20. BÖLÜM

8.4K 469 12
                                    

Cüneyt'in dediklerinin ardından salonda ölüm sessizliği vardı. Cüneyt yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu sezmiş olacak ki tekrar sözü devraldı.

"Yoksa bilmiyor muydun? Allah beni kahretmesin. Bak benden duymadın ama tamam mı? Üzülme sakın, Gökalp de seni bırakmak istemiyor zaten."

Bu olamazdı işte. Gökalp'in en büyük hayalini ellerinden almak istemiyordu, arada bariyer olmak istemiyordu.

"Gitsin.."

İki bedenin de şok olmuş gözlerini üzerinde hissetti ancak gözlerini yerden kaldırmadı.

"Ne diyorsun sen abla? Sen ne olacaksın? Hiçbir şey yaşanmamış gibi seni bırakıp gidecek, yok ya!"

"Ben diyeceğimi dedim, Berat. En büyük hayali buyken, yoluna taş koymak gibi bir niyetim yok."

"Ama o senden önceydi. Şu an sen varsın Azra." diyerek araya girdi Cüneyt, bir umutla.

"Konu tartışmaya kapalı. Benim moda evine geçmem gerekiyor. Her şeyi Gizem'e yıktım resmen. Hazırlanıp çıkacağım." diyerek odasına çıktı düşünceli vaziyette.

Arkasında da kendisinden farkı olmayan, düşüncelere boğulan iki kişi bıraktı.

"Neden öyle davrandı? Gökalp'in gitme ihtimali söz konusuyken bu kadar soğukkanlı olması, bir şey olmamış gibi işe gidecek olması... Ne diyeceğimi şaşırdım."

"Gökalp abiyi sevmediğini düşünüyorsan at o düşünceyi kafandan." diyerek sinirini dışarıya vurdu Berat. Ablasının sevgisine laf ettirmezdi. O emindi ablasının Gökalp abiye olan sevgisinden.

"Sakin ol. Öyle bir şey düşünmüyorum zaten. İkisinin de birbirini deli gibi sevdiği konusunda hemfikiriz. Ama böyle olmamalı. Kendi elleriyle gönderiyor çocuğu."

Sıkıntıyla saçlarını karıştırdı. "Onun açısından da bakmak lazım. Gökalp abinin sonradan pişman olmasını istemiyor. Kendisinin bir engel olarak görülmesi.. Kesinlikle bok gibi bir durum."

"Haklısın. Ben gideyim de bir Gökalp'i yoklayayım." diyerek çıktı evden.

Cüneyt'in ardından Azra'nın da inmesiyle Berat da ayaklandı.

"Berat ben çıkıyorum. Sen istediğin kadar durabilirsin." diyerek kardeşinin yanaklarından öptü.

Berat tan ağzını açacaktı ki, Azra diyeceklerini hissetmiş gibi araya girdi.

"O konuyu açma Berat. Sadece Gökalp'in gelip benimle konuşmasını bekleyeceğim." diyerek kaçarcasına çıktı evden.

Moda evine geldiğinde etraf durgundu. Anladığı kadarıyla işlerde yoğunluk yoktu. En azından güzel şeyler oluyordu.

Odasına geçerken Nilsu ve Gizem de peşinden geldi.

"Kendimi toparlayacağım diyerek kendi alanına çekildin, suratlar yine beş karış. Neler oluyor Azra?"

Mecali olmasa da içini dökmenin iyi geleceğini bildiği için anlattı her şeyi.

"İşte böyle.. Hayat mutlu olmamı istemiyor belli ki."

"Aslında.." diyerek başladı Gizem, aklındaki fikirleri ortaya dökmeye.

Sonrası ise düşünceler arasında kalan Azra'dan ibaretti.

"Emin misin Gökalp?" dedi yeniden Cüneyt.

"Eminim diyorum Cüneyt. Zorlama artık."

"Tamam ben de kalmanı isterim. Azra için, ikiniz için, hepimiz için. Ama bu teklifi dört gözle bekliyordun sen. Bir anda silip atman.. Pişman olmanı istemiyorum sonra. Azra da böyle düşünüyor."

Sevdiği kızın adını duymasıyla hızla başını Cüneyt'e çevirdi. Öyle hızla çevirmişti ki, Cüneyt irkilmişti.

Cüneyt ise dediği şeyi yeni idrak etmişti. Çenesini kapalı tutamamıştı.

"Ne dedin sen?"

Cevap gelmemesiyle sinirlendi.

"Gidip Azra'ya mı söyledin gerizekalı?"

"Abi ne bileyim ben, haberi var sandım. Öğrenince de üzüldü ama soğukkanlıydı. Gitmeni istiyor." Son cümleyi kısık sesle söylemişti ancak duymasına engel değildi.

"Ne demek gitmemi istiyor?" diye sordu hiddetle Gökalp.

"O da benim gibi düşünüyor. Sonradan pişman olursan çok üzülür. Hayallerine engel olmak istemiyor."

"Ya benim hayalim o! Onu bırakamam. O varsa hiçbir şeyin önemi yok. Söylemeyecektim ona, konu kapanıp gidecekti. İyi halt ettin Cüneyt!" diyerek hızla evden çıktı, arkasındaki seslenişleri umursamadan.

Saatine baktı. Azra'nın işten çıkış saati geçmişti. Muhtemelen evdeydi. Arabayı evine sürdü. Gelir gelmez hızla kapıya ilerledi ve kapıyı çaldı.

Kapı açıldığında gözlerini Azra'da gezdirdi. Kötü durmuyordu. Kötü olmasını elbette istemezdi, ancak hiç mi üzgün değildi? Kaşları istemsizce çatıldı.

"Konuşmamız gerek."


AZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin