Kağan, Ceylan'ın yanından hiç ayrılmak istemesede hemen emniyete gitmesi gerkiyordu.
Mesaisinin başlamasına iki saat vardı.
Arabası hala emniyetin önünde duruyordu.
Kudret'in adamlarının emniyetin yakınlarında beklediğinden emindi.
Aslında bugün işe gitmeyecekti.
Polat'a gelmeyeceğini söylemişti.Kağan'ın, Ceylan'la dün gece yaşadıkları beklediği bir şey değildi.
Kızdan özür dilemek ve onun nasıl olduğuna bakmak için gelmişti aslında.
Ama aniden gelişen olaylar Kağan'ın afallatmıştı.Pişman mıydı olanlardan?
Tabi ki hayır. Zaten aklındaki hayalindeki kız Ceylan'dı.
Yıllar önce kasabada Doğan'ın kardeşi olduğunu bilmeden görüp kalbine giren kızdı Ceylan.
Rüyalarında kurtarmaya çalıştığı, rüyalarında bile kalbini çarptıran kızdı. Kağan, hazırlanıp tam kapıdan çıkacağı sırada Ceylan, geldi yanına.
Kağan, Ceylan'ı görünce açtığı kapıyı tekrar kapattı.
"Günaydın. Neden erken kalktın. Biraz daha uyusaydın Ceylan.
Gece benim yüzümden den geç yattın zaten"
"Şey yani, İşe gidiyorsan Kahvaltı et istersen. Ben hemen hazırlarım.
Aç karnına gitme "
"Zahmet etme tamam mı güzelim?
Ben emmiyette bir şeyler atıştırırm.
Kendime iyi bakarım merak etme.
Hayatım şimdi çok değerli Ceylan.
Çünkü sen varsın artık.
Seninle geçireceğim bir ömür var."
Ceylan, Kağan'ın söyledini duyunca utandı ve gözlerini kaçırdı.
"Ben şimdi gideyim. Sonra tekrar gelirim.
Bugün önemli işlerim var. Bir an önce Kudret, denilen adamdan kurtulup seninle hayatıma başlamak istiyorum.
Bunun için ne kadar sabırsızım bilemezsin"
"Böyle şeyler söyleme Kağan.
Utandırma beni."
"Bir daha söylesene Ceylan"
"Neyi söyleyeyim. Anlamadım."
"Adımı bir kere daha söylesene.
Benim adım en çok senin ağzına yakıştı bitanem."
"Yaa Kağan. Sus artık. Hadi git işine."
"Senin utanmana ölürüm kızım" diyen Kağan, Ceylan'ı kensine çekip sarıldıktan sonra alnına küçük bir öpücük kondurdu.
"Kendine çok dikkat et tamam mı?
Kendini koru. Tehlikeli işlere kalkışma.
Sen benim için çok değerlisin Ceylan.
O kadar değerlisin ki anlatamam."
"Tamam Kağan, sen işine gidebilirsin.
Beni merak etme. Kendime dikkat edeceğim"
"Tamam sultanım çıktım"
"Yaa Kağan, ne kadar eski moda bu sözler"
"Bende eski moda bir adamım Ceylan.
Sende bu eski moda adamın sultanı"
Kağan, tekrar Ceylan'ın alnından öperek evden ayrıldı.
Bugünden itibaren yeni bir hayat onu bekliyordu.
Evden uzaklaştıktan sonra en yakın yerden çevirdiği taksiyle doğruca emniyete gitti.
Emniyetin başka bir kapısından içeri girip hemen kendi odasına geldi.
Odaya girdiğinde ise hiç beklemediği bir sürpriz onu bekliyordu.
Tuğba, Kağan'ın masasına oturmuş onu bekliyordu.
Kağan, ondan izin bile almadan odasına giren kadına ne kadar sinirlensede sakin olmaya çalıştı.
"Burada ne işin var Tuğba" dedi öfkeyle bakarak.
"Sakin ol Kağan. Bir şey yaptığım yok.
Seni özledim görmeye geldim.
Sabah geldiğimde araban emniyetin önündeydi.
Ama sen yoktun. Her yeri aradım seni bulamadım. Bildiğim kadarıyla gece nöbetinde yoktu ki. Kimse seni burada görmemiş"
"Sen benimi takip ediyorsun Tuğba?
Sana hesap vermek zorunda mıyım ben?
Nerede olduğum ne yaptığım seni ilgilendirmez.
Ayrıca dün gece evimdeydim.
Beni eve Polat, bıraktı. Arabamı burada bıraktım çünkü, araba sürecek kadar iyi hissetmiyordum.
Çok yorgundum Tuğba. Cevabını aldıysan gidebilir misin odamdan?
Yapacak işlerim var benim"
"Sana yardım edebilirim Kağan.
Son günlerde çok düşünceli görünüyorsun.
Sana yardım etmeme izin ver lütfen.
Sen benim için çok değerlisin. Bunu biliyor musun?
Senin üzgün olman beni çok üzüyor"
"Lütfen Tuğba, bak rica ediyorum.
Odamdan çıkar mısın?
Ayrıca ben iyiyim. Yardıma falan ihtiyacım da yok"
Tuğba, Kağan'ın daha fazla sinirlenmesine neden olmamak için hemen odadan çıktı.
Tuğba'yı dün gece Kudret'le yaptığı konuşmadan sonra bir türlü uyku tutmamıştı.
Sabah erken saatlerde gelip dün gece nöbette kalan arkadaşlarından Kağan'ın hangi işin peşinde olduğunu öğrenmeye çalıştı.
Kağan'ın neden cinayet şubeye geldiği ve hangi dosya hakkında çalıştığını öğrenemeye çalışmış ama bir şey öğrenememişti şimdilik.
En kısa süre de bir şeyler öğrense iyi olacaktı.
Yoksa kızını Kudret ten nasıl koruyacak bilmiyordu.
Kudret'in hiç kimseye acımayacağını çok iyi biliyordu.