulmak için adımladığı sırada içi içini yiyordu. Yıllardır hizmet ettiği kralına saygısı sonsuzdu ancak bu konuda ağzını açamasa da ülkedeki herkes veliahtlar arasında yapılan ayrımcılığın farkındaydı ve bu ayrımcılığa en yakından şahit olanlardan biri olarak canı yanıyordu. Bir aracı olmak istememişti ama verilen emiri yapmak durumundaydı.
Birinci veliahtı bulmak hiç zor değildi. Genelde odasında ya da saray bahçesinde olur yazı yazmakla uğraşır ya da ikinci veliahtla zaman geçirebilmek için askerlerin çalışma yapmadıkları zamanlarda topluca buluştukları meydanda olurdu. Bu nedenle birinciyi bulursa, ikinciyi zaten bulmuş demekti.
Odasında değildi, bahçede hiç değildi. Askerlerin meydanında da değildi çünkü zaten kralın yanına gitmek için oradan ayrılmıştı. Bu sebeple ikinci veliahtın odasına yöneldi. Koridorun başına varmıştı ki, veliahtın kapısı sertçe açılmış ve iki genç alfa peş peşe önüne çıkmıştı.
"..İntak!"
"Hyung-"
"Evet, senin ağabeyinim. O zaman beni dinlemen gerekmez mi?" İkinci veliaht kapıdan çıktığında askerin varlığını görmüştü ama öncelikle arkasında kalan ağabeyine dönmek zorunda kaldı. Birinci veliaht elini omzuna koymuştu. "Hiçbir sözü dikkate alma, karşı karşıya gelmemize izin vermeyeceğim, anladın mı?"
Cevap vermedi, asker onun yüz ifadesini de göremiyordu. Durup kendisini dinlemeyeceğini de o an anladı. Bu yüzden veliaht ağabeyine arkasına dönüp yanından geçecekken "Beni meydanda bekle!" diye seslendi. Birkaç saniye içerisinde de birinci veliahtla koridorda yalnız kalmışlardı. Asker derin bir nefes aldı. "Kralımız, sizi bekliyor." Birinci veliahtın yüz ifadesi acı içeriyordu, asker onun için içinde bir yerin burkulduğunu hissetti.
"Hyunwoo hyung, neden herkes-"
"Nedenini sen de biliyorsun Guanlin." Asker, yüz ifadesini sertleştirdi ve yakışıklı alfa ile göz temaslarını kesti. "Hwang Minhyun'u daha fazla bekletmeyin." Rütbeli asker, yıllardır ülke ordusunun başındaki efsanevi isim, Son Hyunwoo gençliğinden beri bu saraydaydı. Hwang Minhyun'un büyüyüşüne şahit olmuş, sonrasında da çocuklarına olan tüm yaklaşımını izlemişti, burada kraldan başka bir yetkili varsa o kişiydi. Veliahtlarla bu şekilde iletişim kurabilmesinin nedeni de buydu. Şu andaki konumu, onlardan da yüksekti. Ve bu sayede biliyordu ki her ne kadar Guanlin gözetilse de tahta çıkması için, on dört yaşındaki İntak'ta mükemmel bir potansiyel vardı.
Yıllar önce baş omega Jaehwan ikinci veliahta hamile kaldığında Guanlin iki yaşında bir bebekti. Zeki oluşu, baskın bir alfa oluşu çok dikkat çekmişti. Hwang Minhyun'un krallığına yakın güçlü bir yönetim merkezi olmadığından gelecekte ülkenin çok parlak günler göreceği söyleniyordu. Guanlin herkesin, özellikle de kralın istediği veliahttı. Hwang Jaehwan'ın İntak'a olan hamileliği çok daha rahat geçtiğinden ve birinci veliahtta görülen hiçbir sorun tekrarlamadığından da kimsenin gözü baskın alfa Guanlin'den ayrılmamıştı. Bir veliaht daha doğacaktı ama kimsenin umurunda değildi. Ülkenin bir sonraki kralı çoktan belliydi.
Guanlin çoktan bozulmuş olsa da omuzlarını dikleştirdi rütbeli asker Hyunwoo'nun yanından ayrılırken. Hwang Minhyun tarafından tüm gün direktif alacak ve gün sonunda istemediği bir göreve gönderilecekti. Öte yandan Hwang İntak güneş batmadan Son Hyunwoo yardımı ile oluşturduğu alfa grubu ile yola çıkmak için hazırdı.
En belirgin farkları buydu. Birinci veliaht krallığın ciddiyetinde değildi, tahta çıkmak istemiyordu, baskın bir alfa olsa da gücünü savaşmak için kullanmaktan nefret ediyordu. Sürekli okuyordu, her şeyi okuyordu. Öğreniyor ve yazıyordu; yeteneğini çoktan bu yöne akıtmaya başlamıştı. İkinci veliaht ise özellikle son yıllarda oyuncaklarından kurtulmuş ve gerçek kılıçlar ve gerçek savaşçı alfalarla iletişim kurmaya başlamıştı. Ağabeyinin aksine de 'yönetmek' fikri zihnini büyülüyordu. Elbette bu iki kardeşin ortak yönleri de vardı. Çok sosyal insanlardı, kurda dönüşüp koşturmayı çok seviyorlardı ve en önemlisi birbirlerini hiç kırmamışlardı. Çok özen gösteriyorlardı, saygılarını bırakmıyor ve her daim mutluluklarını gözetiyorlardı. Eğer çevrelerinde olan baskı olmasaydı, kusursuz bir ikili olacakları kesindi.
Akşam bir aile ziyafeti için hazırlık yapılmıştı. Bu emri veren Kral Minhyun, sanki oğullarını çıkan sorunları düzeltmeleri için gönderirken hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını hissetmişti. Günlerdir içinde var olan bir sıkıntı kalbini delip geçiyordu, hatta eşine hiç sataşmamış ve onun da başlatmaya çalıştığı atışmaları sakinlikle yanıtlamıştı.
Biraz da bu nedenle ondaki durgunluğu hisseden Jaehwan, ziyafet için hazırlandıkları sırada ayna karşısında gömleğinin düğmelerini ilikleyen Minhyun'a adımladı. Ayna ile aralarına girmiş ve başını kaldırarak zarif parmaklarını yanağına yerleştirmişti.
"Ne oldu?" diye fısıldadı. "Neden böylesin?" Minhyun bakışlarını aynadaki aksinden çekti ve kırgın gözlerle eşine baktı. Jaehwan saraya ilk geldiği gün söz verdiği gibi yalnız kaldıklarında kendi oluyordu.
"Korkuyorum." diye yanıtladı bir süre sonra. Onun da sesi kısık ve yumuşaktı. Gün içindeki sert ifadesi, sert gözleri kaybolmuştu. Normalde kızılın koyu bir tonu olan gözleri donuk bir kahverengiye dönmüştü. Jaehwan ona bu açıdan bakarken ne kadar yorgun hissettiğini anlıyordu. Bir süredir dikkatle incelemediği bu ifadedeki tüm ayrıntılar ve tüm çizgiler soluk mum ışığında derinleşmiş gibi görünüyordu. Kral Minhyun güçlü bir alfaydı ama neredeyse yirmi yıldır bu büyük toprakları tek başına kontrol altında tutuyordu, her ne kadar omegası ona yardım etse de zihinsel olarak tükenmek üzereydi. Jaehwan derin bir soluk çekti ciğerlerine, ardından da eşinin yanağını okşadı. Biraz da uzanıp dudaklarına belli belirsiz bir öpücük koydu. Minhyun bu minik öpücüklerin ona ne kadar iyi geldiğini yıllar önce keşfetmişti. Omegası konuşmaya başlarken gülümsedi.
"Minhyun, sana hiç söylemedim ancak.. uzun süredir düşündüğüm bir şey var." Alfanın yüzündeki gülümseme solmaya başladı. "Guanlin ve İntak, onlar büyüdüler. Yeterince olgunlaşmadılar ama öğrenecekler." Yanağındaki elini alfanın omzuna, oradan da göğsüne indirdi. Sözcükleri özenle seçmeye çalıştığı belliydi. "Evime dönmek istiyorum.." Bakışları kesişti, Minhyun'un yüzünde cümlenin devamı için acı bekliyordu. Jaehwan ise evlilik hayatları boyunca ilk defa öncekilerden farklı bir ifade taşıyordu. Kralın aksine gülümsedi. "..bu sefer alfamla beraber."
Böylelikle Hwang Minhyun eşi ve oğullarıyla yaptığı ziyafet boyunca donuk bir şekilde yemeğini yerken Hwang Jaehwan'ın bu sözlerini düşündü. On sekiz yıldır ilk defa saraydan ayrılmak isteyen eşine karşılık vermemişti. Ve evet, bu sayede oğullarını kendi elleriyle sırayla besleyen Hwang Jaehwan'ın yüzü de güller açıyordu.
Değişim, bütünüyle başlamıştı.
+×+×
bölümü dört günde tamamladım, bir aferininizi alırım :3
ŞİMDİ OKUDUĞUN
beside u ¦ w1
Fanfictionguanlin, ailesini ve ait olduğu yeri bulmak istedi. wanna one omegaverse.