Ceylan, geceyi geçirdiği oyulmuş ağaç kovuğundan çıkıp tekrar yürümeye başladı.
Vücudu biraz olsun dinlenmişti ayağında da fazla ağrı yoktu çok şükür. Şimdilik tek sorunu açlık ve susuzluktu. Bunada dayanmaya çalışıyordu.
Bir süre etrafına bakındı ama hiç bir yaşam belirtisi yoktu.
Kız daha fazla oyalanmadan yürümeye devam etti.
Nereye gittiğini bilmeden ormanlık alanda ilerliyor bir taraftan da etrafını kolaçan ediyordu.
Sık ağaçlar engebeli zemin yürümesini çok zorlaştırıyordu elbet
Yine de yılmadan yürümeye devam ediyordu.
Bir kaç saat yürüdükten sonra ağaçlar azalmaya başlamıştı.
Üstelik araba ve insan seslerinide duyuyordu.
Ceylan, yakında bir oto yol olduğunu düşünüyordu. Yada bir yerleşim yerine yaklaşmıştı.
Buna çok inanmak istiyordu kız.Yürümekten çok yorulsada duyduğu seslerin verdiği umutla yürüyüşünü biraz daha hızlandırarak yoluna devam etti.
Yarım saat kadar daha gittikten sonra
Seslerin geldiği yere ulaştı.
Karşısında gördüğü araba ve adamlar ise Ceylan'ın hayallerinin sonu olmuştu.
Gördüğü arabalar Kudret'in arabalarıydı. Adamlar ise onun için çalışan adamlardı.
Ceylan, bunu fark ettiğinde çok geç kalmıştı. Adamlardan biri Ceylan'ı çok tan görmüştü.
Ceylan, hemen geri dönüp kaçmaya çalıştı ama kaçmayı başaramamıştı.
İki adam hemen koşup kızı yakalamışlardı.
Ceylan'ın bütün çırpınmalarına rağmen onu götürüp Kudret'in önüne atmışlardı.
Ceylan, basını kaldırıp baktığında ona sırıtarak bakan Kudret Sarı yı gördü.
Gördüğü adam onun midesini bulandırmaya yetmişti.
Nefret ediyordu bu adamdan. Bütün kalbiyle nefret ediyordu.
Çok uğraşmıştı kurtulmaya ama bir türlü kurtulamamıştı. Nereye kaçsa yolu yine bu adama çıkıyordu.
Kudret, ona öfkeyle bakan Ceylan'a yaklaşarak önünde eğildi.
"Beni çok uğraştırdın Ceylan.
Çok zaman kaybettirdin bana.
Üstelik senin için çok insanı harcadım. Çok kan döktüm. Sen yıllarca kaçtın ben hep peşinden geldim.
Sonunda kendin geldin ve ayaklarımın dibine düştün.
Benim seni bulmama gerek kalmadan kendin düştün elime.
Bu bana son gelişin Ceylan.
Bu gelişin bir gidişi olmayacak.
Artık sana benim elimden kurtuluş yok. Benim elimden bir daha kurtulamayacaksın Ceylan.
Sen artık benimle yeni bir hayata başlayacaksın. Seni buradan uzaklara götüreceğim. Yurt dışına gideceğiz beraber. Abin ve o komiser bozuntusu seni asla bulamayacak."
"Sen hayal kuruyorsun Kudret Sarı. Seninle hiç bir yere gelmeyeceğim.
Ben seninle yeni bir hayata falan başlamıyorum. Asla. Bunu düşünme bile.
Benim bir hayatım vardı zaten. Senin mahvettiğin hayatım. Ben onu istiyorum. Senin olmadığın bir hayat.
Senin gölgenin olmadığı bir hayat istiyorum."
"Biliyor musun bu biraz zor Ceylan?
Sen benim yanımdaki hayatı yaşamak zorundasın bundan sonra.
Bu hayatı kabul edeceksin mecburen.
Benim le yaşamaya alışacaksın Ceylan. Zamanla sende beni seveceksin"
"Seni sevecek miyim? Biliyor musun, ölmeyi tercih ederim. Hem belki bilmiyorsun ama benim kalbim dolu Kudret Sarı.
Benim kalbimin bir sahibi var zaten.
Sana orada hiç bir yer yok.
Sen boşuna hayal kurmuş sun"
Kudret, Ceylan'ın söylediklerinden sonra çıldırmıştı.
Bir hamlede kızın boğazına yapıştı.
Sonra da dişlerinin arasından öfkeyle konuşmaya başladı
"O kalbini sökerim Ceylan. Başkası için çarpan o kalbini yerinden sökerim.
Sen benimsin bundan sonra.
Beni ister sev, ister nefret et. Bundan sonra sen benimsin.
O komiser bozuntusununda işini bitireceğim sen merak etme.
Onu bu dünyadan sileceğim.
Onun için atan bu kalbini onun ölümüyle parçalara ayıracağım"
Kudret, Ceylan'ın boğazını bırakıp adamlarına bakarak,
"Çabuk herkes arabalara binsin, hemen burdan gidiyoruz" dedi.
Kudret'in emrini duyan adamlar hemen arabalara koştular.
Kudret, Ceylan'ın kolundan tutup kendi arabasına sürükledi.
Kızı arabaya tıkıp kendiside şoför koltuğuna geçti.
Sonra da arabayı çalıştırıp gaza baştı.
Yolda hızla ilerlerken yollarına çıkan araba Kudret' in ani bir firenle durmasına sebep oldu.
Ne olduğunu anlayamayan Kudret, başını kaldırıp baktığında arabadan inen Kağan'ı gördü.