22.30 da Fang Zhaomu’nun telefonu çaldı. Yemeği teslim edecek kişi gelmişti.
Fang Zhaomu almak için aşağıya koştu. Teslimatçı yarı zamanlı bir çalışana benziyordu. Takım elbise giymiş, restoranın menajeri gibi gözüküyordu ve ellerinde çok büyük bir kese kâğıdı vardı.
Çantayı nazikçe Fang Zhaomu'ya verdi ve yemeğin tadını çıkaracağını umdu.
Fang Zhaomu çantanın çok ağır olduğunu hissetti. Eve döndüğünde, çantanın içinde ondan fazla kutu olduğunu gördü. Fang Zhaomu’nun masası küçüktü bu yüzden tüm kutular sığmadı.
Masanın yarısından fazlasını kaplamak için sadece birkaç kutu yeterliydi. Şaşkın bir şekilde Andrew'a bir mesaj gönderdi. "Ne sipariş ettin? Neden çok fazla kutu var?"
" şıklar seti." Andrew cevapladı. "Çok mu geç geldi?"Fang Zhaomu kutuları açtığında, içindeki yiyeceklerin çok güzel bir şekilde koyulduğunu gördü. Nedense ona bir şeyi hatırlatmışlardı.
Fang Zhaomu tatlı kutusunu açtığında, sonunda, ne olduğunu anladı. Andrew, bu akşamki restorandan âşıklar setini sipariş etmişti.
Fang Zhaomu bir anlığına afalladı. İlk başta çok duygusallaştı ama sonradan tuhaf olduğunu hissetti. Düşünerek, elini kutudan çekip parlak bir şekilde aydınlatılmış telefonuna baktı. Aldığında, Andrew'e mesaj atmadan önce parmakları telefonda 2 dakikalığına duraksadı. "Hangi restoranda olduğumu nereden biliyordun?"
Andrew'in cevabı çok hızlı geldi. "Gönderdiğin fotoğrafta tabağın üstünde restoranın ismi var."
Fang Zhaomu hemen fotoğraf albümüne geçti ve Andrew'e gönderdiği fotoğrafı yakınlaştırdı. Tabağın sağ alt köşesinde gerçekten de restoranın adının gümüş bir yazısı vardı. Fang Zhaomu artık o kadar endişeli değildi, ama yine de bu konuda biraz tuhaf hissediyordu.
Biraz çelişkiliyken, masasındaki yemeğe baktı. Sakinleşemeden Andrew'den bir telefon aldı.
Fang Zhaomu açtı. "Andrew."
Andrew, Fang Zhaomu'ya sordu. "Ne oldu?"
Andrew’in tonu bundan daha doğal olamazdı. Fang Zhaomu'nun yanıt vermediğini duyan Andrew tekrar sordu: "Yemek iyi değil mi?"Fang Zhaomu’nun yüzü ısındı ve mantıksızlığından utandı.
Andrew, teslimat yapmayan restoranla temasa geçmiş ve yemekleri Fang Zhaomu'nun evine gece geç saatte bir şeyler yemesi için teslim ettirmişti, ancak Fang Zhaomu hala bu konuda şüpheli hissediyordu.
"Az önceki arabanın şokunda olabilirim hala," Fang Zhaomu, az önceki davranışına bahane bulmak için elinden geleni denedi. "Sanırım hala atlatamadım."
"Korkma." Andrew duraksadı. Fang Zhaomu, onun hala devam etmek istediğini hissetti ama bir süre bekledikten sonra, Andrew ağzındaki baklayı çıkarmadı.
Fang Zhaomu telefonunu hoparlörlere alıp birkaç kutu daha açtı. Diğer duygularını bastırdı ve Andrew'e, “Keşke burada olsaydın. İki kişilik bir set yemek benim için çok israf."
"Bir şey olmaz."
Fang Zhaomu bir çatal dolusu salata aldı. "Onları yemeği teslim etmeye nasıl ikna ettin?"
"Yemek istemiyor muydun?" Andrew, Fang Zhaomu'nun sorusuna soruyla cevap vererek, sorusundan kaçındı.
Fang Zhaomu’nun yeri küçüktü ve masa internetten satın aldığı alçak bir katlanabilir masaydı. Andrew'in ona sipariş ettiği tüm yemek seti kutularını çıkarmıştı ve masadan yere serilmişlerdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Social Outcast
Short Story-Social Temperature'un Noveli- Homofobik üst X Yapışkan alt Soğuk ve homofobik bir üst, nefret ettiği kişiyle flört uygulamasında eşleşti ve diğerinin sandığından daha yapışkan olduğunu keşfetti! Yazar: Not!Pikachu / Ka Bi Qiu Social Outcast Çin nov...