Medya, Batı ve göz makyajı...
Yazdığım enn uzun bölüm oldu ve biraz yorum bekliyorum 👉👈
Kontrol etmedim, hatam varsa üzgünüm.
Bölüme geçelimm~
~
Bilinmeyen numara: Geceye hazır mısın, Utku?
Utku: Gerginlikten kıçımdan soğuk terler akıyor bilinmeyen.
Utku: Onun dışında üzerimi değiştirdim. Süslemelerle ilgilenmeye gidiyorum.
Bilinmeyen numara: Güzel.
Bilinmeyen numara: Ben oldukça hazırım, her şey istediğim gibi gidiyor.
Utku: Gecenin sonunda, işler pek istediğin gibi gitmeyecek.
Utku: Kendini hastane odasında bulabilirsin.
Bilinmeyen numara: Olabilir, sonuçta en kıymetli parçamsın. Sana vurmaya kıyamayacağım için beni kolaylıkla alt edebilirsin.
Bilinmeyen numara: Bugün seninle muhtemelen bu hattan son konuşmamız olacak. Gece boyunca, telefonunun açık olmasını istiyorum.
Bilinmeyen numara: Sana gerekli talimatları buradan yazacağım.
Bilinmeyen numara: Görüşürüz bebeğim.
Utku: Bebeğinin amına koyayım takıntılı orospu çocuğu-/
Utku: Görüşürüz bilinmeyen.
Görüldü.
Bilinmeyen çevrimdışı.
Utku çevrimdışı.
~
"Davetliler gelmeye başladı."
Altan'ın sesi kulaklarıma dolunca belli belirsiz gülümsedim. Yavaşça oturduğum tekli koltuktan ayaklanıp dar, siyah pantolonumun paçalarını eğilerek aşağıya çekiştirdim. Üzerime kısaca baktığımda iyi göründüğüme kanaat getirmiştim.
Siyah, dar pantolonumun üzerine gece mavisi sade bir gömlek giymiştim. Kemerimi iyice sıkarak ince belimi ve dolgun kalçalarımı belli etmiş, Batı'dan gizlice aldığım makyaj malzemeleriyle de bembeyaz olan tenime naif bir makyaj yapmıştım. Gömleğimin üstten bir kaç düğmesini açarak gri, zincir kolyemin dikkat çekmesini sağlamıştım. Saçlarımı elimle dağıtarak alnıma rastgele dökülmesine sebep olmuştum. Fena görünmüyordum.
"Doruk hazır mı?" Yüksek müzik sesinden dolayı bağırarak konuştuğumda Altan telefonundan bakışlarını çekerek bilmiyorum anlamında dudaklarını büktü. Kafamı sallayarak ona dış kapıyı işaret ettim. "Sen davetlileri karşıla, Umut da çalınacak parçaları seçsin. Ben Doruk'a bakıyorum."
Kafasını sallayıp ayaklanmıştı. Gözlerimi etrafta son kez gezdirerek Doruk'un odasına çıkan merdivenleri çıkmaya başladım. Enis ve Çınar balonlar ve süslerle uğraşıyorlardı. Batı ise her zaman ki gibi on saate hazırlandığı ve hediye almayı unuttuğu için muhtemelen gecikecekti.
Kapıyı tıklatıp gel komutuyla beraber içeriye girdim. Doruk oldukça gergin ve sıkıntılı duruyordu. Oturduğu yatağında sürekli alt dudağını dişliyor, derin derin nefesler alıyordu. Hızla yanına giderek omuzlarını kavradım.
"Doruk! Doruk, iyi misin? Lan kendine gel!" Omuzlarını sarstığımda kirpiklerini kırpıştırdı ve gözlerine kadar giren bir kaç sarı tutamı geriye doğru taradı. Hızla komidinin üzerinde ki suyu aldım ve dudaklarına götürdüm. Hızlı hızlı suyu içtiğinde bardağı kenara koyup elimin tersiyle dudağını sildim.