BAŞARI

8.8K 565 584
                                    

UYARI: Her şeyi bilerek okuyun sonra beni suçlamayın ve başka uyarı da koymayacağım. Bundan sonra okuyanlar hala isteyerek okuyor olur beni suçlamayın.
İyi okumalar 💜✨

Hakan 12. sınıf olduğu için basketbol takımını bırakmıştı ama hocası en iyi oyuncusunu kaybetmek istememiş, bir şekilde yeniden takıma almıştı. Hakan'da ek puan alacağını bildiği için bir şey dememişti.

Şimdide okullararası turnuva vardı. Hakan sayesinde takım finale kadar yükselmişti. Son bir maç daha ve her şey bitecekti.

Hakan iki şeyi aynı anda yapmakta zorlanıyordu. Bu yüzden bu maçta elinden geleni yapıp, kazanacaklar ve yılın son maçını da galibiyetle bitireceklerdi.

"Hakan hazır mısın?" diye içeriden ses gelince kabinden çıktı.

"Geldim Hocam." dedi. Biraz gerilmişti ama iyiydi. Her zaman olurdu sonuçta kalabalık bir ortama çıkacaklardı. Hakan'ın öyle pek uzun bir boyu yoktu, 178 felandı ama atik ve hızlı bir oyuncuydu.

Annesi ve babası gelemeyeceği için üzgündü ama çok düşünmemeye çalıştı. Hoca bir kaç şey deyip, hep birlikte sahaya çıkmışlardı. Karşı tarafa bakmıştı, orda kırgın ve üzgün bir şekilde bakan Ali'yi görmüştü. Bu çocuk umrunda bile değildi. Kafaya takmayacaktı, eğer düşünürse başarısız olurdu.

Tribünlere baktığında ilk karşısına, Kaan ve arkadaşları çıkmıştı. Arkadaşları sohbet ediyordu ama o Hakan'a bakıyordu. Hakan göz teması kurmak istemedi ve hemen takımına baktı. Takip kaptanıydı, sorumlulukları vardır bu yüzden kimseyi kafasına takmak istemiyordu.

Karşı takımdan bir çocuk Hakan'ın koluna dokunmuştu. Kaan gördüğü manzarayla öne doğru eğilmişti. Hakan'da koluna dokunan çocuğa baktı.

"Ne oldu?" dedi çocuğun kahverengi gözlerine bakarken.

"Bir şey olmadı sadece duyduğuma göre ibneymişsin, geceliğin ne kadar?" demiş ve pişkin bir şekilde sırıtmıştı.

Hakan duyduğu iğrenç şey yüzünden şok olmuştu. Tepki bile veremeden, olaya takım arkadaşları dahil olmuş ve çocuğu göndermişlerdi.

"Hakan boşver senin ne kadar iyi olduğunu biliyorlar. Moralini bozmak istiyorlar." dedi Erhan. Hakan hala şoktan çıkamamıştı. Çocuk resmen orospu damgası yapıştırmıştı.

Tüm okulu biliyordu ama daha önce böyle iğrenç bir şey diyen olmamıştı. Dayak yemişti sadece, o da çok kişi geldikleri için yoksa Hakan güçsüz biri değildi.

Kaan, Hakan'ın yüzüne dikkatle baktı. Sonra yanına giden çocuğa baktı ve ellerini kıtlattı.

O sırada maçın başlama düdüğü çalmıştı. Hakan kendine gelmişti. Şuan daha hırslıydı, bu laflar onu düşürmez yükseltirdi.

Maç başladığında yanına gelen çocuk Hakan'ı sürekli sözlü taciz etmişti.

Hakan'ın kulağına sürekli 'Gece yatağımda bekliyor olacağım.' 'Seni becermek için her şeyi yaparım.' 'Gecenin ne kadar olduğunu söyle.' 'Götün güzelmiş.' diye laflar söylüyordu.

Bunların hepsi, tek bir kişinin gözünden kaçmıyordu. Kaan o kadar dikkatle bakıyordu ki eğer gözlerle duyma yeteneği olsaydı, çocuğun dediği her şeyi de duyardı. Kaan takımın kazanacağını anlayınca, ayağa kalktı ve sahayı terk etti.

Sonunda maç bittiğinde 73-35 Hakan'ın takımı kazanmıştı. Tüm takım sevinç nidalarıyla sahayı inletiyordu. Sonra çocuğun yanına gitti.

"Kusura bakma gececi aramıyorum ama arasam da, senin bamyanın beni tatmin edeceğini zannetmiyorum." dedi ve çocuğa bakmadan takımının yanına gitti. Takım hala deli gibi seviniyordu. Hoca yanlarına geldiğinde susmuşlardı.

"Tebrik ederim seni Hakan. Bravo takım sizde çok iyi iş çıkardınız." dedi yüzünden gururlu bir ifade vardı. Hoca, Hakan'ın omzunu sıkıp, çocukların yanından ayrılmıştı.

Takım daha fazla sevinmişti. Hepsi birden Hakan'ı sıkı sıkı tutup havaya atıyorlardı.

"Tamam lan tamam. Düşüreceksiniz gidecek kıymetlim." deyip güldü. Takım daha bir şey yapmadan Hakan'ı yere bıraktı.

Yine ve yine kendiyle gurur duydu Hakan, İBNE diye anılmıyordu. Adı ile anılıyor, başarıları konuşuluyordu. Tabi bu bazı kıskanç ve kötü kişilerin dikkatini çekiyordu ama biri Hakan hakkında kötü bir şey dediğinde, onu susturuyorlardı. Hakan'ı gerçekten çok seviyor ve değer veriyorlardı.

Birincilik Kupasını aldıktan sonra, üstlerini değiştirmek için soyunma odasına gelmişlerdi. Hakan direkt olarak duşa girmişti. Diğerleri sadece üstlerini değiştirip çıkmıştı.

Hakan'ın kokuya karşı biraz hassasiyeti vardı. Başklarını pek takmazdı ama kendisi biraz bile koksa rahatsız olur, kirli hissederdi. 15 dakika sonra işini bitirip çıkmıştı.

Dolaba yöneldiğinde, hemen altına baksırı geçirdi. Havluyu belinden çıkarıp kenara koymuştu. Pantolonu dizlerine kadar çekmişti ki kapı aniden açıldı. Hakan korkuyla yerinden sıçradı, gelene bakmak için arkasını döndü ve yine sevmediği kişiyi görmüştü.

"Tebrikler Hakan çok başarılıydın." dedi Kaan kapıyı kapatırken. Hakan çocuğu takmamıştı. Bu çocukta rahatsız olduğu şeyler vardı. Pantolonunu giymiş, tişörtüde eline almış giyecekken ensesinde bir nefes hissetti. Tüyleri diken diken olmuştu.

"Biliyor musun Hakan?" diyip çocuğun kulağına daha çok yaklaşıp, kısık bir sesle.

"Ben bamyaları hiç sevmem." dedi ve çocuğun ensesine soğuk nefesine üfleyip odadan çıktı. Hakan'ın endeksindeki tüyler yeniden dimdik olmuştu.

Beyni yeniden o tehlike sinyallerini yollamış 'Uzak dur bu çocuktan' demişlerdi sanki...

Bölümler hep bu uzunlukta kalmayacak, bazen azalıp bazen uzar kafamda ki devam eden akışa bağlı. Başlıklar olduğu için başka bir ana başlık olduğunu düşündüğüm zaman orda kesiyorum yazmayı.

Umarım beğenirsiniz...🏳️‍🌈

YABANCI •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin