18. " Soya Soslu Cadı"

11.2K 1.4K 1.3K
                                    

Elindeki soya şişesini açmaya uğraşırken "Soya sosunu az koyduk bence." dedi Ahsen.

Berra şişeyi ellinden alıp hızlıca geri kapattı. "Saçmala çocuğu hastanelik edeceksiniz." derken şişeyi tekrar Ahsen'e uzatmıştı. "Sakla hemen onu."

"Aman siz de hiç bir şeyden anlamıyorsunuz. " dedi Ahsen.  "Ben bir nişanlanayım var ya... " dediği sırada mutfağın kapısında Fırat belirmişti. Ahsen'in sözü yarım kaldı.

"Kahveler hazırsa bekliyorlar." diyen Fırat Ahsen'nin elindeki soya soyasına bakıyordu. Kaşlarını çatıp, şok olmuş bir şekilde yavaşça geri çekildi.

Eli bir ara ambulansı aramak üzerine gelefonuna gitmişti ama Teymur'u lavobodan çıkarken görünce vazgeçti.

"Olum nerdesin sen ya? Kahveler dağıtılyor."

"Abdest aldım abi."

Fırat anlamış bi şekilde kafasını salladı. Bir yandan da onun için acıyordu. "Bol bol su iç tamam mı?  Kendini de zorlama asla. Adamlık bu sefer yerde kalsın. Hiç bir şey senin canından önemli değil."

"Ne oldu abi ya?  Ölecek mişim gibi birden? "

"Sen Türk adetlerine pek alışık değilsin ya ondan dedim. Hadi bakayım paşam göreyim seni." diyen Fırat,  Teymur'u arkasından iteleyerek salona gönderdi.

Birkaç dakika sonra Gülçehre'de elinde tepsi ile salona giriş yapmıştı. Kahveleri sırası ile dağıtmaya başladı.  O sırada Efnan ve Buğra da içeri tekrar geri girmişti.

Teymur tepsiden fincanı alarak güzelce süzdü. İyi gözüküyordu hatta köpüğüne bakılırsa bayağı hamarattı Gülçehre. Bir kez daha iyi bir eş seçtiği için mutlu oldu ve fincanı güler yüzle kafaya dikti.

İlk yudumu alır almaz ağzına kötü bir tat yayılmış, boğazından geçen her kahve damlası gözlerinden ateş fışkırmasına sebep olmuştu. Yine de dışarı bir şey yansıtmamayı başarmıştı. Gülümsemeye çalışarak sakince bir nefes verdi. Neredeyse ejderha gibi ateş püslürtecekti ağzından.

Ahsen arkadan çaktırmadan kikirdiyordu. Fırat bu durumu görünce daha fazla dayanamdı.

"Ne kattınız içine? "

Ahsen Fırat'ın bu sözü kendisine dediğine inanmamıştı. Gülmesi durdurarak kafasını yavaşça ona çevirdi.

"Bana mı dedin? " dedi imalı bir şekilde.

"Duvarla konuşuyorum Ahsen. Önüne döner misin lütfen."

Ahsen mi demişti o az önce?  Yoksa neden böyle şaşırmıştı kendi ismimi ondan duymasına. Yaşadığı bu anlamsız şaşırma ile önüne döndü tekrardan.

Fırat Ahsen'in böyle sakince tepki vermesine daha da çok şaşırmıştı.

"Ya sabır ya salamet." çekti kenince. "Kızım sana diyorum. Zehir falan yok değil mi içinde? "

Ahsen bu yüksek sesle birlikte yerinde sıçramıştı. Neden kızdığına anlam veremiyordu şuan.

"Ne bağırıyorsun ya? Hem ne zehri. Katil miyim ben. Katil mi demek istedin bana şuan? "

"Ne bu hali o zaman çocuğun? Yüzü sirke satıyor? "

"Düzelir birazdan sen işine bak." dedi Ahsen bilmiş bir şekilde. "Senin anlayabileceğin bir şey değil bu."

Kahvenin son yudumlarını sonunda boğazından geçiren Teymur elleri titreyerek fincanı sehpaya geri koydu. Kendini çok kastığı için içi bi hoş olmuştu.

Helal BroHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin