" İçimdekileri anlatmak düşündüğünden daha zor, korkularım var biliyorsun. Birine güvenmek, inanmak ve sevmek benim için kolay bir şey değil. Ama Ateş le tanıştığımdan beri kendimi çok tuhaf hissediyorum. Şey.. o beni heyecanlandırıyor, ne kadar bir araya geldiğimizde didişsek de o bile beni mutlu ediyor. İmkansız biliyorum.." dediğimde Ece lafımı kesip
" Neden imkansızmış" dedi.
" Şirkete başladığından beri her gün farklı bir kız geliyor. Odaya giriyorlar ve çıkan herkes dağılmış oluyor, nedenini sen daha iyi bilirsin" deyip göz kırpınca
" Şu durumda bile bana laf sokuyorsun pes!" dedi.
" Her neyse sonuç olarak Ateş bana uygun biri değil. Tamam çok yakışıklı, bal rengindeki gözlerine bakmaya doyamıyorum, kokusundan uzaklaşmak istemiyorum, beni aşk la sarıp sarmalasın , yaralarımı sarsın bu içimdeki lanet boşluğu o doldursun istiyorum ama imkansız." dedim, Ece ye attığım yastığı alıp tekrar kucağıma koyarken.
" Ön yargılı davranıyorsun, insanlar değişebilir. Bence size bir şans ver ve ağlamayı kes."
Ece söyleyene kadar ağladığımın farkında bile değildim. Gözyaşlarımı silip
" Sanki o beni istiyor da ben istemiyormuşum gibi konuşmayı kes. Ne şansından bahsediyorsun , Ateş benim farkımda bile değil. Ben onun için sadece ona yardımcı olan bi çalışanım. Zaten etrafındaki manken gibi kızlardan beni görmesi tuhaf olurdu. Allah aşkına ne yapsın beni! "
" Sen hiç aynaya bakmıyorsun herhalde, Derin sen çok güzelsin , ya her şeyi geç senin o güzel kalbin yeter. Tamam Ateş seni fark etmemiş olabilir, bence fark etmemesi için kör olması gerekiyor ama yine de fark etmesini sağlayabiliriz" dediğinde anlamayan gözlerle ona baktım. Ece de benim jetonumun düşmediğini anlayınca devam etti.
" Yani kendine daha fazla özen göstereceksin. Saçına, makyajına, kıyafetine.. Hem sen söyledin bak bugün güzel giyinmiştin ve sana üstü kapalı çok güzel olmuşsun demiş" dediğinde inanamayarak ona baktım, gerçekten öyle mi demek istedi acaba.
---
Yataktan doğrulup alarmı kapattım. Tüm gece yatakta dönüp durdum, ben uyuyamadım! resmen kıyamet alameti. Yataktan kalkıp banyodaki işlerimi halledip çıktım. Dolabımın karşısına geçince dün Ece nin söyledikleri geldi aklıma. Belki de haklıdır yani aslında kesin haklıdır, sonuçta erkeklerle ilgili konularda benden daha iyi. Denemekte yarar var diyerek dolabımı alt-üst ettim. Sonunda Siyah-beyaz mini elbisemi üzerine de ince bir ceket giydim. Saçlarımı düzleştirdim ve uçlarına biraz hareket verdikten sonra makyajımı yaptım. Ten rengi topuklu ayakkabılarımı giydim ve parfümümü sıkıp aşağıya indim. Mutfağa geçtiğimde Ece kahvaltı yapıyordu.
" Günaydın " diye masaya yaklaşırken Ece bana baktı ve memnun bir ifade ile " Günaydın " dedi.
Onu dinlediğim için havasından geçilmez artık. Hemen bir şeyler atıştırdık ve evden çıktık.
Dışarıda arabamı göremeyince başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Hani elini cebine atarsın ve telefonunu bulamazsın ya onun daha beteri.
" Ece polisi ara hemen arabamı çalmışlar " diye bağırınca Ece bana sanki uzaylıymışım gibi baktı sonra gözlerini devirip koluma girdi.
" Arabayı dün mekanın otoparkında bıraktık ya Derin , senin iyice kafan gitti. Ben anladım bu aşk işleri sana göre değil "
" Nasıl yani kalbim dolunca beynim mi boşaldı " diye sorunca Ece kahkaha atarak bir taksi durdu, tabi beni çekiştirmeyi de ihmal etmedi.
---
Şirkete girince çok heyecanlandım. Yukarı çıkıp odama geçtim, kendimi sakinleştirmem lazım ergen gibi davranıyorum şuanda.
Tam dosyalarla uğraşırken telefon çaldı ve Ateş odasına çağırdı, hiç bir şey demeden telefonu kapattım. Ben neden onun ayağına gidiyorum ya o gelsin. Ben kızım o erkek sonuçta diye saçmalamanın dibine vurup onun patron olduğunu hatırlayıp oflaya puflaya kalktım yerimden odasına gittim.
Toplantı masasında oturuyordu. Off oda yine tamamen o kokuyor derin derin nefesler almamak için zor tuttum kendimi. Ateş bana ufak bir bakış attıktan sonra
" Ne dikiliyorsun orada gelsene " dedi sığır.
Karşısındaki koltuğa oturacağım sırada
" Yanıma gel " dedi. Yapma be Ateş işimi zorlaştırma daha fazla. Ben böyle içimden konuşurken artık nasıl bir surat ifadem varsa Ateş " Merak etme yemeyeceğim seni sormam gereken şeyler var " dedi. Kafamı sallayarak yanına geçtim. Sonra çalışmaya başladık. Benim için zorlu geçen yarım saatin ardından işimiz bitti , tam kalkacağım sırada Ateş
" Bugün harikasın " dedi. Allahım sana geliyorum. Ece haklıymış demek ki giyim gerçekten önemli. Yine de hemen öyle atlamamak için umursamaz bi tavırla
" Nasıl yani? " dedim.
" Bugün neredeyse hiç konuşmadın, konuşmayınca çok güzel oluyorsun benimde başım ağrımıyor. " dedi. Neye uğradığımı şaşırdım. Ece Allah belanı vermesin!
Öldürücü bakışlarımı atarak odadan çıktım. Ya benim dilim mi tutuldu normalde onu intiharın eşiğine getirene kadar konuşmam gerekiyordu. Kendime söve söve odama geçtim.
Günün diğer saatlerinde pek bir şey olmadı. Ece ile öğle yemeğine çıkıp olanları anlatınca çok komikmiş gibi gülüp durdu. O güldükçe benim sinirim daha da bozuldu. Onun aklına uyanda kabahat zaten ben Derin im ya , eskisi gibi olup onu hayattan bezdirmem gerekli. Madem onunla olmam imkansız, oda kimseyle olamadan erkenden ölsün.
Bence mantıklı.---
İşten çıkıp taksi aramak için biraz yürüdüm. Eve gitmeden önce arabamı almaya gitmem gerekiyor. Yavaş yavaş yürürken birden yanımda bir araba durdu, kafamı kaldırıp baktığımda Ateş i gördüm.
" Hayırdır araban nerede, yine kime vurdun " dedi. Bu çocuk kesin şizofren ya sanki ben ona vurmuşum gibi konuşup beni deli ediyor.
" iş yerin de yeterince seni çekiyorum zaten bari dışarıda huzur ver Ateş" dedim. Oda yalandan üzülmüş gibi yapıp " Öyle mi bende seni gideceğin yere kadar bırakabileceğimi söyleyecektim" dedi.
" Çok iyisin sağ ol " diyerek yürümeye devam ettim. arkamdan seslenince tekrar ona döndüm.
" Bu saate taksi bulman zor olabilir, gideceğin yere kadar bırakabilirim. cidden " dedi.
"Teşekkür ederim gerek yok " dediğimde
" Bu inatla yaşamak zor olsa gerek uzatmada bin hadi " dedi.
Aslında haklı bu saatte burada taksi bulmam zor olur diye düşünerek arabasına doğru ilerledim. Kimi kandırıyorum ki her türlü taksi bulurdum.
Lanet olsun nasıl bir kokusu varsa her yere siniyor ve bu benim işimi çok zorlaştırıyor.
Ben bu kadar iradesiz biri değildim. Bütün duvarlarımı darma duman etti resmen.
" Nereye gidiyoruz ?"
'Nikah dairesi' dememek için zor tuttum kendimi.
" Dün ki mekanda kaldı arabam. Onu alacaktım. " dediğimde kafasını sallamakla yetindi. Yol boyunca hiç konuşmadım. Aman ne kadar güzel.
Otoparkın oraya geldiğimizde durdu, kemerimi çıkardım. İnmeden ona dönüp " Teşekkür ederim Ateş" dedim. " Benim için bir şerefti" diye söyleyince gülümsedim, tam kapıyı açacağım sırada ismimi söyledi. O an ismimin ne kadar güzel olduğunu hissettim.
" Efendim"
" Yemek mi yesek acıktım "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YOK ARTIK!
Teen FictionBabası yüzünden erkeklere güvenmeyen bir kız.. Kızların hayatlarından çok yataklarına giren ruhsuz bir adam.. ©Tüm hakları saklıdır.