15. BÖLÜM

10.3K 532 4
                                    

"Film çok güzeldi." dedi Gökalp esneyerek.

Saat geç olmuştu. İkisi birlikte eve gelmesiyle yemek yiyip film izlemişlerdi. Bu akşam birbirleriyle daha fazla zaman geçirmek için fırsattı.

"Gökalp, bana ailenden bahsetsene."

Onu az çok tanımıştı. Mantı'ya bayıldığını, saçının okşanmasını sevdiğini, yalnızlıktan korktuğunu ve bunun gibi bir sürü şey biliyordu.

Ailesini bilmiyordu.

Ailesinden hiç bahsetmemişti.

"Annem öldü benim. Bilirsin, genelde erkek çocuklar annelerine çok düşkündür. Bunun en büyük örneği bendim. 11 yaşındayken kanserden kaybettik annemi."

Çatallaşmaya başlayan sesiyle konuşmasına ara verdi. Kelimeler boğazına diziliyordu. Her annesinin konusu açıldığında böyle oluyordu.

Kendini daha iyi hissettiğinde devam etti.

"Öldüğünü kabullenemedim bir türlü. Küçüktüm daha, çok küçüktüm. Zor toparlandım. Annem öldükten sonra da babamla aram eskisi gibi iyi olmadı. Kendimi soyutlamıştım aile kavramından."

Devam edemedi. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

Azra,Gökalp'i dizine yatırıp saçlarını okşadı. Ağzını açmadı, Gökalp'in ağlamasını bekledi. Gereksiz teselli cümlelerini sevmiyordu. Samimiyetsiz geliyordu ona. Şefkatiyle teselli etmeyi tercih etti.

Azra'nın bu hareketiyle daha da çok ağlamaya başladı Gökalp. Aklına annesi gelmişti. Annesi de böyle yapardı ona. Dizlerine yatırır saçlarına okşardı.

Azra'da hem sevgiyi hem anne şefkati bulmuştu. Aşk demek için erkendi. Ancak şüphesiz ki aşık olacaksa, Azra'ya aşık olacaktı.

Kocaman yüreği vardı. O yüreğine kendisini de sığdırmıştı, hissediyordu.

Hıçkırıkları dinmişti. Salonda iç çekişleri yankılanıyordu. İç çekişlerin de son bulmasıyla sessizliği Azra böldü.

"Rahatladın mı? Umarım daha iyisindir."

Kafasını kaldırıp gülümsedi.

"Evet, teşekkür ederim."

İç çekti Azra. Onu anlıyordu.

"Gereksiz teselli cümlelerini sevmiyorum. Ama seni anlıyorum. Ben de annemi kaybettiğimde 6 yaşındaydım. Babamla boşanmışlardı ve babam ortalıkta yoktu. Bizi kardeşimle yurda verdiler. Derken ikimiz ayrı ayrı evlat edinildik, ayrıldık. Bu günlere geldik bir şekilde."

"Sen çok güçlüsün. Bense duygusalım. Senin kadar güçlü değilim, hiçbir zaman da olmamıştım."

"Kendine bu düşünceyi aşılama. Sen de çok güçlüsün."

Geniş kanapeye uzandı ve Gökalp'i göğsüne çekti. Ortamda sadece nefes sesleri duyuluyordu. Bir de atan kalp sesleri..

"Kalbin çok güzel atıyor." diyerek kulağını biraz daha göğsüne bastırdı Gökalp.

"Kendi kalbini duymuyorsun sanırım."

Gökalp gözlerini duvara dikerek konuştu.

"En son annemle böyle uyumuştum. Ve şimdi senle.. Bu, çok güzel hissettiriyor."

Cevap vermek yerine sıkıca kavradı koca bedeni. Tekrar ellerini saçlarına çıkardı. Saçındaki ellerle mayışan Gökalp, çok geçmeden uykuya esir oldu.

Azra ise hemen yanıbaşında hissettiği nefesi dinlerken uyuyakaldı.

Açık perdelerden sızan gün ışığı içeriye doluyordu.

AZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin