8. BÖLÜM

12.5K 549 44
                                    

Sabahın erken saatlerinde işe gitmek için evden çıkıp arabasına yönelmişti. Arabasının etrafındaki kişileri görünce adımları yavaşladı. Muhtemelen 4-5 yaşlarında çok tatlı bir çocuk ve birkaç erkek duruyordu. Ne olduğunu anlamak için gözlerini üstlerinde gezdirdi.

Henüz kendisini fark etmemişlerdi. Yaklaşdıkça konuşmaları daha net duyuyordu.

"Abi, biz de bu arabadan alalım mı?"

"Aslanım benim arabamı beğenmiyor musun? Bir Range Rover olmasa da Jeepleri küçümseme."

"Lan al kardeşini gidelim. Yanlış anlaşılacağız. Hepimiz toplanmışız burada."

Geldiğini belli etmek amacıyla öksürdü. Küçük çocuğun abisi olan kişi ne diyeceğini bilememiş olacak ki kafasını eğip ensesini sıvazlamaya başladı.

Sessizliği bozan aralarında en büyük ve ağır başlı olduğunu tahmin ettiği kişi bozdu.

"Kusura bakma kardeşim. Mert arabaları çok seviyor. Seninkini de görünce yapışıp kaldı arabaya."

Gülümsedi. Karşısındaki koskoca adamlar suç üstü yakalanmış gibi utanıp bozarıyordu.

"Hiç sorun değil." Ardından adını Mert olduğunu öğrendiği küçük çocuğa döndü. "Ben de arabaları çok severim. Seninle tanıştığıma memnun oldum Mert."

Mert'in abisi Ali bu tavır karşısında rahatladı. Egoları boyundan büyük zengin sosyeteler gibi terslemediği için memnundu. Zaten karşısındaki kadın öyle birine benzemiyordu. Öyle olsa burada ne işi olurdu?

"Ben de çok memnun oldum Azra." Abisinin bakışlarını görünce yutkundu. "Yani.. Azra abla. Ben de bu arabadan istiyorum. Ama param yok."

Adını bilmesine şaşırmamıştı. 'Olanlardan sonra bilmeyen var mı ki?' diye iç geçirdi.

"İstediğin gibi hitap edebilirsin. Benim de bir zamanlar param yoktu. Ama çok çalıştım şimdi de çok param var. Eğer sen de okuluna odaklanıp ders çalışırsan bu arabadan alabilirsin. Bir de müsait bir zamanda seni arabayla gezdirmek çok isterim." Göz kırptı.

Mert'in abisinin konuşmasıyla ona döndü.

"Hayırlı olsun bu arada." Arkasındaki eve bakış atıp. "Bir isteğiniz olursa köşedeki gri evde oturuyoruz. Ben Ali." Uzattığı elini sıktı.

"Ben de Azra." Bunu hepsine hitaben söylemişti. Yüzlerinde beliren gülüş ise 'Zaten biliyoruz' gülüşüydü. Tam hepsiyle tanışmıştı ki telefonu çaldı. Onların da gitmesiyle ekrana baktı. Umut Demiroğlu arıyordu.

"Alo Umut?"

"Azra selam. Babam yemek işini bu akşama ayarladı ve sizi davet etmemi istedi. Uygun mu?"

"Uygun. Saat kaçta?"

"8."

"Akşam görüşürüz öyleyse."

Moda evinde yoğun bir kargaşa vardı. Herkes iş peşinde koşturuyordu. Yanına Gizem'in gelmesiyle dikkatini ona verdi.

"Elbiseler hazır. Git bir bak. Gözüne hitap etmeyen bir şey olur belki. Ama ben bayıldım!"

Heyecanla Gizem'i takip etti. Elbiselerin önünde durduğunda tek tek süzdü. Çizdiklerinin birebir aynısıydı.

"Çok beğendim. Kesinlikle eklenecek bir şey yok."

Yanına hızlı hızlı bir çalışanının geldiğini görmesiyle onu dinlemeye başladı.

"Azra Hanım, Mehmet Bey'in asistanıyla konuştum. Onlar da hazırlıklara başlamış. Mekan belli, dekore ediliyormuş. Gidip görmek istersiniz diye konumu da aldım."

"Harika. Konumu bana mesaj olarak yolla. Gidip kontrol edeceğim."

Konumu kontrol ederken arabayı sürmeye başlamıştı bile. Telefonu çaldı.

"Abla, akşam geç gelme. Annemleri çağırdım. Oturalım sohbet edelim. Annemle doğru düzgün tanış."

Akşam yemeği planını ona söylemediği için çoktan kendi planını yapmıştı bile. Nasıl ona söylemeyi unutmak gibi bir salaklık yapabilirdi?

"Miray.. Sana söylemeyi unuttum. Bu akşam Demiroğlu ailesinin yemeğine davetliyiz." Sesi mahcup çıkmıştı. Gelmek istemeyebilirdi, fikri değişmiş olabilirdi.

"Ah.. O zaman annemi başka zaman çağırırım. Zaten daha haber vermemiştim ona."

"İyi o zaman. Alışverişe çıkmak istersen çıkabilirsin. Sana kredi kartı çıkarttım. Odamda komodinde duruyor."

"Teşekkür ederim! Büşra'yı alıp çıkarım"

Büşra demesiyle aklına Buğra gelmişti. Numaralarını birbirlerine verdiklerinden beri mesajlaşıyorlardı. Arkadaş gibi olsalar da kesinlikle flörtleşiyorlardı. Ondan etkileniyordu ya da hoşlanıyordu. Emin değildi.

Geldiği gri mekana baktı. Dışı çok ihtişamlı değildi ama içinin çok güzel olduğundan emindi. Genelde defilelerde böyle mekan kullanırdı.

İçeri girdi. Etrafı süzdü. Yanılmamıştı, çok güzel olmuştu

Bu defilenin üstüne titriyordu resmen. Çok önemli kişiler gelecekti. Her şey dört dörtlük olmalıydı.

Çalışanlara baş selamı verdi. Etrafta dolanırken bir yandan kontrol ediyordu. Ortaya büyük bir sahne kurulmuştu. Kenara büyük bir masa. Yiyecek içecek servisi bulunacaktı orada. Sahnenin etrafında sandalyeler. Son olarak kulise de göz atınca buradaki işi bitmişti. Moda evine geri döndü.

"Nilsu, davetiyeler sahiplerine ulaştı mı? Mankenler tamam mı? Son anda sıkıntı çıkmasın."

"Evet, hiç merak etme. Her şey istediğin gibi. Bir sıkıntı yok."

Sıkıntıyla saatine baktı. Fazla oyalanmıştı. Yemek için hazırlanmalıydı.

"O zaman ben çıkıyorum. Dikkatli olun, bir sıkıntı istemiyorum. Bir şey olursa hemen haber ver."

Hızla kendi evine geçti. Soğuk bir duşun ardından ne çok abartılı, ne de çok sade bir elbise giydi. Altına topuklu ayakkabılarını geçirip makyajını tamamladı. Hazırdı, Çıkabilirdi.

Miray'a hazır olması gerektiğini, yola çıktığına dair mesaj atıp evden çıktı.

15 dakikaya mahalleye varmıştı. Kardeşini göremeyince inip zile bastı. "Geliyorum" diye sesini duyunca tekrar arabasına ilerliyordu ki kendisine yaklaşan Buğra'yı gördü.

Belinden tutulup yanağının öpülmesiyle gülümsedi.

"Çok güzel olmuşsun. Her zamanki gibi.."

Adamı süzdü ve cevapladı.

"Sen de üstünde iş kıyafetleri olmana rağmen çok yakışıklısın. Her zamanki gibi.."

Derin bir gülümseme bahşetti birbirlerine. Gözleri ayrılmazken, gelen sesle bir anda uzaklaştılar.

"Bir insan kendine daha ne kadar hayran bıraktırabilir acaba?"

Kendisini hayran gözlerle süzen Büşra'ya gülümseyip sarıldı.

"Güzel bakan gözlerinin sırrı o."

Bu manzaraya şahit olan Miray'ın içine kıskançlık tohumları ekildi.

"Hey, sen benim ablamsın."

Gülen gözlerle kardeşine baktı ve kolunun altına aldı. Buğra ve Büşra'ya döndü.

"Bize müsaade. Yemeğe davetliyiz. Sonra görüşürüz."

Demiroğlu ailesinin evine doğru yola çıktılar.

Tek dilekleri olaysız, huzurlu bir gece geçirmekti. Ancak kader çoktan planlarını yapmıştı.

AZRAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin