Alexandra, asilliğine yakışır koyu turuncu renkteki elbisesinin uzun eteğini eliyle savura savura bir şekilde içindeki sıkıntıyla başa çıkmaya çalışırken Palazzo de Medici'nin salon dairesini arşınlıyordu.
Bu geniş salon Pazzi Hanedanlığı'nın ailecek vakit geçirebileceği bir yerdi. Tavandan neredeyse yere kadar olan pencerelerin hizasında kocaman minderler salonun bir kenarını oluşturuyordu. Diğer tarafta ise neredeyse otuz kişilik dev bir yemek masası ve hemen üstünde görkemli bir on sekiz kollu tavan şamdanı vardı.
Alexandra şimdi tam o iki kenarın ortasında öfleyip püfleyerek volta atarken bir an için durup derin nefes alarak sakinleşmeyi denedi. Bunu başaramayınca kendine kızıp boynundaki zümrüt kolye ile oynamaya başladı.Alexandra'nın ayaklı gazetesi Cılız Marsin içeri girdiğinde orta yaşların sonuna yaklaşan bu asilzade Pazzi kadınını ilk defa panik içinde gördüğü için şaşırmıştı ama dün olanları düşününce bunlar panik yapılmayacak gibi de değildi. "Vespucciler rahat durmuyor." Diyerek söze girdi. "O sahte mektubun onlardan çıktığına dair derin şüphelerim var."
"Hayır." Diyerek kesin bir dille karşı çıktı Alexandra. "Asıl şüpheler Clarice Orsini üzerinde olmalı." Marsin soru soramadan açıklamaya başladı Alexandra. Bu sarayda gençliğinden beri güvendiği belki de tek kişi Marsin'di. "Francesco, Delilah ile evlenmesini insanlara öyle bir lanse etti ki Medici Hanedanlığı'nın altın itibarı yerle bir olmuştu. Birçoklarının sempatisini de buradan kazanacağı belliydi çünkü insanların kafasındaki o sarsılmaz Medici itibarı artık sarsılabilirdi. Dışarıdan Delilah'ın ya da Francesco'nun canına kast etse bu onları seçimlerde aksine geriye düşürürdü. Bu yüzden direkt evliliklerini hedef almak istedi." Gözlerinde demir kadar sert bir ifadeyle ekledi. "Adım kadar eminim bu Clarice Orsini'nin işi."
Konuya bu yönden bakınca her şey Marsin'e daha mantıklı gelmeye başlamıştı. Bir süre duyduklarını içinde sindirdikten sonra kelimelerini özenle seçmeye çalışarak söze girdi. "Bence bunu siz kendi lehinize çevirebilirsiniz efendim."
"Ne demek istiyorsun?"
Uzun bir konuşma yapacağının haberini verir gibi boğazını temizledi cılız adam. "Uzun bir süredir Aurlien'i Francesco'nun yerine seçimlere girdirmek istediğinizden bahsediyordunuz. Francesco de Pazzi, bu haber yayıldığında aldatan adam olarak itibar zedelemiş olacak. Böylelikle hem reddedilmiş Medici'den hem de Francesco'dan kurtulabilirsiniz."
Bir an bile düşünmeden "Dimenticalo." Diyerek susturdu onu. Unut bunu. "Aurlien hala insanların gözünde bir ayyaştan fazlası değil. Bu, Francesco'nun bu kadar mutlak bir zafer beklememesinden önceydi. Delilah'ı hala istemiyorum ama kabul etmeliyiz ki o kadın Pazzilere bir saltanat bahşedebilir. Bu yüzden ne yapıp edip onu saraya geri getirmemiz gerek."
"O zaman sana daha kötü haberi vermeliyim." Alexandra ile göz göze geldiler. "Medici Sarayı'na gitti."
"Ne kadar da güzel bir genç kadın olmuşsunuz, tanrım!" Dışarıdan oldukça samimi görünse de Delilah Griselda'ya her an bakışlarıyla kin kusuyordu. Delilah'ın uzun, ipeksi saçlarına Griselda başta olmak üzere tüm hizmetçiler hayranlıkla bakıyordu.
Vecchio Sarayı'nın onlarca güzel odası vardı ve hizmetçiler herhangi birini Delilah'a hazırlamak için birbirlerini ezebilirlerdi çünkü Lorenzo'nun hassas damarı Delilah'tı ancak Delilah dün gece buraya geldiğinde önce annesiyle beraber kaldığı son odada kalmak istediğini, daha sonra başka bir yere geçeceğini söylemişti. Burası küçük, içinde tek gözlü bir şömine ve bir yataktan fazlası olmayan, alt katta bir odaydı. O an içinden her şeye başladığı yere geri dönmek gelmişti. Anılar ve aklında kalan annesinin seslerinin kırıntıları ona acı veriyor olsa da rahatsız olduğu durumlarla başa çıkmayı öğreneli çok uzun zaman olmuştu. Şimdi burada, annesinin cansız bakışlarını gördüğü o odada Francesco'nun kalbine indirdiği hançerin yarasını iyileştirmekle uğraşacaktı. Bazen büyük acıları dindirmenin en güzel yolu daha büyük acıları hatırlamaktır diye geçirdi içinden. Annesinin acısıyla, ailesizliğinin yalnızlığıyla kapışabilecek herhangi bir acı yaşayamazdı zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Huzurun Kraliçesi
Ficción histórica"Demek marifetleri yere göğe sığdırılamayan şu meşhur kadın çete lideri sensin." dedi genç adam, kahverengi pelerininin kapüşonunu yakışıklı yüzünü ortaya çıkaracak şekilde geriye doğru savururken. Klasik İtalyan erkeklerinin sahip olduğu yanık yeşi...