Bölüm On Beş

301 22 21
                                    

"Bunu nasıl yaptın Jacopo? Nasıl böyle bir şeye müsaade edersin?"

Minevra, Alexandra bir olmuş Jacopo de Pazzi'nin Delilah'ı saraya çağırmasına ve bu evliliğe onay vermiş olmasına tepki gösteriyorlardı.

Minevra söze girdi. "Size saygımız her zaman sonsuz ancak Vatikan'dan bu evliliğin iptalini istemek yerine nasıl onay verirsiniz?"

Jacopo hâlâ Francesco'nun "tutmadığın kaçıncı söz" lafını düşünüyordu. Ona karşı kendini borçlu hissediyordu. Hepsinin bir zamanı vardı ama şimdi zaman Francesco'yu kaybetmemekti.

İki kadına açıklama yapmak zorunda kalmış olmaktan nefret ediyordu. "Francesco olgun bir adam. Çocuk değil. Kararını vermiş ve bir evlilik yapmış. Bizler sadece saygı duymak zorundayız. Bu evliliğin iptali söz konusu değil." Alexandra'ya bakmadan eliyle onu işaret etti. "Derhal Delilah Medici De Pazzi için hazırlık yapın. Umuyorum ki ailemizi rezil etmezsin Alexandra."

Minevra artık öfkeden delirmek üzereydi. Elbisesinin eteğini şöyle bir düzeltip ellerini önünde birleştirdi. "Benimle uzlaşmanızı tavsiye ederim, aksi takdirde Adrian Vespucci küçük kızının kalbinin bu denli kırılmasını benim kadar sakin karşılamayacaktır."

"Bu bir tehdit mi Minevra?" İki hanımefendi birbirine düşmüştü şimdi de. "Bence demek istediğin bu değildi Minevra."

"Herkes işinin başına dönsün. Alexandra, dediğimi yap."

"Nasıl yani, Pazzi Hanedanlığı beni rahatça yesin diye saraya mı taşınmam isteniyor?" Yapmacıklığı belli olacak şekilde güldü. "Grazie. Yerimde mutluyum."

Francesco gülmeye başladı. "Korkarım seçme şansın yok."

Ellerini göğsünde birleştirip ters ters baktı Francesco'ya. "Ne demek yok? Ben gelmek zorunda değilim."

"Delilah." diye seslendi uyarıcı bir tonla. "Resmi olarak karımsın, bu da benim yaşadığım yerde yaşaman anlamına geliyor. Aksi takdirde kimseyi bu evliliğin gerçek olduğuna inandıramayız."

Bu evliliğin sözde evlilik olduğu gerçeği yüzüne çarpınca üstüne düşeni yapmak zorunda olduğunu hatırlamıştı Delilah. İstemeye istemeye gidecekti o saraya. "Benden nefret eden bir saray dolusu insan." Sesi hayıflanır gibi çıksa da hali hiç de öyle değildi. "Kulağa harika geliyor. En azından koca bir şehir değil, bir saray."

"Sana kalpten inanıyorum ki bütün sarayı dize getirebilirsin." diyerek güldü.

Delilah bakışlarını Medici Sarayı'nın olduğu yöne çevirdi. "Dize getirmek istediğim saray orası değil."

"Hepsinin bir zamanı var. Zamanı geldiğinde istediğini alacaksın."

Dişlerinin arasından yarı ciddi bir ifadeyle "Clarice Orsini'nin kellesini istiyorum." dedi.

Francesco çapkın bir ıslık çaldı. "Tam benim karıma göre bir cümle. Tam bir Pazzi'ye layık."

Delilah bir elini elbisesinin kemerine koyarak Francesco'yu taklit etti. "Pazzi è più grande del mondo." Pazzi dünyadan büyüktür. Karşılıklı gülüştüler.

"Gidelim artık. Eminim Alexandra de Pazzi seninle tanışmak için sabırsızlanıyordur."

"Ah bundan o kadar eminim ki."

Francesco, Delilah'ın arabaya binmesine yardım ederken Delilah kısa süreliğine kendine yuvalık yapmış olan annesinin evine baktı. Burada çok uzun zaman geçirmediği için ayrılmak o kadar zor gelmiyordu ama gene de içi burkulmuştu.

Huzurun KraliçesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin