☆ 4. Bölüm

231 19 2
                                    

Sabah ki dallamayı karşımda görmem ile kaderime defalarca küfür savurdum.

Allahım neden ben neden ? İsyeaannn..

Ben böyle Halil Sezai mod takılırken şehir magandası herkese gayet kibar bir şekilde 'merhaba' dedi.

Sonra gözleri beni bulunca benim kadar olmasada o da şaşırmış görünüyordu.

"Ece ben mahvoldum."

"Çok yakışıklı değil mi, ne ballı kızsın be bu taşla birlikte çalışacaksın."

diye saçmalayınca ona en öldürücü bakışımı atıp 'sabah ki çocuk bu' diye fısıldadım. Ece kendine hakim olamayıp kahkaha atınca tüm gözler bize döndü. Ahmet Bey boğazını temizleyerek

"Ateş , Derin ile tanış sana iş ile ilgili konularda yardımcı olacak."

dedi. Lanet olası yine o piç sırıtışını takındı.

Kızım Derin bu sefer büyük sıçtın!

---

Ateş i gördüğümden beri masam da oturmuş ne yapacağımı düşünüyorum. Keşke sabah o kadar sert çıkışmasaydım adam patronummuş. İnşallah hayatı bana zindan etmez. Ama bir dakika ya Ahmet Bey ne demişti. 'Sen onun hakkından gelirsin'. Evet kilit cümle bu.

Telefon çalınca iç dünyamdan uzaklaşıp gerçeğe döndüm.

"Efendim."

"Derin Hanım Ahmet Bey odasında sizi bekliyor."

"Tamam geliyorum."

Telefonu kapatıp derin nefes aldım ve yerimden kalkıp odaya doğru ilerledim, kapıyı çalıp içeriye girdim.

Ateş 'gel Derin düzgünce tanışamadık' diye pişkin pişkin sırıtırken suratına kusmamak için zor tuttum kendimi.

Ahmet Bey 'kızım artık yan oda sana ait biraz önce talimatı verdim sende isteklerini ilet ona göre bi düzenlesinler odayı' deyince 'peki Ahmet bey' dedim.

Ateş eliyle koltuğu gösterince gözlerimi devirip oturdum. Annem olsa 'devirme gözlerini öyle kalacaksın bir gün' derdi, onu da çok özledim neyse eve gidince bir arayayım.

--

Ahmet Bey biraz daha oturduktan sonra kalkmış, bizi koca odada yalnız bırakmıştı.

Bu oda mı soğuk acaba ben neden titriyorum ki ? Kesin hasta olacağım kesin yoksa neden olacak.

"Eee napıyoruz Derin Hanım?"

dedi kinayeli bir şekilde. Ne diyeceğimi bilemeyerek 'ben dosyaları getireyim' diye bişey demesine izin vermeden kendimi odadan zor attım. Gözlerimi açtığımda bana doğru uzun bacaklı bi cisim geliyordu. Hay maşallah kız bak bak bitmiyor. Bana doğru yaklaşıp ' Ateşin odası nerde tatlım' dediğinde kaşlarımı çatarak yüzüne baktım, sonra arkamdaki kapının açılmasıyla 'Ateşşşşş' diye çocuğun üzerine atladı kaltak kız.

ooooo iş yeri canım burası bu ne sululuk diye kendi kendime konuşurken... Yok Artık!

Kız Ateş i hiç utanmadan dudaklarından öptü. Şaka mı bu cık cık cık işyeri canım burası diye içime yaşlı teyzeler kaçmış gibi baya ayıpladım. Tabi Ateş halinden gayet memnundu en sonunda dayanamayıp boğazımı temizledim 'ben burdayım be azgınlar' diye de bağırabilirdim ama yemedi tabi. En sonunda azgın aşıklar birbirinden ayrıldı. Kız bana iğrenir gibi bakıp Ateş i de alıp odaya girdi kapıyı çat diye kapattı.

Hani ben senin tatlındım diye kapıyı yumruklayacağımı sanıyorsan yanılıyorsun çırpı bacaklı. Of ben ne diyorum ya benim bugün iyice kafam yandı.

---

Odadan dolaylı yoldanda olsa atıldıktan sonra Ece nin yanına gitmeye karar verdim. Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Koca bir adamla , pardon koca sapık bir adamla nasıl çalışacağım hiç bilmiyorum.

"Ece ben istifa edeceğim."

"Niye mal mısın?"

"Eceee!"

"Tamam Tamam ne oldu söyle arkadaşına hemen."

Ece benim bu hayatta hiç tereddüt etmeden rahatlıkla herşeyimi paylaştığım tek kişi. Bizi bir arada tutan hayatlarımız aslında. Ortaokuldan beri hiç ayrılmadık, anne ve babalarımız aynı dönemler de ayrıldı. Birbirimize hep destek olduk halada olmaya devam ediyoruz. Hayatlarımız aynı ama kişiliklerimiz pekte öyle değil. İkimizde baba sevgisi görmedik, Ece eksikliği başka erkekler de aradı ben ise erkeklerden uzaklaşarak ve hepsinden nefret ederek o eksiklikle yaşamayı tercih ettim. Çünkü hiçbir erkeğe güvenmiyorum, babasına güvenmeyen bir kız başka bir erkeğe nasıl güvenebilir ki zaten. Başka bir erkek seni nasıl baban gibi sarabilir ki?

Ece nin seslenmesiyle kendime geldim.

"Efendim Ece pardon dalmışım."

"Ne oldu anlat diyorum."

Durumu ona anlattığımda çok abarttığımı akışına bırakmam gerektiğini söyledi. Belki de haklı , neden bu kadar taktım ki sanki..

"Derin bişey söyleyeceğim ama kızma olur mu ?"

"Söyle."

"Sen Ateş ten etkilenmiş olab..."

"Sakın Ece bu saçma cümleye devam etme."
diye çıkıştım.

"Neden kızıyosun çok hoş çocuk. Hem birinden etkilenmekten neden bu kadar korkuyorsun Derin 24 yaşındasın bilmem farkında mısın ama hiç sevgilin olmadı daha ne kadar sürecek bu durum. Ne zaman anlayacaksın bütün erkekler bizim babalarımız gibi şeref yoksunu değil. Artık çık şu ruh halinden ömür boyu yalnız yaşayamazsın yaşlanıp buruşunca çok pişman olursun bu günlerinin kıymetini bilmediğin için sonra gelip yine bana ağlama."

"Haklısın biliyorum ama ben.. korkuyorum. Hayal kırıklığı yaşamaktan, terkedilmekten, aldatılmaktan, sevilmemekten çok korkuyorum."

"Bunu yaşamadan bilemezsin birtanem korkarak kaçarak olmaz. Sen ya sennn Derin sen hiç bişeyden korkmazsın. Sen çok güçlü bir kızsın kendine şans ver."

"Tamam."

"Neee tamam mı ?"

diye çığırarak sarıldı manyak, sanki evleniyorum dedim.

Artık duvarlarını yıkma zamanı geldi Derin Yılmaz..

YOK ARTIK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin