Donghyuck, kulağının yanında vızıldayan bir sinek yüzünden uyandı.
Gözlerini açtı ve onu kör eden parlak ışık yüzünden hemen kapattı. Bir elini gözlerinin üzerine koyarak bu sefer onları yavaşça açtı ve parlaklığa alışmalarına izin verdi.
Donghyuck gerildi ve sonra ayağa kalktı. Odadan çıkmadan önce yatağı topladı.
Mark'ı aramaya başladı. Bütün odalara baktı ama insandan bir iz yoktu ancak o zaman onun bütün gün olmayacağını hatırladı. Ona okula gideceğini söylemişti.
Melez, bütün günü evde yapacak bir şeyler arayarak geçirdi.
Renjun'nun satın aldığı kedi oyuncakları ile dolu kutuda oynuyacak bir şeyler aradı ama insan formunda olduğu için oradaki şeyler şu anda o kadar da eğlenceli değildi.
Kuşları, sinekleri kovalamayı denedi ancak insan refleksleri kedi reflekslerine göre iyi değildi.
Saatler süren hiçbir şey yapmadan geçen sürenin ardından kanepeye uzanıp televizyon izlemeye karar verdi. Kumandayı aldı ve bir gün önce Mark'ın yaptığı gibi düğmelere bastı. Neyse ki işe yaradı. Peki...Donghyuck konuştukları dili anlayamadı. Sanat resimleri sunuyor gibiydi ama önemli değildi.
Donghyuck kanepede bir süre uzandı.
Bütün gün yemek yemeden sabırla bekledi. Hala saatin kaç olduğunu bilmiyordu. Saati okumayı denemişti ama bir kediydi, okumayı öğrenememişti.Donghyuck kanepeden atladı ve yiyecek bir şeyler aramak için mutfağa gitti. Tezgahta bir paket kedi maması gördü, Mark ona bir gece önce akşam yemeği olarak yemesini söylemişti. Onu yiyebilirdi ancak Mark'ın balığı lezzetliydi. Donghyuck biraz kaldı mı diye merak etti.
Buzdolabını açtı ve orda bir sürü yiyecek buldu. Meyveler, sebzeler, plastik ile yuvarlanan şeyler, et, balık...bir sürü şey vardı. Dünkü yemeğe dair bir iz yoktu.
Donghyuck bir tepsi balık aldı ve bilinçsizce dudaklarını yaladı.
Ama ya Mark onu akşam yemeği için hazırlamak isterse? Donghyuck kesinlikle azarlanırdı.
Bu kadar. Donghyuck, Mark'ın geri gelmesini bekledi.
Kedi ışıkları kapatmadan önce balığı buzdolabına geri koyar. Kanepeye dönmek üzere iken, midesi son kez hırladı ve kedi mamasına kalp gözleri ile bakmasına neden oldu.
Mark bunu yerse onu azarlamazdı. Bu onun yemeğiydi.
Donghyuck kendi kendine gülümsedi ve elini kedi mamasına daldırıp bir avuç aldı. Bir saniye bile beklemeden ağzına attı hepsini. Hızlıca çiğnedi ve hepsini birkaç saniye içinde yuttu.
Ama rahat bir nefes alamadan önce parlak bir ışıkla kör olmuştu ve anladığı bir sonraki şey, artık zemine daha yakındı.
"Miyav." Tekrardan kediye dönüşmüştü...
"Mark, neden yine etrafa tedirgin bir şekilde bakıyorsun? Ne oldu?"
"H-hiçbir şey." Mark evine girdi. Arkasından da Jeno ve Jaemin girdi. Donghyuck'un kendi ya da Renjun'nun odasında olması için dua etti.
"Ah, bu sabah televizyonu açık bırakıp çıkmışsın." Jeno, Mark'a televizyonu gösterdi.
"Ve..." Jaemin gözlerini kıstı. "Sanat kanalını ingilizce izliyorsun?"
"Kendinizi evinizde hissedin. Birazdan gelicem." dedi Mark. Panik içerisinde odasına koştu.
"O hangi cehennemde?" Mark, Renjun'nun odasına girerken inledi. "Donghyuck?" diye fısıldadı. "Dışarı çık. Bu komik değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cat fight - Markhyuck (çeviri) ✅
FanfictionMark'ın bir insan ve Donghyuck'un bir kedi olduğu ve kendilerini düzinelerce "kedi kavgası" ndan zorla ayrılmış buldular. nct markhyuck, melez au [original @laurelynnnn] Başlangıç: 10 Şubat 2021 Bitiş: 26 Nisan 2021