Bir kedi ile 1 ay geçirmek o kadar da zor olamaz değil mi?
Pekala yalnızca 2.gündü ve mark zihinsel çöküşün eşiğindeydi.
"Haechan!" kahverengiye dönen beyaz kedinin peşinden koşarken bağırdı.
Yine yağmur yağmıştı ve Mark istemeden bir pencere açmıştı. Haechan çamurda oynamak için dışarı fırlamıştı ve Mark onu yıkamak için Haechanı yaklamaya çalışıyordu.
"Kanepe değil! Haechan dur! Eğil!" Mark, kedinin kanepeye atlayarak onu kirlettiğini görünce bağırdı.
"Bu kediyi öldüreceğim."
Mark kirli pençeleriyle alaycı bir şekilde kanepenin üzerinden atlayan kediye baktı ve hayvanı göğsüne bastırarak kendini ona fırlattı.
"Seni yakaladım baş belası." Mark, kedinin koluna bastırdığı pençeleri umursamayarak bağırdı.
Banyoya yöneldi ve kuvetteki musluğu açmadan önce kedinin kaçmayacağından emin olmak için kapıyı kilitledi. Kedi hareket edip dursa da onu sıkıca tuttu.
Su doğru sıcaklıkta olduğunda, duş başlığını duvardaki kancasına sabitledi ve küvetin ortasına doğru doğruldu. Sonra zıplamaya başlayan kediyi içine koydu.
"Haechan! Hareket etmeyi bırak!" dedi kediyi yerinde tutmaya çalışırken.
Mark şampuan şişesini açmak için tek elini kullandı. Haechan için şampuan almayı unuttuğu için kendi şampuanını kullanmaya karar vermişti. İkiside aynıydı sonuçta değil mi? Sonuçta oda saç.
Kedinin kürküne nazikçe masaj yaptı. Çamur kahverengimsi rengi yerine Haechanın orjinal beyaz kürküne bıraktı. Ancak kedi kıpırdamaktan, etrafa su sıçratsa bile lekeyi temizlemekten vazgeçmemişti çünkü daha sonra temizlemek zorunda kalıcaktı.
"Bir kez olsun kıpırdamaz mısın?" inledi.
Haechan kıvranmaya devam etti ve bunu öyle bir güç ile yaptı ki Markı da küvetin içine doğru itti.
Böylece Mark, küvetin içinde duş başlığının altında uzanıyordu ve kedi hala elinde göğsünün üstünde başı eğik ve meraklı bir şekilde kahverengi küreleriyle ona bakıyordu.
(ç/n: hayal etmemeliydim hayır damn.)Ne olduğunu anlamadan önce Mark gözlerini kırpıştırdı.
"Bu kadar küçük bir şey nasıl böyle felaketler yaratabilir..." diye içini çekti. "Her neyse hadi durulayalım."
Mark oturdu ve kediyi kucağına koydu. Onu duruladı. Hiç çamur izi olmadığına ve güzel koltuğundan emin oldu.
Sonra bir havlu alıp kediyi içine sardı ve dikkatlice kuruladı. Birkaç dakika sonra kediyi havlusu ile birlikte klozetin üzerine koydu.
"Bir dakika burada kal, şimdi ıslandığıma göre duş almalıyım." dedi Mark, kıyafetlerini çıkartıp rafin üstüne koydu.
Duşa girdi ve suyu açtı, vücudundaki sıcak suyun hoş hissini içine çekti. Beyaz kedinin ona itaat ettiğini ve onu tamamen kontrol ettiğini gerçeğinden tamamen habersizdi.
(ç/n : anlık hyuck : ( ͡° ͜ʖ ͡°))Mark birkaç dakika sonra dışarı çıktı. Vücudunun alt tarafını havlu ile bağladı. Kediyi görünce kaslarını çattı.
"Bana itaat mi ettin?" şaşırarak konuştu.
Mark, kedi yanından geçerken kendi odasına gitmeden önce omuzlarını silkti ve banyo kapısın kilidini açtı. Mark, Haechanın yatağına sokulmuş halde bulurken yatak odasına girdi.
"Sepetin Renjun'nun odasında Haechan." dedi Mark, esnemeden önce koridorun diğer taraftını işaret etti.
Bugün zor bir gündü. Bunca zamandır Haechanın peşinden koşmak zorunda kalmıştı. Kendisi için tek bir saniye bile ayıramadı. Muhtemelen yemek yemeden uyuyacaktı. Bir şey hazırlamaya mecali yoktu.
Mark pijamalarını seçip giydi. Şimdi rahat ve uyumaya hazır hissediyordu.
Mutfağa gidip yiyecek bir şeyler bulmaya çalıştı. Renjun, eğer kedisini beslemezse onu öldürürdü.
Mark yemeğini hazırlarken ve Haechanın kasesine koyarken beyaz kedi mutfağa doğru Mark ı takip etti.
Kedi anında yemeye başladı. Kuyruğu mutluluk içinde soldan sağa doğru sallanıyordu.
Mark manzaraya gülümsedi. Zaten burda olduğu için kendisene yiyecek bir şeyler hazırlamak istedi. Ancak buzdolabını açtığında üzücü bir görüntü ile karşılaştı. Buzdolabı neredeyse boştu.
Yarın markete gitmesi gerekecekti....yapmak zorunda olduğu bir şey daha.
Ayrıca evin temizlenmesi gerekecekti çünkü Haechanın pençeleri nı heryerde görebiliyordu ve bu onu delirtiyordu.
"miyav." Haechan yumuşak ve temiz vücudu ile Mark'ın bacağına sürtündü. Kuyruğu dizine değdi ve Mark'ın huylandırdı.
"Evet, biliyorum. Bu berbat." Mark tekrar esnerken mırıldandı.
Mark yemek yemekten vazgeçti. Susadığı için neredeyse boş olan süt şişesini buzdolabından çıkarıp kapısını kapattı.
"yatacağım." dedi ince bir mırıldanmayla.
Mark, odasına yürürken sütün tadını çıkartmak için bir yudum aldı. Bu genelde yatmadan önce içtiği bir şey değil ama Mark sütü severdi ve günün her saatinde bir şeyler içiyordu. En sevdiği içecekti. İnanın bana restoranda süt sipariş edilebilseydi o bunu isterdi.
Mark şişeyi bitirmek için yatağa oturdu.
"Ah, dişlerimi fırçalamam lazım..." diye homurdandi ve sırt üstü düştü. "Beş dakika içinde gideceğim." şişeyi odasının çöp kutusuna doğru fırlattığında ve ön santim kaçırırken konuştu.Ve bununla birlikte Mark ağzının köşesinden damlayan sütü silmekten bile çekinmedi çünkü çoktan örtünün üstünde uyuya kalmıştı.
Ancak onu takip eden Haechan, bu cazip süt damlasını gözden kaçırmadı. Büyük bir çeviklikle yatağa atladı ve çocuğun ağzının köşesini yalayarak yeni tadı tattı.
Yani, bu süt müydü? Oldukça iyiydi. Haechan kesinlikle daha fazlasını istedi.
O, Mark'ın uyanmadığından ve ona bağırmadığından emin bir şekilde dinlenmek için karnına rahatça yerleşti. Mark onun için çok rahattı.
Nasıldı? Artık yavaş yavaş olaylara giriyoruz.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cat fight - Markhyuck (çeviri) ✅
FanfictionMark'ın bir insan ve Donghyuck'un bir kedi olduğu ve kendilerini düzinelerce "kedi kavgası" ndan zorla ayrılmış buldular. nct markhyuck, melez au [original @laurelynnnn] Başlangıç: 10 Şubat 2021 Bitiş: 26 Nisan 2021