1.1

9.7K 585 555
                                    

Bugün bir bölüm daha attım, onu atlamayın...

~

Bilinmeyenin attığı son mesajı okur okumaz direkt olarak yerimden ayaklanmıştım. Kırışan üstüme ve açıkta kalan boynuma aldırmadan sıraları iterek sınıf kapısına doğru koşmaya başladım. Stresten ve gerginlikten kalbim çok ama çok hızlı atıyordu.

Ağrıyan kalçama aldırmadan son hızla koşarken, elinde telefonu ile sakin sakin koridorda yürüyen Batı'yı görmüştüm. Bir eliylede resim çantasını tutuyordu. Kaşları çatık, dudakları büzülmüştü. Yutkunarak adımlarımı ona çevirdim ve kollarını sıkı sıkı kavradım. Bir kaç meraklı kafa bu tarafa dönmüştü. Zil çalmıştı ve teneffüsteydik.

"Çınar'ın telefonunu almam lazım, acil durum." Kirpiklerini kırpıştırarak bir kaç saniye şaşkınca yüzüme baktı. Telefonunun ekranını kapatıp cebine koyduğunda vakit kaybetmeden merdivenlere yöneldim.

"Neler oluyor?" Arkamdan öylesine yavaş ve sakince geliyordu ki dişlerimi sıkarak bileğini kavradım ve zorla ilerletmeye başladım. "Telefonu alalım, anlatacağım." Telaşlı sesimle bana ayak uydurmaya başlamıştı.

Hızlı adımlarla bizimkilerin oturduğu çimenlere doğru ilerlediğimizde gördüğüm görüntüyle derin bir nefes aldım. Çınar'ın gülerek Enis ile sohbet etmesi, henüz daha telefonuna bakmadığının kanıtıydı.

Batı'ya dönüp bileğini daha sıkı kavrayarak kimsenin göremeyeceği geniş ağacın altına çektim bedenini. Kulağına doğru eğildiğimde elini belime atarak bana biraz daha eğilmişti. "Çınar'ı oyala, lütfen." Yalvarırcasına konuşup gözlerimi etrafta gezdirdim ve kulağının altına küçük bir öpücük kondurdum. Sinirli soluğunu burnundan verirken, belimi biraz daha sıkmıştı.

"Bu iyiliğimin karşılığını alırım." Tek kaşını kaldırdığında Çınar'a kaçamak bakışlar atarak kafamı salladım ve son kez boynundan öperek geriye çekildim. Bal rengi gözleri kısılmış, çantasını büyük ağacın kenarına yaslamıştı. Bana dönerek yandan bir bakış attı ve kaşlarıyla gömleğimin açık düğmelerini işaret etti.

"Kapat boynunu boğazını, vampir dişlemiş gibi duruyor." Alayla konuştuğunda gözlerimi devirdim ve düğmeleri ilikledim. Çok hafif bir şekilde gülüp eliyle belimi okşadı ve geriye çekilerek Çınar'lara doğru ilerlemeye başladı. Dudaklarımı dişleyerek onları izliyordum.

"Kardeşim bir gelsene." Batı'nın endişeli ve yüksek sesi kulaklarıma dolduğunda belli belirsiz sırıttım. İyi rol yapıyordu. O sıra da gözüm onu dikkatlice izleyen Doruk'a kaymıştı. Gözlerini bir an olsun Batı'dan çekmiyordu. Kaşlarım çatılırken iç yanağımı dişledim.

Batı, Çınar'ı ortamdan uzaklaştırır uzaklaştırmaz hızla ağacın arkasından çıktım ve çimenlere ilerledim. Doruk'un gözleri bana kaymıştı. Çenesinin ucuyla Batı'yı gösterince kaşlarım havalandı. "Çenesi mosmordu, dayak mı yemiş?" Ses tonunda ki hafif imayla belli belirsiz sırıttım. Sarı saçlarının bir kaç tutamı alnına dökülmüştü. Elaları garip bir şekilde bakıyordu, her zaman ki gibi.

"Bence ısırık izi gibiydi, yiyişmiştir yine birisiyle." Enis kıkırdayarak konuştuğunda Altan da ona katılmıştı. Doruk'un gözleri hâlâ üzerimdeyken umursamadan Çınar'ın telefonunu aldım ve şifreyi girdim. Doğum tarihimdi.

Hızla mesajlara girip baktığımda dişlerimi sıkmıştım. Şerefsiz, gerçekten de atmıştı.

Videoyu kendi telefonuma gönderip Çınar'ın telefonundan sildim ve numarayı engelledim. Rahatlamış bir şekilde omuzlarımı düşürüp telefonu geri yerine bıraktım.

UTKU (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin