7. BÖLÜM

13.1K 563 11
                                    

Başına giren ağrıyla kalemi bırakıp, ellerini şakaklarına koydu. Dünden sonra Miray ile konuşmamıştı. Sabah da erkenden moda evine gelip çizimlerine devam etmişti. 4 saat ara vermeden çalıştığı için kendini bitkin hissediyordu. Ama değmişti, çizimleri bitirmişti. Geriye sadece kumaş seçmek kalmıştı.

Odasının kapısının açılmasıyla kafasını kaldırdı. Nilsu elindeki kahveyi getirip önüne koymuştu. Bardağı alıp ağzına götürürken konuştu.

"Sen de olmasan ne yaparım bilmiyorum. Resmen hissetmiş gibisin."

"Yaparım öyle şeyler." Ardından çizimlere bir bakış attı. "Durumlar nasıl?"

"Bitirdim. Ve çok yorgunum. Eve gitmek istiyorum."

"Git dinlen. Çok iş yok zaten."

Kahvesinin dibi görmesiyle çantasını alarak ayaklandı. Uykusunu da tam alamadığı için esniyordu. Arabaya binip eve geçti. Ortalık sessizdi. Miray'ı öylece koltukta otururken gördü. Umursamadan gidecekken Miray seslendi.

"Özür dilerim."

"Sorun yok." Sorun vardı. Bunu ikisi de biliyordu.

Hızlı adımlarla gelerek ablasına sarıldı.

"Dediklerime aldırma sinirliydim." 

Sarılışına karşılık vererek yanağından öptü.

"Beni çok kırdın. Ama bir daha yapmamaya özen göstereceğini biliyorum.""

Bunu derken bile sesinden şüphe kalıntıları vardı. İlk değildi, son da olmayacaktı. Miray böyleydi. Düşünmeden hareket ederdi. Fevriydi. Ve kardeşinin bu tavırları en çok kendisine zarar veriyordu. Kardeşi zaafıydı. Her yaptığını alttan alıyordu ancak bu karakterine tersti.

Çabalamaktan, onu memnun etmeye çalışmaktan yorulmuştu.

Ama bundan sonra sürekli suyuna gitmeyecekti.

Odalarına çekildiler. Kardeşiyle ilgilenemiyordu, farkındaydı. Çok çalışıyordu, yoruluyordu. Defileye kadar böyle sürecekti.

Sabah bir şeyin yere düşme sesiyle uyandı. Hızlı adımlarla aşağı inerken, Miray'ı tencereye söverken buldu. Kendini belli etmek için öksürdü. İşe de yaramıştı. Miray'ın bakışları kendisine çevrilmişti.

"Günaydın. Uyandırdım mı? Neyse iyi ki uyanmışsın. Gel bak kahvaltı hazırladım." dedi hızlı hızlı. Bu hali gözüne çok tatlı gelmişti.

Gülerek kahvaltıya oturdular. Kahvaltıdan sonra da işe gitmek için yola koyuldu. Rutin olmuştu artık. Uyan, Miray ile kahvaltı yap, işe git.

Moda evinden içeri girmesiyle hızlıca kendini odasına attı. Her yere büyük bir kargaşa hakimdi. Kendini direkt işlere verdi.

Kapının çalınmasıyla gözlerini kağıtlardan aldı.

"Gel!"

İçeri iç mimar olan arkadaşı Derya girince kaşlarını kaldırdı.

"Derya? Bir sorun yok değil mi?"

"Hayır canım. Ev bitti. Anahtarları vermeye geldim. Ne meraklı insanlarmış. Her gün başka biri geldi 'Kim taşınıyor?' diye sormak için."

Gülmekle yetindi.

"Oturmaz mısın?"

"Yok canım, başka zaman. Anahtarı da verdiğime göre gidiyorum. Bay" Havadan öpücük atarak geldiği gibi gitti.

Güldü onun bu deli hallerine. Üniversiteden arkadaşıydı. Biraz çatlak olsa da seviyordu. Aklına ev gelmesiyle Miray'ı aradı. Çağrısı cevapsız kalınca meraklandı. Tekrar aradı. Cevapsız çağrı sayısı 18'e ulaşana kadar böyle sürdü. 

AZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin