Dün ki bölümü atlamayalım, bu arada bölümde smut var... kanlı smut dediğim, hani Batı'nın ağzı yüzü hep kan ya, ondandı.. kimse anlamamış ahdkwndjqndwjd
Neyse yorum yapın, soluksuz okumayın lütfenn-
~
"Yapacağım, bu gecenin güzel bitmesini istemez misin?" Dudaklarına fısıldadığımda ufak bir kahkaha attı ve belimde ki tutuşunu sıklaştırdı.
"Kesinlikle, isterim..."
Cümlesini bitirir bitirmez elimi ensesine attım ve parmak uçlarımda yükseldim. Ancak, buna gerek kalmadı. Diğer kolunuda belime sararak bir bebek gibi kucağına aldı beni. Ayaklarım kalçasının iki yanında salınırken, cüretkar bir şekilde boynuna kollarımı doladım ve yüzüme hafif bir gülümseme yerleştirdim.
"İstediğini vereceğim." Gözlerinin içine bakarak konuşup yüzüne eğildiğimde kesik bir nefes aldı. Ilık nefesimi keskin çene hattına doğru verdim. Bedeni kasılıp, adem elması aşağı yukarı oynarken sırıttım. Benden etkilendiğini bilmek garip bir şekilde tatmin ediyordu beni. Daha fazlasını, bedenim için biraz daha çıldırmasını istiyordum.
Onunla oynamaya karar verdim.
Islak ve sıcak dilimi, ufak bir ağız şapırdatmasıyla dışarıya çıkardığımda, bal rengi gözleri koyulaşmış ve bütün dikkatini oraya vermişti. Dilimle küçük küçük, ağzının kenarından akan kanı yalamaya başladığımda gözleri kapandı ve belimde ki elleri kalçama gitti. İki lobunu avuç içine alıp tırnaklarını hafifçe bastırarak sıktığında sızlanarak ağlamaklı bir şekilde inledim.
"Beni bu kadar delirtmen normal değil." Kirpiklerini kırpıştırarak gözlerini araladığında son kez ağzının kenarını dilimin ucuyla yaladım ve esmer tenini ıslak dudaklarımın arasından kaydırarak ağzımın içine aldım. Yavaşça dudağının kenarını emerken, koyulaşan gözleriyle beni izliyordu. Minik bir sızlanma bırakarak dudaklarımı teninden çektim.
"Yorgun hissediyorum." Hipnoz olmuş gibi dudağımı izledi ve saf saf kafasını salladı. Dalmış görünüyordu. Kıkırdayarak bedenini sarstım ve bacaklarımı beline biraz daha sıkı dolayarak ona iyice yapıştım. "Beni yatağa kadar taşır mısın? Uyumak istiyorum." Alt dudağımı hafifçe büzdüğümde dişlerini sertçe gıcırdattı ve kafasını salladı. Ardından bacaklarını hareket ettirerek ilerlemeye başladı.
Başımı omzuna yan bir şekilde koyduğumda yanağımda ki baskıyla dudaklarım iyice büzülmüştü. Kirpiklerimi kırpıştırarak biraz daha sindim yerime. Burnumun ucu ve hafif aralık dudaklarım boynuna sürtünüyordu ilerledikçe. Şakaklarımda hissettiğim baskıyla dudaklarını oraya bastırdığını anlamıştım.
Bana zaman geçtikce alışıp, bağlanacaktı. Biliyordum. Bunun içinde çabalıyordum.
Odasına girdiğimizde kafamı omzundan kaldırarak etrafa kısa bir bakış attım. Buraya kesinlikle hayrandım. Odası tamamen onu yansıtıyordu. Duvarları simsiyahtı. Kırmızı renkli ve gri gözlü kocaman bir ejderha resmetmişti siyah duvarın üzerine. Kuyruğu aynı bir yılan gibi salınıyordu.
Işığı açmaya gerek duymadan yatağın üzerine bıraktı bedenimi. Odası loştu, perdenin ardından odaya süzülen sokak lambasının ve ay'ın parlak ışıkları Batı'nın ve benim vücudumu yeterince gözler önüne seriyordu.
"Uyumak istediğine emin misin?" Bacaklarımı biraz daha aralayarak ona geniş bir alan açtığımda muzip bir şekilde konuşmuştu. Aralık bacaklarımın arasına tamamen girdi ve bedeninin ağırlığıni üzerime verdi. Gözlerinin içine en derin bakışlarımdan atıp belimi dudaklarımı dişleyerek kırdım. Gözleri dudaklarıma inerken, kalçamı yataktan kaldırıp kasıklarına yavaşça sürttüm.
