>34<

576 73 110
                                    

"Peki bunu nasıl yapacağız?" Jisung, ikisi mutfakta yalnız kaldıklarında Mark'a sordu.

Gecenin sonu ve herkes evine dönüyordu. Mark ve Jisung, Haechanı eve geri getirme yolları hakkında konuşmak için tabaklarla mutfağa gitmeyi başarmışlardı.

"Kolay. Donghyuck ile ayrılıyorsun. Sonra onu saklanabileceği bir yere götüreceksin. Sonra bize Haechanın evinin yanında olduğunu haykıracaksın. Renjun muhtemelen onu çağıracak. Sadece yolun karşısına geçeceksin ve sonra her şey hallolacak."

Jisung başını salladı. "Tamam, hadi yapalım."

"Ha...beyler?" Chenle kapıyı çaldı.

"Evet?" Mark cevapladı.

"Donghyuck seni odanda bekliyor." odasına koşmadan önce chenle'ya teşekkür etti. "ve...seninle konuşmak istiyorum...konuşabilir miyiz?" Jisunga sordu.

"Evet."

"Yeni tanıştığımızı biliyorum ama havalı birine benziyorsun." Chenle gülümsedi. "Numaranı alabilir miyim?"

Jisung kızardı.

"ve belki birbirimizi tekrar görebiliriz."

Jisung mümkünse daha da kızardı.

"Ama eğer istersen tabi." Chenle'da kızardı.

"Ha...e-elbette. Evet, yani evet." dedi Jisung, telefonu çıkardı. Nerdeyse yere düşürüyordu.

Chenle gülümseyerek kendi telefonunu çıkardı.



"Chenle beni beklediğini söyledi." Mark arkasından odanın kapısını kapatarak öksürdü. Kapıyı kilitlemeyi de unutmadı.

Tem da tahmin ettiği gibi, erkek arkadaşı tarafından kucaklandı. Mark hemen kollarını çocuğun etrafına doladı ve kulaklarını serbest bırakmak için bereyi çıkardı.

"Seni seviyorum." Donghyuck kucaklamasını sıkarak konuştu.

"Ben de seni çok seviyorum Donghyuck. Bu çok acayip çok." Mark cevapladı.

İki çocuk öpüşmek için ayrıldılar. Mark, Donghyuck'un yüzünü nazikçe tutarak ritme alışmasına izin verdi. Bir dakika sonra birbirlerinin gözlerine yoğun bir şekilde bakarak ayrıldılar.

"Akşam yemeğine kaldığın için teşekkür ederim." dedi Mark.

"Eğlendim. Çok açık değil miydi?" diye sordu kulağını kaşıyarak.

Mark kıkırdadı. "mükemmeldin kedicik." dedi burnunun ucunu öperek.

"Sen, biraz kıskanç bir tipsin." Donghyuck, akşam yemeğinde Mark'ın bacağını kavradığı ana atıfta bulunarak konuştu.

"Başkalarının benim olan şey hakkında böyle konuşmasından hoşlanmıyorum." Mark homurdandı.

"Renjun'nun kedisi olduğumu hatırlamama izin ver." Donghyuck işaret parmağı ile Mark'ı ittirerek konuştu.

"Evet ama sen sadece benim bebeğimsin."

"Evet ama-"

"Mark! Donghyuck!" Bir ses onların çekişmesini böldü. "Yaptığınız her neyse bırakın chenle, Jaemin ve ben gidiyoruz." dedi jeno kapıyı çalarak.
(ç/n : Jeno şal şunları xjxndnxjx)

Mark öksürdü ve Donghyuck kızardı. "T-tamam. Geliyoruz."




~~~





Cat fight - Markhyuck (çeviri) ✅Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin