Okunma sayısına göre oylar ve yorumlar çok düşük... azcık ucundan bir yorum atsanız fena olmaz qhdjqndjqjr bölüme geçelim ❤
~
"Evet çocuklar! Sessizlik lütfen, yoklamayı alıyorum." Sınıf rehber öğretmenimiz Ezgi hoca yoklamayı almaya başlarken gözlerimi devirdim. Otobüsün içinde de alabilirdi ancak o bize bu sıcakta eziyet etmeye karar vermişti. Kamp gezisine gidiyorduk ve içimde gram istek yoktu.
Yan tarafımdan bedenime adeta bir ok gibi saplanan bakışlar yüzünden, kendimi diken üzerinde hissediyordum.
Yutkunarak Batı'ya biraz daha yanaştığımda hocanın inadına tüttüre tüttüre içtiği sigarasını dudaklarından çekerek bana döndü ve bir kaç saniye yüzümü izledi. Ardından kafasında ki şapkayı çıkarıp sıkıca kafama geçirdi.
"Çok sıcak..." mayışmış bir şekilde konuştuğumda kıkırdadı ve biraz daha önüme geçerek beni arkasına aldı. Güneşi kendi çapında engellemeye çalışırken gülümseyip ellerimi beyaz tişörtünün uçlarına atarak sıkıca kavradım ve kafamı omzuna yasladım. Gözlerim kapanırken biraz daha yanaştım ona.
"Altan!" Hocanın cırtlak sesi kulaklarıma dolduğunda gözlerimi devirmiştim. Altan'dan sonra benim ismimi söyleyince cevap vermeye bile halim olmadığı için Batı benim yerime kolunu arkaya atmış ve elimi zorla kaldırmıştı. "Burda hocam!"
Yoklama alınıp sonunda gitme zamanımız geldiğinde şükür namazı kılmayı sonraya erteleyerek Batı'nın peşine takıldım. Ortama kısık gözleriyle baktı ve beni belimden tutarak önüne çekti. Tek kolunu belime sıkıca sardığında nefesini kulağımda hissetmiştim. "Sakın yanımdan ayrılma."
Uyuşukça kafamı salladım ve ilerlemeye devam ettim. En arkada olan dörtlü koltukların bir önünde ki ikili koltuğu işaret parmağımla gösterdiğimde Batı çenesinin ucuyla onayladı ve kaldırdığım işaret parmağımı avuçlarının arasına alarak yere indirdi. Dudağımı büzerek kendimi koltuğa bırakmıştım.
"Umut, buraya gelin." Batı, Altan ve Umut'a seslendiğinde gözlerim onlara kaydı. İkiz gibi giyinmişlerdi aynı, sallana sallana yanımıza ilerleyip bir önümüze oturdular. "Utku oyuna girelim mi?" Altan arkaya dönüp konuştuğunda omuz silkip telefonumu çıkardım.
Umut ve Batı kendi aralarında sohbet etmeye başlarken otobüs çoktan hareket etmeye başlamıştı. Bir anlık gözlerimi telefondan çekip kısaca etrafa baktığımda gördüğüm yüz ile gözlerimi devirerek önüme döndüm ve yerime iyice sindim. O kadar otobüsün içinden aynı otobüse düşmemiz, kaderin bana kahkahalarla gülerek el hareketi çekmesini gösteriyordu adeta.
Bir süre sonra sıkılıp gözlerimi kapattım ve başımı Batı'nın omzuna yaslayarak bir kaç mırıltı çıkarttım. Teninin güzel kokusu burnuma dolarken tek kolunu omzuma atarak iyice yer açmıştı bana. Kedi gibi göğsüne kıvrılıp kollarımı beline sıkıca doladım ve dudaklarımı tişörtünün üzerinden sağ göğüs ucuna bastırdım.
"Yaramazlık yapma ve uyu." Kulağıma doğru ılık nefesini vererek fısıldadığında hınzırca gülümseyerek dudaklarımı ıslattım ve hafifçe dişlerimi göğüs ucuna geçirerek ıslak dilimi sürttüm. Bedeni kaskatı kesildiğinde gülüp kafamı iki yana olumsuz anlamda salladım. "Hemen tahrik oluyorsun."
"Boş konuşma." Sinirli sesi kulaklarıma dolunca kıkırdayıp omuz silktim. Dudaklarını şakaklarımın üzerinde hissederken kafamda ki şapkayı çıkarmıştı. Saçlarımın tepesinden öpüp beni iyice sardı ve kokumu içine çekti. Sıcaklığıyla sarmalanmışken uykuya dalmaya başlamıştım.
~
Boynumda hissettiğim nefesle irkilerek kaşlarımı çattım ve beni rahatsız eden başı itekleyerek huysuzlandım. "Batı, uyuyorum." Huysuz huysuz mırıldanıp ağzımı şapırdattığımda boynumda ki nefes çekilmiş, yerini sinirli homurdanmalara bırakmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/256828470-288-k932530.jpg)