KARANLIK DÜŞÜNCELER

3.2K 195 117
                                    

Kaan komaya gireli 4 sene, Hakan Deli Hastanesi'ne kaldırılalı 2 yıl oluyor... O arada ki 2 yıl da Hakan'a bir şeyler oldu... Bakalım neler olmuş...?

İyi okumalar delilerim ✨💜

Kazadan 2 ay sonra~

Hakan kötü bir ruh haline girmişti. Kimseyi dinlemiyor, yemek yemiyor ve neredeyse umuyordu. Aklında sürekli Kaan'ın kanlar içinde yerde yattığı sahne vardı. Bir türlü ne aklından ne de kalbinden çıkıyordu.

O arabanın Kaan'a nasıl çarptığını bir türlü aklı almıyordu. Kaldırımdan giden bir insana çarpmış ve hiç bir şey olmamış gibi nasıl kaçabilmişti? O kişi nasıl bulunmamıştı? aklında bir sürü soru vardı.

Kapısı tıklatıldığı zaman, gözlerini kapattı ve cenin pozisyonu aldı. Kimseyle konuşmak istemiyordu. Yas 40 gün olurdu ama Hakan 2 aydır bu yasın içindeydi. Sonuçta hayatı boyunca sevdiği tek çocuğu, nişanlısını kaybetmişti.

"Hakan annem." diyerek içeriye girdi Gülizar Hanım. Hakan cevap vermedi ve rolüne devam etti.

"Biliyorum benimle konuşmak istemiyorsun ama yemek yemek zorundasın. Kaan seni böyle görse çok üzülürdü." diye devam etti Gülizar Hanım.

"O artık yok, beni bırakıp gitti. Beni beklemeden gitti." dedi Hakan ağlayarak.

"Böyle düşünme oğlum o her zaman seninle. Kaan seni hiç bir zaman bırakmaz." dedi Gülizar Hanım teselli verirken.

Hakan kendisini yanlız hissediyordu. Kaan'ın bir suçu yoktu ama kendisini yalnız bıraktığı için suçluyordu. İlk o zaman başlamıştı suçlamaya.

Gülizar Hanım orada durmanın bir fayda etmeyeceğini düşündü ve odadan çıktı. Hakan'a bir şeyleri anlatmak istiyordu ama tehlikeye gireceğinden korktuğu için susuyordu.

Gülizar Hanım'ın da en büyük hatası susması değil miydi zaten. Eğer kocasından neden ayrıldığını Hakan'a söyleseydi belki de bu olanlar olmayacaktı. Suçlu aslında Gülizar Hanım değildi, suçlu olan onu susturan kişiydi.

Gülizar Hanım odadan çıktıktan sonra Hakan yataktan kaldı. Tüm duvarlara tek tek baktı, sonra bir yere gözlerini kilitledi ve dikkatlice oraya bakmaya başladı. Sanki orada bir şey varmış gibi gözlerini bile kaçırmıyordu.

Rüzgarla birlikte duvara çarpan camla gözlerini sabitlediği yerden ayırabildi. Olduğu yerde soğukkanlı bir şekilde kafasını cama doğru çevirdi ve ayağa kalktı. Cama doğru ilerlemeye başladı.

Yüzünde en ufak bir mimik bile yoktu. Seri bir katilin soğukkanlılığı vardı yüzünde. Oldukça korkutucu ve tüyler ürperteciydi. Camın önüne geldiğinde dışarıya baktı. Yine bir sokak lambasının altına gözleri kilitlenmişti. Baktığı yerde ne görüyordu bilinmiyordu ama pek iç açıcı olmadığı kesindi. Pencereyi kapattı ve dolaba ilerledi. Üstüne bir kapşonlu geçirip odadan çıktı.

Küçük adımlarla kapıya ilerledi. Arkada kalan Gülizar Hanım'ın sözlerini umursamadı bile. Yavaş yavaş o ıssız sokaklardan geçmeye başladı. Soğuk ve ışıkları çalışmayan izbe bir yerdi. Kolay kolay kimsenin tercih etmeyeceği bir yerdi.

Hakan bozuk sokak lambasının altına gelince durdu ve kafasını kaldırıp gökyüzüne baktı. Sonra yavaşça kafasını sağ tarafına çevirdi ve gözlerini kıstı. Bir şeyler arıyor gibiydi ama ne aradığı belli değildi.

Bir anda hızlı hızlı, hatta koşarcasına yürümeye başladı. İçini bir korku kaplamıştı neden anı hareketler yapıyordu belli değildi. Fakat dışarıdan biri görse bir terslik olduğunu anlardı.

Eve vardığında deli gibi kapıyı çalmaya ve hızlı hızlı nefesler almaya başladı. Ne görmüştü orada da böyle bir tepki göstermişti. Gülizar Hanım korkuyla kapıyı açtı.

Hakan kendisini eve attığı gibi kapıyı kapattı ve hızlı adımlarla odasına ilerledi. Arkasında kendisine korkuyla bakan bir kadın bırakmıştı. Gülizar Hanım ne olduğunu sormak için arkasından gidecekti ama yapmadı. Şuan ona ne kadar soru sorarsa boşa gidecekti. En kısa sürede Hakan'la konuşmak ve bu kasvetli ruh halinden çıkmasını sağlamalıydı.

Hakan kendisini odasına attığı zaman yatağa oturdu ve derin derin nefes almaya çalıştı. Sonra cama baktı, oturduğu gibi kalkıp perdeyi çekti ve camın altına çöktü. Düşünceleri yavaş yavaş bedenini sarmıştı. Gün gün, saat başı...

Böyle başlamıştı zihninin ve bedeninin karanlıkla kaplanması. Gördüğü ve duyduklarıyla tamamiyle Azrail'in eline bırakmıştı ruhunu. Gerisi dönüşü olmayan bir yola girmişti. Kurtulamayacak kadar dibe batmıştı.

Biraz kısa oldu ama odaklanma sorunu yaşıyorum bir süre bazı sebeplerden yazamadığım için... 

Şunu diyeyim Gülizar Hanım şuan sakat değil... Ayrıca Hakan Kaan'ın öldüğünü biliyor...

Umarım beğenirsiniz...🏳️‍🌈

YABANCI •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin