☆ 18. Bölüm

214 12 4
                                    

"Ece?"

"Eğer şuan başın belada değilse ve ölmek üzere değilsen telefonu kapatıp uyumaya devam etmek istiyorum."

"Hayır hayır dur kapatma çok fecii şeyler oldu, bunu en yakın arkadaşıma anlatmalıyım." dedim heyecanla.

"İyi git anlat o zaman, benden ne istiyorsun gece gece."

"Gerizekalı benim en yakın arkadaşım sensin."

"Lanet olsun. Söyle ne oldu?"

"Biz Ateş' le şey yaptık." dedim utançla.

"Ohaa nasıl şey yaptınız."

"Bilmiyorum birden öptü. Bende karşılık verdim, yani umarım vermişimdir. Çok heyecanladım." dedim. Hala heyecanlıyım düşündükçe yanaklarım alev alev yanıyordu.

"Allah canını almasın. Bende şey yaptık deyince başka bir şey anladım. Şunu düzgün bir şekilde sakince anlatır mısın?" dedi. Allah'ım bu kızın bazı durumlardaki sakinliği beni öldürecek. Benim burda kalbim çıkıcak kalbim!

---

"Ee sonra ne oldu?" dedi.

"Ne olacak telefon çaldı.!" dedim sinirle.

"Siktir ya. Hangi mal aradı en olmayacak zamanda?"

"Bilmiyorum ki, özel numaraydı. "

O anı hatırlayıp yine yüzüm düştü. Aslında bir yandan iyi oldu. Öpüşmemiz bitince ne yapmam gerektiğini bilemezdim. Bir nevi kaçış oldu benim için.

"Yine mi ?" dedi bıkkınlıkla.

"Malesef. Kim olduğunu öğrenmem lazım."

"Peki telefondan sonra ne oldu? "

"Arabaya binip otele geldik. Sonrada birbirimize iyi geceler diyerek odalarımıza girdik."

"Nasıl yani seninle uyumak istemedi mi?"

"Manyak mısın benimle neden uyumak istesin. O kadar da değil yani."

"Ne biliyim. Ciddi demek ki söylediklerinde. Eğer amacı farklı olsa , senin hazır ayakların yere basmıyorken ve olayın büyüsüne kapılmışken bunu değerlendirirdi." dedi bilmiş bilmiş.

"Saçmalama. Öyle bir şey yapmayacağımı biliyorsun."

"Bazen mantıklı düşünemeye biliyorsun. Sonuçta aranızdaki çekimi görmemek için kör olmak lazım. O an mantık devreden çıkar ve duygularınla hareket edersin. Yani bu senin elinde değil canım."

"Büyük saçmalıyorsun. " dedim kendimden emin bir şekilde. İlk yakınlaşmada kendimi Ateş'in yatağına atarsam diğer kızlardan ne farkım olmuş olur ki?

"Ece?"

"Efendim hayatımın hatası."

"Biz şimdi onunla sevgili miyiz?" dediğim de kahkaha atmaya başladı. Şimdi bu komik mi!?

"Ya gülmesene ben ciddiyim."

"Yani sonuçta birbirinizi sevdiğinizi itiraf edip birde öpüşmüşsünüz."

"Ee sonuç?"

"Pozitif. Kızım bazen mallığın tutuyor senin ya, soğukta çok mu kaldın sen orda. Tabi ki sevgilisiniz." dedi bağırarak. Bunda kızıcak ne varsa, hiç.

"Nasıl davranmam gerekiyor hiç bilmiyorum. Sonuçta konuşmadık yani dudaklarımızı konuşmak için kullanmadık." dediğimde yeniden gülüp "Nasıldı?" diye sordu.

"Hani bir şarkı var ya 'gitmesekte görmesekte o köy bizim köyümüzdür' diye işte aynen öyleydi. Yani hiç öpüşmedik hiç dudaklarının tadını almadım ama sanki doğduğu günden beri benimmiş gibi. Sanki ilk değilmiş gibi, hasretle özlemle öptük birbirimizi."

Benzetmem de ayrı bir olay tabi. Neyse Ece benim heyecanlanınca saçmalayan biri olduğumu biliyor, o yüzden sorun yok.

"Heyecanını telefondan bile yoğun bir şekilde hissediyorum. Umarım herşey istediğin ve hayal ettiğin gibi olur. Çünkü senin mutlu olmanı herşeyden çok istiyorum. Seni üzerse Ateş'i mahvederim."

"Biliyorum kardeşim. iyi ki varsın."

"İyi ki varsın."

YOK ARTIK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin