Bölüm 3

21.5K 673 176
                                    

                       
Not :Bölüm sonuna bir söz bırakmayı unutmayın 🙈..iyi okumalar🎈

                          '' ACI ''

Medyada :KARADAĞLI KONAĞI

 Havin bir yandan konağın içini gezdirip bir yandan da düzeni anlatmaya başlamıştı.Bu görevi normalde Keje hanımın üstlenmesi gerekiyordu ama sabah fatma ablaya 'sen anlatırsın her seyi,sorun istemiyorum ' diyip gitmişti.Havin Keje hanımın sert ve otoriter tavrına karşılık tüm sevecenliğiyle elimden tutup konağın işlerini anlatmaya başlamıştı ve bunu yaparken abisine söyleniyordu.Bu hali komikti,kendince bana yabancılık çektirmemeye çalışıyordu.Kalbi de yüzü gibi güzeldi,havin fırat ağaya benziyordu,onun gibi merhametliydi. Berzansa keje hanıma çünkü onun gibi soğuk ve ölümcül bakıyordu ...

Akşam yemekleri çoktan hazırlanmış,sofra salona  kurmaya başlamıştık.Havin onlarla oturmam için ısrar etsede kabul etmemiştim çünkü Berzandan yine hakaret duymak istemiyordum.Son olarak ekmekleri de sofraya bırakıp salondan çıktım,aşağı inip mutfağa doğru geçecekken konağın kapısı çalındı.Kapıyı açmamla bir çift öfkeyle harıl harıl yanan ela gözleri görmem bir olmuştu.Gözleri kara delik gibi insanı içine çekiyordu ama o gözlerde bana ait olacak tek şey  nefretti.Berzan tam yanımdan geçecekken

-Hoşgeldim

Dedim.Bunu neden dedim bilmiyorum galiba abim işten döndüğünde onu kapıda karşıladığım için ağız alışkanlığı yapmıştı.Berzan önce alaycı bir gülümsemeyle bakıp bana doğru döndü.Yüzüme doğru eğilirken yüz hatlarıda sertleşmişti,az önce hoşuma giden elalıklar şimdi bana ölümcül bakıyordu,tıslayarak konuştuğunda ise gözümü bile kırpmadan ona bakıyordum

-kaybol ayağımın altından görmeyeyim seni !

Sert sözlerinin ardından cevap vermemi bile beklemeden yıldırım hızıyla yanımdan geçip gitmişti,ben ise kalakalmıştım.Kalbim onun ayaklarının altındaymış gibi ezdikçe eziyordu.Her şey zaten benim için zorken sanki mümkünmüş gibi daha çok zorlaştırmaya çalışıyordu.Sızlayan ruhuma inat gülümsemeye çalışıp mutfağa geçtim.Fatma abla ve Dilan mutfak masasında yemek yiyordu,yanlarına gidip

-bana da yer var mı ?

Demiştim.Fatma abla gülümseyerek bakarken Dilan huzursuzca yerinde kıpırdanmıştı.Fatma abla konuştuğunda dikkatim ona doğru  çekilmişti

-olmaz mı han..ıım ay Ezra kızım

Gülümseyerek sandalyeyi çekip oturduğumda Dilan kaşığını sertçe masaya bırakıp gözlerime baktı.Sert bir ses tonuyla 

-size afiyet olsun benim iştahım kaçtı.Ben bir şeylere ihtiyacı var mı diye gidip bakayım

Diyip masadan kalktı.İstenmiyordum ve bu gerçek her defasında yüzüme vuruluyordu.Berdeli kabul etmeyipte ne yapacaktım?iki canı töreye kurban verilseydi daha mı her şey güzel olacaktı?Berzana kalsa tek çare ölümdü ama benim bu hayatta bir kez  daha sevdiğim birini kaybetmeye göze alamazdım.Düşünceler yine zihnimde bir anda hücum etmişti,başımı kaldırıp fatma ablaya mahcup bir şekilde bakarken elini elimin üzerine koyup

-sen yemeğini ye kızım,bu gün çok yoruldun zaten

Dedi.Başımı tamam anlamında sallayıp yemeye başladım...Yemeğimizi bitirdiğimizde Havin ve Dilan salondaki sofrayı toplayıp mutfağa gelmişlerdi.Ben ve Fatma abla ise tüm bulaşıkları yıkamaya başlamıştık.Dilan çayı ocağa koyup mutfaktan çıkarken Havin yanıma gelip gülerek konuşmaya başladı  

-Yenge sen çayları getirirsin ben gidip annemle bu gün yaptığın yemekleri çekiştireceğim

-İlk günden görümcelik yapacaksın yani

VAHŞİNİN GÜLÜ(Final Oldu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin