19. BÖLÜM

8.9K 470 30
                                    

Kapının çalmasıyla kapıya yöneldi. Akşam olmuştu. İstemeye istemeye Gökalp'i kendi evine yollamıştı ve şu an Berat'ın geldiğini düşünüyordu.

Kapıyı açtı.

Evet, Berat gelmişti.

"Hoşgeldin."

Ellinde tuttuğu, muhtemelen içinde pijamaları olan çantayı kenara bırakıp ablasına sarıldı.

"Hoşbuldum."

Kendisiyle beraber içeri yönlendirdi kardeşini. Bu gece tamamen onundu. O ne istiyorlarsa onu yapacaklardı. Koltuklara oturduğunda birbirlerine döndüler.

"Ne yapmak istersin, film izleyelim mi? Bu gün ne istersen onu yapacağız." 

Kaşlarını kaldırdı Berat.

"Bu gecenin düzenlenme amacı ne peki? Hem de durduk yere. Yeni eniştemizle alakalı sanırım." İğneleme yapmaktan vazgeçmiyordu.

Derin bir 'of' çekti. Kıskançlığından mı yapıyordu bilmiyordu ama uğraştıracağı kesindi.

"Berat sorun ne, neden böyle yapıyorsun?"

Bunu demesiyle daha da yüzü düştü.

"Seni üzüyor muyum?"

Yanlış anlamıştı işte. Hızla kalkıp yanına oturdu.

"Beni üzmüyorsun. Sadece davranışlarının sebebini öğrenmek istiyorum."

"Kıskanıyorum. Abimle sürekli görüşsen de benimle görüşmüyorsun. Muhtemelen annem yüzünden pek eve de uğramıyorsun. Seni zaten çok az görürken sevgilin olunca hiç göremeyeceğim.  Tüm ilgin, sevgin ona kayacak."

Dediklerini duymasıyla göğsüne çekmişti kardeşini. Onu bir yandan da anlıyordu. Gerçekten onunla pek görüşememişti ve bu durumun onu üzdüğünü yeni anlıyordu.

"Özür dilerim. Üzüldüğünü bilseydim her gün seni görmeye gelirdim. Kasıtlı olarak abimle görüşüp seninle görüşmemezlik yapmıyorum. Abim ya iş yerine geliyor ya da evime, bu şekilde görüşüyoruz. Miray'a bile doğru düzgün vakit ayıramadım. Bu hafta zaten üzgündüm, pek dışarıya çıkmadım." kafasını eğerek yüzüne bir bakış attı ve devam etti.

"Sen de çıkıp gelebilirsin. Benim evim, senin evin. İstediğin kadar kal."

"Öyle olsun, yeter bu kadar duygusallık. Gönlümü aldın merak etme. Sen git mısır patlat ben de film bakayım."

Gülerek mutfağa yöneldi. Elinden mısır kasesiyle çıktığında kardeşini albümlerinin başında buldu.

"Çocukken de çok güzelmişsin."

Kardeşinin yanına adımladı. Üstüne bir hüzün çöktü. Eskiler ne zaman açılsa, böyle olurdu.

"Birsürü fotoğraf vardı bebekliğime dair. Ama artık yoklar. Annem öldükten sonra diğer eşyalarımız gibi onlar da bilinmezliğe karıştı. Muhtemelen çöptedir. Bu kareler, Melda Teyze beni evlat edindikten sonra çekildi."

Ablasının üzerindeki kara bulutları dağıtmak amacıyla toparlandı ve albümü yerine koydu. Üzüleceğini bilseydi o albümü eline bile almazdı.

"Hadi gel filmi başlatalım. Bilgisayarı televizyona bağladım. Çok da güzel bir film seçtim." diyerek ablasını koltuklara yöneltti. Ardından kendisi de yanında yerini aldı.

Film esnasında birkaç kez Gökalp'in mesajlarına cevap vermişti. Berat'ın görüp huysuzlanmasıyla telefonu da bırakmıştı.

Şimdi ise film bitmişti ve Berat'ı uyandırmaya çalışıyordu.

"Berat, kalk hadi. Filmin sonunu da göremedin."

Uyanan Berat, önce nerede olduğunu kavrayamamıştı. Sonra kendisine gelmesiyle ayaklanıp merdivenden çıkmaya başladı.

Arkasından kendi de giderken, kardeşinin kendisinin odasına girmesiyle güldü. Artık tek uyumaya veda edecekti. Bir Gökalp, bir de Berat vardı artık hayatında.

Kardeşi yatağa geçmesiyle yana kayıp kendisine baktı.

"Sormadım ama seninle yatacağım. Bundan böyle alışsan iyi olur." dedi içinden geçenleri okumuşçasına.

"Bir şikayetim yok." diyerek kendisine ayrılan yere yattı.

Yatmasıyla kardeşinin kolları arasına girmesi bir olmuştu. Çok geçmeden ikisi de huzurlu bir uykuya dalmıştı.

Sabah zilin ard arda çalmasıyla uyandılar. Berat söve söve kapıyı açmaya giderken, Azra önce kendine çeki düzen verip öyle inmişti.

Aşağı indiğinde Cüneyt'in geldiğini görmüştü.

"Cüneyt, bir şey mi oldu? Kapıyı kırar gibiydin."

"Olmaz mı canımın içi, bizim hayatımızda bir şey olmadan olmuyor zaten." dedi dalga geçerek. Ardından diyeceği şeyleri hatırlamış olacak ki ciddileşti.

"Ee neler düşünüyorsun son olanlar hakkında?"

Kaşları kendinden habersiz çatıldı.

"Neyden bahsediyorsun?"

"Neyden bahsedeceğim canım, Gökalp'e NBA'dan teklif gelmesinden bahsediyorum. Hep hayaliydi sonuçta."

Cüneyt, salonun ortasına pimi çekilmiş bir bomba bırakmıştı.


AZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin