Efnan dünden beri babasının dediği o şeyi düşünüyordu. Akıla hayale sığar gibi değildi. Resmen ikisinin evliliği ve geleceği hakkında konuşuluyordu. Ayrıca daha kendileri bile söylemeden önce de bilinen bir şeydi bu. Allah'u Teala önceden kaderini çizmişti ve şimdi ise o kader yaşanıyordu.
İnanılır gibi değildi.
"Qız şokolad istərdin?" dedi yabancı bir ses. Dalıp gittiği düşünceler içinde birden irkilmişti.
Doğru ya. Şu an nişandaydı.
"Yok, teşekkürler." diyerek oturduğu sandalyeden kaktı ve cama doğru ilerledi.
Konuşmalarını zar zor anladığı bir kalabalığın içerisindeydi şuan. Büyük bir kalabalık vardı. Küçücük mutfakta kahve bardakları hazırlanmaya çalışıyordu. Beyaz tül elbise giyen minik çocuklar etrafta çığlık atarak koşuşturuyor ve ortalığı birbirine katıyordu.
"Nerede kaldı bunlar? " diye söylenerek cama doğru kafasını uzattı. Cadde boyu uzanan yolu kontrol etti. Grup arkadaşlarından bir kaçı da dışarıda bekliyordu. Ne ara dışarı çıktıklarını anlamadı.
Daha sonrasında ise salondaki kalabalığın içerisinden geçerek ayakkabılarını raftan aldı ve dışarı çıktı.
"Efnan... Geliyorlar hadi konfeti patlatacağız? " dedi Ahsen elindekileri sallayarak. Giyim kuşamına bakılırsa bayağı süslenmişti. Sanki kendi nişanı gibiydi.
"Ne ara çıktınız dışarı kızım siz? İçerde tek başıma kaldım. " dedi Efnan.
"Az önce. Hadi gelecekler şimdi. " dedi ve elindeki konfetiyi ona doğru uzattı. "Al bunu. Sen sağdan, ben soldan karşılıklı. "
"Bilmiyorum ben patlatmayı? " dedi Efnan telaşlı bir şekilde.
"Çevir bir tarafa işte. Patlar. " dedi Ahsen. Aslında kendisi de bilmiyordu nasıl patlatacağını.
Uzaktan Meryem'in sesi duyuldu. "HADİİ GELDİLER... "
"Hİİİİ KOŞ KOŞ! "
Teymur ve Gülçehre siyah bir arabanın içinde gelmişlerdi. İlk önce ön kapıdan elinde çiçek buketi ile görümce indi. Ardından ise Teymur ve Gülçehre.
Hız kesmeden başka bir araba geldi ve hemen siyah arabanın yanında durdu. Elinde kamera ile bir adam indi ve Teymurlar'ın peşinden koşturdu. Bu adam Benan'dı.
Arabadan diğer inenler ise Buğra, Fırat ve Ömer Furkan'dı. Hiç şüphesiz karşılıklı olarak kızlar ve erkekler birbirlerini görünce gerilmişti.
Ahsen ve Efnan kapının iki yakında yerlerini aldı. Diğerleri onların geçişi için geri çekilmişlerdi. Gülçehre ise heyecanlı duruyordu.
Ahsen konfetiyi patlatmak üzere çevireceği sırada uzaktan başka bir ses duydu.
"Bazı hanımlar konfetiyi yanlış tutuyor. Korkarım ki yaralanmasınlar ve bu güzel anı bozmasınlar." dedi Fırat.
Ahsen ilk başta elindeki konfetiye sonra da sesin geldiği yöne baktı. Fırat başka bir yere kafasını çevirmiş ve kendisine bakmamıştı. Konfetiyi ters çevirdi ve aynı anda patlatmak üzere Efnan ile göz teması kurdu.
"1..2.. 3. "
Mükemmel bir zamanla ile patlayan konfetiler, Teymur ve Gülçehre merdivenden çıkarken üzerlerine saçılmıştı.
Fırat Buğra'yı kolundan dürtükleyip güldü ve dedi ki; " Nasıldım ama?"
Buğra aynı şekilde gülerek karşılık verdi."Fenaydın kardeşim"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Helal Bro
ChickLit"Biri kursun önündeki asfalta koca harflerle 'SENİ SEVİREM HAFIZ' yazmış." dedi Vesile Hoca. Sinirli bir şekilde güldü ve bakışlarını bize çevirdi. "Hem de kırmızı harflerle." Hocanın karşında dizilen biz, kendimizi gülememek için zor tutuyorduk...