İyi okumalar delilerim✨💜
O olayın üstünden tam olarak 5 gün geçmişti, 5 gün boyunca Kaan hiç bir şekilde Hakan'ın yanına gelmemişti. Hakan 5 gün boyunca o yataktan çıkmadı.
Açılan yaraların kanları üstünde kurumuştu ama banyoya bile gitmemişti. Ruhunun olmadığını hissediyordu. Babasından fazla değer verirdi annesini, onun gonca gülüydü annesi.
Hakan artık günleri saymayı bıraktı. Annesinin cenazesine bile gidememişti. Ona son kez sarılamamış, öpememişti. Ondan son kez özür dileyememişti.
Bu 5 gün içinde o kadar fazla çökmüştü ki. Buraya geldiği günlerde bile hep annesi için ayakta durmuştu ama artık bir sebebi yoktu.
İntihar etmeyi bile düşünmüştü. Çok fazla suçluluk duygusu çekiyordu ama Kaan her şeyi o kadar iyi düşünmüştü ki, bir tane bile kesici, delici alet yoktu.
Sonunda pes edip sadece ağlamaya başladı. Akıttığı gözyaşlarının haddi hesabı yoktu. Yine de göz pınarları, annesinin o son görüntüsü aklına geldikçe daha fazla doluyor daha şiddetli ağlıyordu.
Hakan yine ağlayarak uykuya daldı. Yatakta hareket ettiğinde yanında hissettiği sert bedenle gözlerini açıp, yataktan kalkmıştı.
Artık yaralar kabul bağladığı için acısı fazla olmuyordu.
"Ne işin var burda!!" diye bağırmaya çalıştı Hakan.
Çok bağıramadı çünkü 2 gün boyunca o kadar sesli bağırmış ve ağlamıştı ki sesi kısılmıştı.
"Bilmem." dedi Kaan ve ellerini başının altına aldı.
"Çabuk çık git şurdan!" diye sesli bir şekilde söyledi bu sefer.
"BENİ!" diye bir çıkış yaptı Kaan.
"Beni asla dinlemiyorsun. Annenin başına gelen şeylerden sonra hâlâ beni dinlemiyor ve dediğim şeylere saygı göstermiyorsun." dedi Kaan ilk dediğine kıyasla daha sakin bir şekilde.
Hakan anne kelimesini duyduğunda gözleri dolmaya başlamıştı bile. Kendisini berbat hissediyordu. Durmayan gözyaşları birazdan yeniden akacaktı.
"Annem senin yüzünden öldü ŞEREFSİZ!!" dedi Hakan ve gözyaşlarını yeniden serbest bıraktı.
Kaan duyduğu son kelimeden sonra seri bir şekilde Hakan'ın yanına gitti ve çenesini sıktı.
"ASLA BENİ DİNLEME!!! ASLA TAMAM MI?!" diye bağırdı ve Hakan'ın çenesini biraz daha sıktı.
Hakan artık olduğu fiziksel darbeleri hissetmiyordu. Akıttığı gözyaşları aldığı fiziksel acıdan değil, annesinin katilinin yanında olup bir şey yapamadığındandı.
Hakan'ın gözyaşları sicim sicim Kaan'ın eline akıyordu. Kaan Hakan'ı çenesinden kendisine yaklaştırdı.
"Birincisi annen senin yüzünden öldü." dedi.
Hakan o anda zaten dünyadan koptu. Birileri kalbini söküyordu ama hiç bir şey yapamıyordu.
"İkincisi bence bu kadar dik başlı olmanın bir cezası olmalı. Asla uslanmayacaksın KÜÇÜK FARE." dedi ve çenesini savurdu. Hakan bir kaç adım geriye gitti.
"Aslında alacağın ceza bence ceza değil. Senin için ödül olur." dedi ve Hakan'ı kolundan tutup yine o bodrum katına getirdi.
"Bu sefer ki sürprizin çok büyük ve heyecanlı olacak." dedi ve Hakan'ın kulağına nefesini üfledi.
Hakan, dediği hiç bir şeye tepki vermiyordu, veremiyordu. Aklı hâlâ annesinin ölümünden kendisinin suçlu olmasındaydı.
"Çok acısız dakikalar geçireceksin." dedi ve odanın ışığını açtı.
Hakan karşısında gördüğü yüzler ile şok yaşadı. Gözlerinin yaşı asla durmayacak gibi duruyordu.
"Lütfen onlara zarar verme. Bana ver ama onlara dokunma. Allah aşkına lütfen dokunma onlara." dedi Hakan Kaan'ın kolundan tutarak.
"Hakan."
"Hakan oğlum."
"Lütfen bırak onları, yalvarırım." dedi gözlerinde ki yaşlar artık durmuyordu.
"Hakan iyi misin?"
"Hakan oğlum iyi misin?"
"Baba, Burak özür dilerim." dedi ve daha da şiddetli ağlamaya başladı.
"Ahh baban ve arkadaşın için bu kadar ağlamak mı. Delisin." dedi kahkaha atmaya başladı.
Hakan'ın babası ve Burak korku dolu gözlerle gülen çocuğa bakıyordu. Hakan ise gözlerinde yaşlarla.
"Kaan yalvarırım." dedi Hakan sen kez.
Anlamıştı karşısında ki adamın fikrinin değişmeyeceğini ama denemek istedi. Birilerinin özellikle sevdiği kişilerin daha fazla ölmesini istemiyordu.
"Bak ilk önce bu adamın." dedi ve cebinden silahı çıkartıp, Hakan'ın babasına tuttu.
Silahı görünce herkes gözlerini sonuna kadar açmıştı. Yaşlı adam daha fazla korkmuştu.
"Evet bu adam olmayacak kişi için ağlama çünkü hak etmiyor. Seni bana satan kendisiydi." dedi çok rahat bir şekilde.
"N-ne?" dedi Hakan.
Hakan şok üstüne şok yaşadı. Burak bile şaşırdı.
"Bak şimdi şöyle çok güzel açıklama getireceğim." dedi ve adamın kafasına sıktı.
Hakan duyduğu ses yüzünden gözlerini ve kulaklarını kapattı.
"Hayır-hayır." dedi ama gözlerini açamadı. O tarafa bakmak istemiyordu. Daha fazla şey kaldıracağını düşünmüyordu.
Burak yanına yığılan cesedi gördüğünde dili tutuldu. Hiç bir tepki veremiyordu.
"Ha ben açıklama getirecektim. O eve ilk geldiğimde ve sonrasında hiç bir tuhaflık hissetmedin mi?" dedi ve Hakan'a baktı.
Hakan'ın hala gözleri sıkı sıkı kapalı ve kulaklarını tutuyordu.
"İkinci olarakta son zamanlarda canımı sıkmaya başladı. Sürekli para istiyordu." dedi. Elnden silahı çevirdi ve silahın ucunu öptü.
"Adalet bizim kanımızda akar." dedi ve Burak'ın da tam kafasına sıktı.
"Aşkım elveda, seni öpemedim silahın ucunu öpmüştüm yani dolaylı yoldan öpüştük." dedi ve soğuk bir tavıra büründü.
Kaan, Burak'ın daha önce Hakan'a dediği şeye gönderme yapmıştı aynı zamanda da çocuğu ebediyete göndermişti.
Hakan transa girmişti. Elleri kulaklarında gözleri sıkı sıkı kapalı bir halde kitlenmişti. Ne sesi çıkıyordu ne de bir tepki veriyordu.
Her şey o kadar fazlaydı ki, Hakan sonunda yere yığılmıştı. Tüm bedeni titremeye başladı. Atak geçiriyordu ama Kaan yardım etmemişti.
Her şey karanlığa gömüldüğünde, Hakan'ın bilinci kapanmıştı.
Evde katliam yapabilirim abi ben Kaan'ı yazarken cidden kendimi psikopat gibi hissediyorum kandjdnakdnjdkans
Kaan hakkında ki düşüncelerinizi çok merak ediyorum... Okuyan kişiler yorum yapsa daha net anlayacağım....
Umarım beğenirsiniz...🏳️🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YABANCI •bxb
Teen Fiction[Tamamlandı] +18 Hakan hiç istemediği bir yerde, hiç istemediği kişiyle birlikteydi... "Lütfen beni burdan çıkar." diye yalvardı karşısındaki kişiye. "Senin bir kurtuluşun YOK!! senin yerin benim yanım!!" diye gürledi. Hakan tüm ümidini kesmişti art...