☆ 25. Bölüm

89 6 0
                                    

"Neden geldin?" 

Sessizliği bozan her zaman ki gibi ben oldum. Hadi ama güzel bir gün geçirdim bunu bozma.

 "Çünkü seninle konuşmamız lazım."

 Tabi beyefendi siz konuşmak istediğiniz de konuşuruz, konuşmak istemediğinizde konuşmayız. Robotum çünkü ben.


"Konuşmak için geç değil mi?" dedim, saati göstererek.


Derin bir nefes alıp sabır dilenircesine yukarı bakıp tekrar bana çevirdi gözlerini.

Pardon da burada sabır dilenmesi gereken benim olmam gerekmez mi?


"Daha erken bir saatte geldim fakat arkadaşlarınla olan eğlencenizi bölmek istemedim. Maşallah kahkahalarınız dışarıdan duyuluyordu. O çocuk baya komik olmalı seni o kadar güldüğüne göre." dedi.


Gözlerinde anlamlandıramadığım bir öfke vardı. Mutlu olmam zoruna gitti herhalde. Söylediklerini es geçerek,


"Ne istiyorsun Ateş?" dedim. Bunu söylerken tek kaşımı da kaldırdım, umarım havalı durmuştur.


Gözlerini etrafta dolaştırıp , "Gerçekten mi Derin? burada mı konuşacağız?"


Oflayarak kenara çekilip içeri girmesini sağladım. Yanımdan geçerken gözlerimi kapatmamak için baya çaba harcadım. Lanet olasıcanın parfümü bu kadar güzel kokmak zorunda mı?


Sinirle kapıyı kapatıp salona geçtim. Babasının koltuğu gibi rahatça oturmuş. Gözlerimi devirerek, "Otursana, rahat ol ya kendi evin gibi." dedim ve yanına geçtim. Pişkince sırıttım, "Sağ ol Derincim, gerçek bir misafirperversin." dedi, mümkünmüş gibi daha da rahat bir pozisyon ararken.


Suratına 'Senden tiksiniyorum' gülüşümü atıp, yastığı kucağıma çektim. Ne kadar kendime bile itiraf edemesem de fena halde heyecanlanmıştım ve elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim.


Tamam, umursamaz davranışları ve yaşadığımız 'bana göre' romantik olan geceyi yok sayıp piçliğin dibine vurmuş olsa da, o Ateş' ti. Onu düşünmek bile beni delice bir heyecana sürüklerken, yakınımda olması beni fena halde zorluyordu.


"Ee, ne ikram ediyorsun bana?" dedi. 


Bu adam şaka mı acaba?


"Ateş sen benimle dalga mı geçiyorsun? Ne söyleyeceksen söyle." dedim, sinirle.


Yerin de rahatsızca kıpırdanıp, koltukta tamamen bana döndü.


"Pekala. Ben sadece ortamı biraz yumuşatmak istedim." dedi.


Bende koltukta ona doğru dönerek konuşmasını bekledim..








YOK ARTIK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin