>7<

670 76 62
                                    

Mark ilgisizce okula gitti.

Renjun her zamanki gibi onu neşelendirmek için burada değildi, bu yüzden radyoda çalan şarkıyı dinledi ve trafik lambasının yeşile dönmesini bekledi.

Birkaç dakika içinde Park yerine geldi. Okula gitmeden önce arabasını kilitledi. Zihni o gün ki dersleri ile doluydu.

"merhaba kanka." Mark kafasına atılan şaplak ile durdu.

El ele olan iki oğlanı görmek için arkasına döndü. "Merhaba Jaemin. Merhaba Jeno."

"Renjun ile değil misin?" Jaemin etrafa baktı.

"Bir aylığına Çin'e gitti. Büyükannesi hasta." Mark açıkladı.

"Ah, kötü mü?"

Mark omuzlarını silkti.

"Yani onu bir ay göremeyecek miyiz?" Jeno surat astı.

"Bir randevu ve sen zaten ona bağlısın." Mark mırıldandı.

Jeno ve Jaemin kızardı. "Bu bir randevu değildi..."

"Elbette." Mark kıkırdadı.

"Her neyse." Jeno başka bir konu açtı. "Bu gece televizyonda izlemek istediğimiz bir beyzbol maçı var."

"Gerçekten mi?" diye sordu Mark, heyecanlı.

"Evet!" Jaemin ayağa kalktı. "Yani, bir gece geçiriyoruz. Renjun'nu davet etmek istedim ama eğer burda değilse..."

"Nereye gideceğiz?" diye sordu.

"Kesinlikle benim evime değil." Jeno cevaplayarak Mark'ın kafasını karıştırdı.

"Evet, geçen sefer Wii oynarken televizyonu kırdık..." Jaemin açıkladı. "Ve benim evimde, ailem var. Bu yüzden tam olarak havaya girmeyeceğiz ama senin için uygunsa..."

"Evet benimkine gidebiliriz." dedi Mark.
(ç /n : cat boy hyuck: surprise motherfckr)

"Emin misin? Renjun aldırmaz mı?" diye sordu Jeno.

"Hayır." Mark sırıttı. Bu sabah evinde bıraktığı bir kediyi tamamen unutmuştu.

"Harika. Abur cubur var mı?"

"Evet, dün alışveriş yaptım." Mark gururla söyledi.

"Harika, o zaman okuldan sonra otoparkta buluşalım."

Ve bununla birlikte üç çocuk, bu sıkıcı okul gününden sonra birlikte geçirecekleri gecenin heyecanını yaşayarak kendi sınıflarına gittiler.

           

                          ~~~

   

                 
Mark, öğle yemeği molasının başladığını gösteren  zil çalar çalmaz sınıftan çıktı ancak sınıfındaki gençlerin az önce yaptığı gibi kantine koşmadı. Bunun yerine kütüphaneye koştu. Bunu neden yaptığından emin değildi. Orda bir şey aramaya ihtiyacı olduğunu hissetti. Ama ne? Hiçbir fikri yoktu.

Belki oraya gitmek onu aydınlatır?

Mark çeşitli koridorlarda geçti. Kütüphane görevlisini selamlayarak içeri girdi. 'tarih'. Buraya gelmesi kesinlikle bunun için değildi. Yine de kitaplara baktı.

O daha sportif biriydi. Kütüphaneye hiç gelmedi. Mark basketbol oynamayı, koşmayı, antrenman yapmayı, egzersiz yapmayı severdi. O ter dökmeyi severdi...okumak, yazmak, çalışmak gibi şeyler ona göre değildi.

Cat fight - Markhyuck (çeviri) ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin