☆ 5. Bölüm

196 15 3
                                    

Ateş şirkete geleli bir hafta oldu.

Birbirimize laf sokmalarımızı ve hergün başka bir kızın şirkete gelmesini saymazsak herşey düşündüğümün aksine iyi gidiyor.

Bu arada arababın farınıda yaptırdı.

Ece nin ısrarı yüzünden 2 gece dışarı çıktık, hamamda oğluna kız arayan kadınlar gibi bar da bana uygun birini bulmaya çalıştı ama elde var sıfır, tabi bunda benimde payım var her gösterdiğine bir kulp buldum. Allah aşkına bar da sevgilimi bulunur ya bende haklıyım. Neyse tabi yine ona yaradı buldu birini hemde ben lavobaya gittiğim sırada. Bi geldim telefonlar alınıp veriliyor.

Bugün yine çıkacağız, tabi bu sefer kafa dağıtmaya gideceğiz. Ece yeni açılan bi yerden söz etti muhtemelen oraya gideceğiz.

Şimdi de ne giysem diye dolabımla bakışıyorum. Sonunda siyah , bel ve omuz bölgesinde mavi şerit olan bi elbisemi giyip saçlarımı açık bıraktım hafif bir makyaj yaptım. Şeritlerle aynı renk topuklu ayakkabılarımı giyip küçük el çantamıda alıp çıktım.
Ece ile orda buluşacaktık.

Mekana girdiğimde çok kalabalık olmamasına sevindim. Etrafa biraz göz gezdirince Ece yi bana el sallarken gördüm yanına doğru giderken oturduğu masaya bir göz attım

Yok artık!

Ece , Ateş ve bir kaç kişi beraber oturuyorlardı. Ece hemen kalkıp bana sarıldı ve 'Bu iyiliğimi unutma fıstık.' deyip benden ayrıldı. Yanına oturmadan önce masadakilere kabalık olmasın diye gülümseyerek 'merhaba' dedim, onlarda samimi bir şekilde gülümseyerek 'merhaba' dedi , tabi Ateş dışında. O sadece şaşırmış bir şekilde bakmakla yetindi.

Ben üçüncü biramı içerken herkes yavaş yavaş içkinin de etkisiyle kendilerini müziğe bıraktılar. Masada sadece Ateş ve ben vardık, geldiğimden beri benimle hiç konuşmadı. Ben Ece nin dans edişine gülerken Ateş yanıma yaklaştı, bunun için o tarafa bakmama gerek yoktu parfümü resmen 'ben geldim' diyordu. Kulağıma doğru yaklaşıp,

 "bir an tanıyamadım değişik olmuşsun."  dedi.


Başımı kaldırıp ona baktım.  Allahım çok yakındık. Gözleri, kokusu, dudakları... çok.. çok yakınımdaydı. Zor da olsa kendimi toparlayıp 

"k-kötümü yani." diyebildim. Ben biraz önce kekeledim mi, içkiden herhalde.

"yok hayır, iyi."

dediğinde gülümsedim oda gülümsedi ve bizimkiler yorulup masaya dönünce ayrıldık, konuşmamız da orada bitti.

---

Herkesle vedalaşıp Ece ile çıktık oradan çok içmemiştim ama yine de taksiyle dönmeye karar verdik, Ece de bende kalacaktı.

Eve girip üzerimizi değiştirdikten sonra çift kişilik yatağıma yayılıp sohbet etmeye başladık.

"Ece, bir insana aşık olup olmadığını nasıl anlarsın?"

diye sorduğum da 'Sen aşık mı oldun?' diye öyle bir bağırdı ki kulaklarımı kapatmak zorunda kaldım.

" Kızım ses tellerini sökücem senin varya bi ayarın yok mu senin , sordum sadece sakin ol."

"Ne biliyim ben hiç aşık olmadım." dedi, yatakta kendine rahat bir pozisyon ararken.

"Aşık olmadan o kadar kişiyle sevgili olmanda ayrı bir sorun zaten."

"Oyalanıyorum işte sen bırak beni, neden sordun bu soruyu.?"

deyince gözlerimi kaçırdım.

"Ateş mi?"

demesiyle şok oldum.

" Çok mu belli ediyorum.?"

"O şirkete başladığından beri aşktan bahseder oldun bunu ben anlamayım da kim anlasın benim şaşkın arkadaşım.. ya da aşık mı demeliyim."

Yanımdaki yastığı fırlattım 'böyle yapacaksan konuşmuyorum' deyince 'tamam tamam anlat sustum' dedi.

Yerimde doğrulup içimdekileri anlatmaya başladım..

YOK ARTIK!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin