8 [2/2]

110 17 15
                                    

Daehwi ilk hamileliğini burada karşıladığından, şehrin bereketine daha da inanmışlardı. Ayrıca Jinyoung eşi ile daha sağlıklı ve düzenli beslenmeye dikkat ediyordu. Bu, bütünüyle iyi olmasını sağlamıyordu ancak aylar önce ölecek gibi göründüğünden daha iyi olduğu kesindi. Aldıkları güzel haberin de etkisi bulunuyordu tabii.

Her gün, güne birlikte başlamak, bebekleriyle iletişim kurmak, insanlarla sohbet, bolca gülüşme ve duygu yoğunluğuyla iki buçuk ay geçmişti. Bu yeni üyenin hayali en başta ailesini ve çevresine çokça huzur, tatlı telaş vermişti.

Ama çok sürmeden siyah bulutlarla dolu bir sabaha uyandılar.

Daehwi tarifsiz acılar içerisindeydi, betasının bunun üzerine uyanması ve kabus gibi bir sahneyle karşılaşması kaçınılmazdı.

Yerdeki döşeğin omegaya ait kısmı kana bulanmıştı, Daehwi çığlıklar atarak ağlıyordu: Bundan beter bir korku hali olabilir miydi, emin değillerdi. İlk bebeklerini kaybetmiş oldukları gün doğa bile kasvete bürünmüştü. Hava karanlıktı ve zaten akşama doğru sağanak yağmur bastırmıştı.

Genç çift ikinci hayal kırgınlıklarını yağmurun altında saatlerce kalarak yaşamışlardı; ruhlarından ruh alınmış gibiydiler.

Aylar sonra yine seyahat etmeye başladılar.

Ve bu şekilde üç yıllarını daha geçirdiler. Bu sürede toplam dört can ruhunu verdi Daehwi'nin bedeninde ama genç çift için bu defalarca ölüp dirilmekti. Her seferinde yeniden başlamak zorunda kalmak, kayıplarını unutmaya çalışmak ve hayal kırıklıklarına rağmen birbirlerine dayanak olmaya devam etmek..

Bedenleri gençti belki ama yirmi üçündeki Daehwi ve yirmi altısındaki Jinyoung'a sorsanız asırlarca yaşamışız derlerdi.

Yaptıkları meslek, iç yaşamları, gördükleri insan hikayeleri onlara tonca duygu katmıştı. Birçok duruma karşı daha bilinçli daha hassastılar. İşinin ehli olmaları zihinleriyle birleştiğinde olağandışı bir seviyeye ulaşmaları kaçınılmazdı.

"Saçmalık olmadığını ikimiz de biliyoruz. Daehwi, sana yaşattığım her şey için affedilmeyece-"

Jinyoung'un mırıltı misali sözlerini kesen, başını bir anda kaldırıp kuru dudaklarını eşinin dudaklarına bastıran Daehwi'ydi. Gözleri halen ıslak ve buğuluydu ama hareketleri netti.

Birkaç saniye boyunca dudaklarını hareket ettirmeden durduktan sonra geri çekildi. Yorgun bakışlarıyla betasının yüzünü turlayıp gözlerinde durdu.

"Yıllar oldu, ben duymaktan bıktım ama sen aynı saçmalıkları tekrarlamaktan usanmıyorsun Baejin." Zarif elini kaldırıp betanın minik yüzünü parmak uçlarıyla okşadı. "Seni seviyorum, ötesi var mı?"

"Ama-" Tekrar susturmak için yanağındaki parmağını az önce öptüğü dudaklara dokundurdu. Hafifçe bastırıyor, okşuyordu. Tüm bunlar bir nefes yakınındaki eşinden gelince kalbi titriyordu insanın. Eriyesi geliyordu dokunuşlar altında.

"Canı acıyan yalnızca ben değilim. Canından can kopan yalnızca ben değilim hm?"

Alınlarını birleştirmişler bakışlarını birbirlerine kilitlemişlerdi. Daehwi'nin gözleri yavaşça renk buldu. Jinyoung da elinden geldiğinde eşinin acısını hafifletmeye çalıştı.

Böyleydi işte. Kabullenmek ve bir şey olmamış gibi devam etmek. Parçalanmak ve ruh eşin tarafından birleştirilmek.. Yıllarca birbirine destek olabilmek, kalplerini rahatlatmak..

"Nasıldı?"

"Alfa kötü yaralanmış." Jinyoung derin bir nefes alıp alınlarını ayırmadan önce Daehwi'nin burnunun ucuna minik bir öpücük koydu. "Tedaviyi yaptıktan sonra yola koyuldum, dün gece uyanmış olduğunu tahmin ediyorum."

"Neden o uyanmadan geldin? Böyle olmamalıyd-"

"Daehwi'min uzağında kalamıyorum." Beta olan ayaklanıp üzerini değiştirmeye niyetlendiğinde omega çatık kaşlarıyla onu takip ediyordu.

"Jinyoung, ya iyileşmezse?!"

"Bebeğim her şeyi düşündüm." Üzerinden çıkardığı gömleği ve çıplak kalmış üst bedeniyle Daehwi'ye döndü. "Başka bir şey söyleme, eve dönmeliydim." Omega, eşinin kullandığı ses tonu karşısında susmak zorunda kalmıştı. Başını eğdi çünkü kendisi nedeniyle hastayı bırakıp döndüğünü biliyordu. Jinyoung aksi bir durum olmadıkça tedavi ettiği kişinin iyileşme durumunu şansa bırakmazdı. Beta devam etti. Bu sırada alt kısmındaki kıyafet parçasından da kurtuluyordu. "Bir de omega vardı." Daehwi kafasını kaldırıp kendini dinlemeye odakladı. Eşinin bedeni gözleri önündeydi, bu hoştu. Kalbi hızlanmış ve dudağının kenarının kıvrılmasını durduramamıştı. "Mühürlü değillerdi. Ama alfa omegayı kurtarıp yara almış olduğundan bağ kaçınılmazdı. Muhtemelen alfa iyileştikten sonra bile omega ondan ayrılamaz."

Daehwi sessizce onayladı.

"Peki neden Ha ailesinin evindelerdi? Akrabalar mı yoksa yakınları mı?"

"Bilmiyorum." deyiverdi beta. Derin bir soluk verirken Daehwi'nin oturduğu yerden kalkmasını izlemişti. Bir süre sonra bile canının acıdığını biliyordu. Gömleğini ona uzatacakken kendi de yaklaşmaktan duramadı. Kollarını minik bedenin beline sardı ve göğsü üzerine yaslanmasını sağladı.

Arada kalan gömlek ayaklarının yanına düşmüştü. Betanın çıplak bedeninin sıcaklığı omegayı rahatlatıyordu. Daehwi içinden geldiği şekilde yanağını Jinyoung'un tenine sürdü. Jinyoung hafifçe kıkırdamış ve bir elinin parmaklarını Daehwi'nin yumuşak saç telleri arasına karıştırmıştı.

Omega huzur buldu. Eşi olmasa yıllarca yaşadığı hiçbir duruma katlanamazdı.

"Senin sayende hala ayaktayım." dudakları arasından çıktı. Olan buydu, Jinyoung'un kendini suçlu hissedip üzülmesine dayanamıyordu. Onun yerinde kendisi olsa belki ondan iyi düşünmezdi ama resmin tamamına baktığında görüyordu. Kaderdi bu ve her ne kadar çok istese de bir yavrusu olmasını, olması gerekenin önüne geçemezdi. Ancak betası ve mühürlü eşi olan Jinyoung olmasa yaşayamazdı, devam edemezdi. O şimdi yanındaydı, geri kalan üzüntüleri bu sayede atlatabiliyordu.

Jinyoung cevap vermedi. Daha da sıkı sardı eşini ve birbirlerinin kalplerini hissederken sessiz evlerinde özlem giderdiler. İki gündür yan yana olmadıklarından özlemişlerdi.

Daehwi'nin çenesinden kavrayarak kendisine bakmasını sağladı. Sonra hafifçe eğilerek kuş tüyü öpücükleri alnından başlayarak yüzüne sıralamaya başladı. Omega da rahat durmuyor sarıldığı bedene mümkünmüş gibi daha da sarılıyordu. Gözleri, yanakları, çenesi ve dudakları.. Daehwi'nin her ayrıntısı güzeldi. Jinyoung'un ona doyabilmesinin imkanı yoktu.

Ve dakikalar sonra minik beden gülümsedi. Dişlerini gösterdi ve bu, betayı da huzura erdirdi.

"Seni seviyorum Baejin." Beta eğilerek yaklaştı ve tatlı bir öpücük koydu.

"Ben de seni seviyorum miniğim." Daehwi de uzandı sonraki adımda. Parmak uçlarına kalktığını gördüğünde Jinyoung kıkırdadı ve ince belinden sıkıca kavrayarak ona yardımcı oldu.

Sonsuza dek iki kişi olsalar da şikayet edemeyecek kadar aşıklardı birbirlerine.

+×+×


beside u ¦ w1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin